Düştüğün yerden
Kalkmaya çalış.
Eğer kalkamıyorsan;
Orda yaşamaya alış.
Yüzmeyi öğrenmeden,
Güzel giyim, güler yüz itibar getirir,
Tevazu ile tatlı söz, asalet verir.
İnsan ruhu cevherdir, işlemeye değer
Paha biçilmez olur, istenirse eğer.
Meydanlarda vaatler dinledi,
Bazen güldüyse, bazen inledi.
Her programın sonunda düşünüp;
Bunları önceden de duyduk dedi.
Durdu, boşa koydu dolduramadı,
Sen çatınca kaşlarını,
Halim yaman oluyor.
Çelikten bakışların,
Beni teslim alıyor..
Sen çatınca kaşlarını,
I
Ey Kafkasların yüksek kartal yuvası,
Ey Türklüğün düşmez ebedi kalası.
Koç yiğidin vatan sevgisiyle beslenir,
Taze gelinlerin, ay yıldızlarla süslenir.
Bir zamanlar bensiz,
Lokmayı ağzına koymadığın,
Ellerimi ellerinle tutup,
Yüzüme bakmaya doymadığın,
Bensiz bir yumurtayı bile soymadığın,
Günler geldi aklıma! ...
Sevgi ölmüş dediler,
Birden kırıldı belim.
Söylenecek ne kaldı,
Sustu kapandı dilim.
Birden kalemi attı,
İçim şen, dışım şen, sevinçliyim dünden bu gün,
Gülünen, oynanan bir düğün hanesi gibiyim.
Bir huzur deryasından yükünü almış olan;
Gül yaprağına düşmüş, yağmur tanesi gibiyim.
Bizim aradığımız gönül zenginleri,
Ben bir türlü sığamadım kabıma,
Deli poyraz gibi estim savurdum.
Vefasız güzelin aşkı uğruna,
Bu garip gönlümü yaktım kavurdum.
İşimde geceyi gündüze kattım,
Anlayan kafayla gözlendiğinde kâinat,
İlk anda göze çarpıyor, yüksek bir sanat.
Her şey bir düzen, intizam üzre çalışıyor,
Bir ilahi nizama götürüyor kanaat.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!