Beni anmışsın dün akşam
Dostlar meclisinde
İçip içip şiirimsilerimi okumuşsun
Bitmiş boş şişelere
Beni hiç bilmeyenlere.
Sonra kayalara fırlatmışsın şişeleri
Yatağım
Her gece yollara düşürür beni,
Uçarak karanlıkta sana gelirim,
Kimse görmez
Sen bile.
Sonra geri getirir beni,
Hiç haberim olmaz.
12,01,1994
Eskiden çılgına dönerdim sesiyle
Tamburun, kanunun, kemanın, udun
Ta hücrelerime kadar dinlerdim, bitesiye
Kederlenirdim, coşardım, mest olurdum.
Şimdi sazların üstadı çalsa hüzzamı
Seni düşünüyorsam sessizlik istiyor kapatıyorum
Ya da sımsıkı tutuyorum iki kulağımı
Hatıralarımda senin sesini dinliyorum.
Sesin en şen nağmelerden güzel
Kolların bir liman huzur bulduğum
Gülüşün şarkıları susturur, ömre bedel
Yaşama sebebimsin, baharım şiirim, mutluluğum.
Çık gel bu yalnızlığımda ne olur çal kapımı
Uşşak makamı şarkılar beni avutmadı
Sussun tüm sazlar, sussun hep yalnızlık makamı
Haykır kulağıma, muştula busenle vuslatı.
Bin şarkıyı bin huri bin sazla çalsa en sevdiğim
Her şeyim tamam olsun her gün bayram sabahları
Sen olmadıkça her yer cehennemdir bana Gelinciğim
Sen cennetimsin, ömrümün kür-dili hicazkarı.
25.04.1997
Osman KARADAĞ
Ne gördüm biliyor musunuz? Çarşıda;
Komşu kızını gördüm,
Biriyle geziyordu kol kola.
Ar namus kalmamış hayasızda.
Ne olmasını beklerdin daha,
Saldım çayıra mevlam kayıra.
Yapabilir miydi bunu?
Babası erkek olsa.
Şşt baksana şu geçen yavruya,
Ah bir girse koynuma!
Milyarlar borcum olsun,
Borçluyum demem Allah’ıma.
15,02,1994
Kendimi yazdım sayfanın tam ortasına
Sonra oturup boş sayfaya
Bomboş gözlerle baktım
Yarı sarhoş, yarı acı dolu
Biraz isyan, biraz coşkulu
Sonra yanıma yazdım acımı
Ne tuhaf şey özlemek:
Her şeyi ama her şeyi, özgürlük adına.
Dağlara çıkmayı,
Sarhoş olmayı zil zurna,
Kusarcasına...
Kızgın güneşin altında saatlerce...
Birkaç balık için yanmayı...
Islık çalarak gezmeyi,
Öylesine, amaçsız, umarsız...
Ve seni özlemek kilometrelerce uzaktan...
Ne tuhaf şey özlemek.
Ne tuhaf.
Neler neler geliyor insanın aklına...
Güzelim hayallerin arasına kötü düşünceler giriveriyor,
Damdan düşer gibi,
Bıçak keser gibi...
Oysa ki şu an seninle aynı şehirde olmak
Aynı havayı solumak varken;
Arada yüzlerce kilometre...
Çıldıracakmış gibi oluyor insan.
Ne tuhaf şey özlemek bu ortamda.
Hiçbir şartı sen yaratamıyorsun.
Tercih şansın bile yok...
Neden bu ayrılık bu yasaklar...
Alıp başını gitmek yasak özgürce
Ne dağlara...
Ne balığa...
Ne sevdiğine
Hayatın tam yaşanılası zamanında
Nedendir bunca ayrılık...
Ve ben böylesine asiyken...
Pişman olacağım şeyler yapmaktan korkuyorum
Anlamsızlığımdan kurtulmak için.
Özledim seni
Tariflerle anlatılacak gibi değil.
Bildiğim bütün kavramları,
Bütün kelimeleri birbirine katsam.
Hiç yazılmamış şiirler düzsem sana...
En hisli duygularım bile yetersiz kalır.
İnan
İçimdeki özlem ifade edilecek gibi değil.
Eğer ki sana bu kadar bağlanmasaydım
Düşünmezdim seni gece gündüz.
Sevmezdim saçlarını sever gibi
Karanlık geceleri..
Bütün bu çaresizliğimde
Bir kor gibi yakarken özlemin içimi
Yokluğun umursanmayacak gibi değil.
Eksiğim, hep yarımım,
Günlerim hep zarar yokluğunda.
Sen ey yaşamak kadar güzel kadın:
Özgürlüğüm,sabrım, takatim,
Sen ey özlediğim kadın
Mantığım meyil tutmuş sana
Seni seviyorum.
23.09.1994
Osman Karadağ
Ruhlarımız ölümsüzse eğer
Ölümlü duygularımızı anlar mı hiç.
Ölümsüzlük imkansızsa eğer
Ve ölümü özlerse ölümlü
Ruh özlemi anlar mı hiç.
Kalplerimiz de ölümlüyse
Mutluluk ruhumuza huzur veriyorsa
Ya kalp ölümsüz
Yada ruhlarımız ölümlü...
Bir karışıklık var bu felsefede.
17,08,1993
Belki rüyamda ki şiir sensin.
Gözlerin esin olup,
Kalemimden dökülüvereceksin.
Bir tomurcuksun.
Rengi meçhul...
İlanı aşk edercesine belki,
Beyaz gül olup-
Açıvereceksin
15.11.1997
Osman Karadağ
Neden yürüyorken
Herkes bana bakıyor diye düşünüp,
Kendimi toparlıyorum sanarak
Biraz daha acayip yürüyorum.
17,08,1993
Uykusuz gecelerim böyle miydi eskiden...
Penceremde taa Akdeniz...
İyot kokardı buram buram gecemiz.
Evin üstünde uyurdum...
Yıldızları örterdim üstüme,
Aya koyardım başımı,
Meltem rüzgarları silerdi terimi, ıslak rüyalarımın
Çam ağaçlarındaki cırcır böceklerinin melodisini duyardım
Ta uzaktan la diyez,
Ve kurbağaların.
Şimdi uykusuz gecelerimde duvarlar
Sağım solum ve üstüm..
Odam duvar
Bahçem duvar
Penceremde karşı duvar...
Dört duvar içindeyim uykusuzluğumda
Sanki beni boğuyorlar.
Osman KARADAĞ
08.03.2009
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!