Beni her düşündüğünde,
Bir yıldız kayar içimde.
Her an, seni arayan bir yelkenli gibi,
Kaybolur karanlık denizlerde.
Ve ben, öylesine bir boşlukta kalırım,
Bütün duygularım sessizce kaybolur,
Her bir kayıp, beni biraz daha sarar,
Her bir kaybolan şey,
Yavaşça geçmişin yıpranmış anılarına dönüşür.
Gecenin koynunda gözlerimdeki yaşlar
Birer rüya gibi kayıp giderken,
Sabah olur, umutla bir yeni gün başlar.
Zaman, kaybolanları gösteren bir aynadır,
Bir yılanın kaybolduğu kuytular gibi,
Kaybettiğimiz her şeyin bir yeri vardır,
Ama yitirilen, sadece beden değil, ruhtur.
Gecenin karanlığında, senin yokluğun
Beni sarhoş ediyor; başkalarının gözlerinde
Gönlümün divaneliğiyle yüzleştim,
Bir tını vardı karşıma çıkarak,
Ruhumda yankı buldu,
O an defalarca tekrar ettim.
Edebî kaygılar bir yana,
Gecenin koynunda ince bir rüzgar eser;
Hatıraların sessiz fısıltısı,
Bir zamanlar yüreklere işlenmiş eski aşkların yankısıdır.
Her damla, geçmişin kırık aynalarında
Kaybolan benliklerin izlerini taşır.
Bir zamanlar kapanmış sandığım yaralar,
Hala kanıyor, gizlice akıyor.
Zamanla unutmuş gibi yaptım,
Ama her hatırladığımda içim sızlıyor.
Şarkılar, acılarımı fısıldıyor,
Yolunuz açık olsun, gençlerin yıldızı parlasın,
Her an bir adım daha ileriye, umutla yola düşsün.
Her işin bir yolu, her müziğin bir rengi var.
Bağcıca’dan gelen sesler, umutla dolu,
Sizleri izleyenler, gururla bakıyor.
Giden dönmesin, dönen bulmasın,
Kalbimde eskiyen izler olmasın.
Bir bahar yeliyle savruldu aşk,
Solgun yaprak gibi düşmesin, kalsın.
Gözyaşım ıslatmaz artık yolları,
Biliyordum, kolay olmayacak…
İçimde bir yerlerde, hiç söylemediğimiz, birbirimizin gözlerine bakarak geçirdiğimiz o sessiz dakikalarda,
Bir gün gideceğini hissediyordum.
Ama yine de, umutla bekledim.
Şimdi neden vazgeçtin?
Neden bu kadar kolay,
Sessizliğin koynunda başlar hikayem,
yıldızlar dökülürken gecenin koynuna,
her biri kırık umut,
her biri içimde saklı eski bir anı.
Adımlarım yavaş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!