Yedi silahlı saldırsa az gelir;
Beni ancak çirkin bir dil yaralar…
Düşmanın attığı kurşun vız gelir,
Dostun attığı gonca gül yaralar
Yiğidin sağlığı yiğide kardır,
Suyu akışına,
Gözü bakışına,
Ateşi yakışına
Bırak gitsin.
Kuşu yuvaya,
Geçtim karşına itiraf ediyorum,
“Seni sevmiyorum” desem yalan olur.
Şimdi ben söyleyim, sen dinle diyorum,
Her insanı bir sevdaya salan olur…
Kaderimizmiş, bu ayrılık var dersem,
Beden denilen yapı, kemikle ettir,
Yaşlanıp da ölen, can değil cesettir.
Can cesede, ceset cana mülk olmadı;
İkisi de bir birine emanettir.
Kimse keşfedemedi canda cevheri,
Can ağlar, canan ağlar,
Yüreği yanan ağlar.
Düşersen dostun kalmaz,
Sadece anan ağlar.
Yücelerde dağlar var,
Çok yüce dağlardan aştım da geldim,
Zor günlerde mürşit oldu dil bana.
Ne kasırgalardan geçtim de geldim;
Vız gelir sıradan esen yel bana.
Ben ki menzilime varayım derken,
Ey güzeller güzeli gül dalı;
Bak bu bülbül sana kara sevdalı.
İki gönül ki birbirini sever,
Bir yuva hem saray olur, hem yalı.
Başındaki gonca güle dönecek
Bir gülistanda gül idim,
Yandım, yandım küle döndüm.
Küllerimden filizlenip;
Yeniden bir güle döndüm.
Daha yeni gonca idim,
Yedi iklimi dolaştım,
Bu gün hava dünden güzel.
Kıtadan kıtaya aştım,
Göremedim senden güzel.
Hurilerden güzel yüzün,
Kader denilen sert bir rüzgarın savurduğu,
Dalından koparak yere düşmüş yaprak gibi.
Her gidenin kazmasıyla başına vurduğu,
Derince bir çukurda, bir avuç toprak gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!