Anladım ki günden güne eririm,
Su ile yıkanmış şekere döndüm.
Bir sağa, bir sola yalpa vururum;
Dingili bozulmuş tekere döndüm.
Doktorlar benimle oynayıp durur,
Göçmen kuşlar göçer gider velâkin,
Leyleği de turna sanma Üstadım!
Dokununca göğe çıkar her sakin;
İkaz eden korna sanma Üstadım!
Yamyamların gözü düşer çiğ ete,
Gazı alev alev yakan fitildir,
Alev fitilinin üstüne titrer.
İnsanlığı yakıp yıkan katildir,
Kimi katilinin üstüne titrer.
Yoksulun emeği ucuz mu ucuz,
Asırlardır kandırdılar,
Uyan artık uyan halkım!
Nice yakıp yandırdılar,
Uyan artık uyan halkım!
“Elden gitti, din” dediler,
Vazgeçtim dünyanın her nimetinden
Bahçesinden geçtim, bağından geçtim.
Ayrıldım her türlü variyetinden
Ovasından geçtim, dağından geçtim.
Kıymetini verdim her bir kıymetin
Yolum yolsuza düşeli,
Çürüdüm eyvah çürüdüm.
Boynumda boza pişeli,
Çürüdüm eyvah çürüdüm.
Bugün derdi, yarın derdi
Ey vatandaş, vatanına sahip çık!
Olan varlığını çalar giderler.
Makus talihini bir kez daha yık!
Yoksa vatanını böler giderler.
Seyreyle Dünya’yı, her yerde talan
Bu yaraya halkım vursun neşteri,
Yoksa iyi olmaz yaram var yaram!
Bu derdi satamam, çıkmaz müşteri
Bedenimden ağır daram var daram!
Halk düşmanlarını haklasam bile,
Öyle narin, öyle zarif
Ben böyle bir güzel gördüm.
Bilmem nasıl etsem tarif
Ben böyle bir güzel gördüm.
İri gözler siyah zeytin,
(Cimon (Simon) ile Pero'nun Hikâyesi)
Kumaş tüccarı idi, yalancı bir ortakla
Bu ortağın ağzında, ıslanmaz idi bakla…
Yalan yanlış beyanla, kaç kez etti ispiyon
İşte bu yüzdendir ki, mahkûm olmuştu Simon.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!