Sırların içine konmasaydı, eğer bir sır,
Firavun’lar diyarı olur muydu hiç Mısır?
Makedonya’dan çıktı bir büyük mucize de,
İskender Kral, neden oldu bu kadar cesur! ..
Zaman ister uzak olsun ister ırak
Sen tedbirini al, takdiri Hüda’ya bırak.
Yaşarken hayatta bilinçli olmak gerekir;
Ancak bilinçli yaşamla olur hayat parlak.
Derdin nedir, ey bulut, hep böyle ağlar mısın?
Döktüğün gözyaşıyla sel olup çağlar mısın?
Büyüdükçe ırmak nehir, koca deniz olup,
Garip yolcuların yollarını bağlar mısın?
Yaratılışta insan başına akıl kondu,
Ömür boyu bu cevheri iyi kullan dendi.
Akıl sayesindedir ki insanların tümü
Kader denilen o makus talihini yendi.
Cihat deyip, dini mübini İslam adına,
Bakılmıyor öldürülenlerin feryadına.
Dilim dilim parçalara ayırıp ümmeti;
Biri birine kırdırıyorlar inadına.
Ey ömürleri harcayıp gelip geçen günler;
Ey zamanın unutturduğu şöhretler ünler,
Ey bugün hala gözlerde gönüllerde tüten,
Özlenen, aranan anılarla yüklü dünler…
Yirmi birinci yüzyılda Dünya ısınıyor
Isınma sözü aciz kalır, sanki yanıyor
Güneş o eski güneş olmaktan çoktan çıktı,
Bir ateş gibi hem yakıyor hem de yanıyor.
Daha bugünden sadece on yıl kadar önce,
Selamlardı insanlar bir birini görünce.
Birden ne selam kaldı nede sabah,
Cep telefonları piyasaya girince.
Yirminci yüzyılda uygarlığı ilerlettik,
Görülmedik şekilde birden ileri gittik.
Keşiflerle icatlar insanı rahatlattı,
Artan üretimle de kendimize yettik
Detaylar tümüyle atıldı sade öz kaldı;
Seninle aramızda verilmiş bir söz kaldı.
Karşıma nerden çıktın ey meleklerin şahı;
Seni görünce gönül iflas etti, göz kaldı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!