Kırlangıç mı, kanarya mı, kumru mu?
Söyle hele neydi adı balığın…
Bünyamin Bey, komik bulma sorumu
Kuşa benziyordu tadı balığın…
Zannetme doymayan yalnız birisi
Alem sanır çok şerefli bir görev
Uşağıma uşaklıktır BABALIK
Bu görevi ne kadar seversen sev,
Hakikatte salaklıktır BABALIK
Bir gün, beş gün değil her gün her saat
Her zaman doğru ol, eğri çubuğa
Bilirsin bir değer verilmez oğul!
Olgunlaş, tatlı ol, ekşi koruğa
Tilki bile gidip sarılmaz oğul!
Besmeleyle başla, sonra niyet et,
Sözün ucu hakikaten sivridir
Dokunmasın ona buna dikkat et…
Hoş olmayan dilin bencil tavrıdır
Farkımız ne sana- bana dikkat et…
Soğukluk, serinlik kışta güzeldir,
50. Yıl Şiiri
Hodri meydan çekiyordum yıllara,
Sayı çoğaldıkça işler değişti…
Dev kayalar döker oldu yollara,
Eski ufak tefek taşlar değişti…
Perhiz yapmamı tavsiye eden saygıdeğer Doktor Sıtkı Bey’e
Arz-u halimdir
Günde on lahmacun, beş- altı somun
Yemediğim zaman duramıyorum!
Bir tencere bozbaş, bol pilav olsun
Daha fazlasını aramıyorum!
Dünya malı için dostlarla aram
Bozulursa delirmemek ne mümkün…
Alnımın çatına “enayi adam”
Yazılırsa delirmemek ne mümkün…
Gurbet elde üç kuruşluk huzurum,
Fatih Sultan İstanbul’u alarak
Pırıl pırıl bir çağ açmadı demek (!)
Ulubatlı o gün şehit olarak
Bu fani alemden göçmedi demek (!)
Ne imparatorluk kurdu ne devlet
Uzakta kal, gelmek istemiyorsan
Sadece bir sıcak selamın yeter.
Bayramdan bayrama aranır insan
Çok değil iki çift kelamın yeter.
Nasılsa aklımdan çıkmıyor yüzün,
Gelen vurur giden vurur darbeyi,
Şu yalan dünyada gülmez garipler!
Ses etmez içine atar her şeyi,
Dayı kapısını çalmaz garipler!
Sanma dertlerini ele götürür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!