Bunca yıldır ben birini;
Arıyorum Yayladere…
Ne olur söyle yerini,
Eriyorum Yayladere…
Merhamet yok şu yıllarda,
Bitti Iğdır’da nöbetim;
Mekanım Kayseri artık…
Bir yanım öz memleketim;
Bir yanım Kayseri artık…
Gezip gördüm her yerini,
Canı sıkıldıkça tekme atana;
Ağzıma yakışmaz, eşek diyemem! ..
Sabah akşam gördüğüne çatana;
Atın bir araba kötek diyemem! ..
Niye gönül onla, bunla atışsın,
Konuşurken senle benle
Dilde hoşgörü güzeldir…
Ne hoş anlaşır dikenle
Gülde hoşgörü güzeldir…
Terk eyleme itidali
Yıl Beş Yüz Yetmiş Bir, aylardan Nisan
Alemlere rahmet güneşi doğdu.
Habibullah oldu o yüce insan
Ebedi muhabbet güneşi doğdu.
Zirvedeydi o gün; sapkınlık, zillet,
Yaşasan da; yetmiş, seksen, doksan, yüz
Yılların son ucu ölümdür ölüm…
Uzun-kısa, iniş-yokuş, eğri, düz
Yolların son ucu ölümdür ölüm…
Her hayat bir ağaç, kainat orman
Senelerce beklediğim sevgili,
Çıkıp geldin eda ile naz ile…
Unutmadı yaptığımız kavili,
Çıkıp karşıladım güler yüz ile…
Güzelsin; üç bin altı yüz beninle,
Unutsan da bu gün sen beni Burdur,
Yaşattığın kışı, yazı unutmam.
İnan ki gözüme dizime durur,
Yediğim ekmeği, tuzu unutmam.
Kavaklık’tan aşağıya bakardık,
Dağınık evlerin, yokuş bir yolun
Yemyeşil ormanın vardı Çamalan.
Tek başın, tek gövden, beş büyük dalın
Geniş bir alanın vardı Çamalan.
Yolun dik; koymazdı dizimde derman
Ey vafasız bu garibi,
Özlemeyi bilmez misin?
Şirin gibi, Leyla gibi
Sızlamayı bilmez misin?
Fani hayatın özüdür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!