DALINDAN KOPAN YAPRAK
Dalından kopan yaprak nasıl yere düşerse,
İnsan dağları deler eğer kalpten severse.
Bir fındık kabuğunu malesef doldurmuyor,
Komşuluğun canına okuyor dedikodu.
Günlerce dinlesen de gerçeği buldurmuyor,
İnsanı halden hale sokuyor dedikodu.
Yılların dostlukları hiç uğruna bitiyor.
CANAN
Dağı taşı aşıp garip gönlüme
Çiçeklerle selam versene Canan
Tebessümle hayat katıp ömrüme
Nasılsın deyip de sorsana Canan
BULUŞTURDUM
Gözyaşımla kalbine, nehirler oluşturdum,
Kalbim ile aşkımı, toprakta buluşturdum.
CEMRE DÜŞTÜ
Artık şimşekler çakacak
Yağmur sağanak yağacak
Aşk pınarları dolacak
Havalara cemre düştü.
OLMASAK DA BERABER
Aldığım nefes bile benden uzak bi-haber,
Sen benim canımdasın olmasak da beraber.
OLMAZ MI
Her doğruyu bilmek, hakkındır lakin,
Söylenmez her yerde, olmalı sakin,
ABESE SURESİ
Mekkidir. Adını birinci ayetinden alır. Bu surenin bir özelliği de Peygamberimizin uyarılmasıdır. Kur’an’ın diğer bazı ayetlerinde de uyarılara muhatap olmuş Efendimiz. Bunların birinci amacı: insan olması. Peygamberler büyük hatalardan mahfuzdurlar, korunmuşturlar. İsmet sahibidirler. İkinci amacı: Allah Resulünün hayatı Rabbimizin kontrolü altında. Bir hata işleyince uyarılıyorsa, onun tüm eylemleri Allah’ın kontrolünden geçiyor. Bu kontrole takılanlar düzeltiliyor. Eğer düzeltilme ihtiyacı bulunmuyorsa onlarda zımmen onaylanmış demektir. Üçüncü amacı: Hepimize. Bakın Allah’ın Resulü, Resul iken hatası kendine söylendiğinde Rabbine sığınıyor. Tevbe, istiğfar ediyor. Siz neden hatanızı savunursunuz. Hata etmek bir, hatayı savunmak bin suçtur.
1. Abdullah Ümmi Mektum üzerinden gerçekleşen bir olayı dile getirir. Aynı zamanda özürlülerle ilişkimizin nasıl olması gerektiğini öğretiyor. Kişilerin Allah katındaki değerinde malın, zenginliğin ve nesebin yer almadığını öğretiyor bize bu sure. Zengin sevenler, meşhur sevenler de uyarılmış oluyor.
2. Tefsirlerin hemen hemen tümünde bu ayetlerin muhatabı Peygamberimizdir. Ama olan Ümmi Mektum, Resulullah’ın Mekke’nin ileri gelenleri ile sohbet ederken içeri girip “Rabbimin sana öğrettiklerinden bize de öğret” demesi üzerine gerçekleşiyor. Günümüz tefsircilerinden bazıları bu iki ayetin muhatabının Resülullah olmadığı, çünkü aynı ifadeler “Müddessir Suresinin” 22, 23, 24, ayetinde Kureyş’in iki meşhur sapığı hakkında geldiğini görüyoruz. Yine “TEVELLA” kelimesi nerede geçse orada ya kâfirler ya da müşrikler için kullanıldığını görüyoruz. Bu iki ayette muhatap Allah Resulünün konuştuğu ileri gelenlerdir. Allah Resulü bir ama ile muhatap olacaksa eğer, biz toplumun küçük kesimleri ile aynı sohbette olmayız diyorlar. Bu surede Allah Resulüne uyarı yok mu? Şimdi geliyor.
3. Allah resulü, müşriklere anlattığı esnada Ümmi Mektum oraya gelir. Müşrikler surat asar ve sırtını dönerler. Peygamberimizi dinlemeye alışık olmayan, müşriklere anlatamadığı için üzülür. İşte ona bir cevap olarak gelir ayetler.
ADİYAT SURESİ
Adını ilk ayetinden alır.
Düşmanca saldırı manasına gelir.
Mekkidir. İlk surelerdendir.
AHİRETE İMAN
Her zerrede bir mektup, okumayı bilene.
Yol sırat-ı müstakim, her dem açık gelene.
Cennet vaadediliyor bu da böyle biline.
…..Kur’an’ın emirleri Müminlere fermansır.
Yığın yığın olsa da,dağlar kadar günahım,
Senin şanındandır af,affet bizi Allah’ım.
Yüreğiniz dert görmesin.Dualarınız kabul olsun.
Neredeyse bir yıl olacak siz benim bir şiirime lutfedip görüş bildireli. Utanarak itiraf ediyorum ki şiirlerinizi okumaya bugün başladım. Antolojiye eskisi kadar sık uğrayamıyorum. Okuduğum iki şiiriniz diğerlerinin de çok güzel olduğunun habercisi. Allah nasip ederse hepsini okuyacağım. Selamlar...