osman elinine 3 kilometre civarı
trenimin önüne taş düşmüş
yüreğim ıssız
rotar yapmışım
yorgunum
dağbaşı kalmışım
bu yalnızlık durmadan
durmadan bana yalnış sözler söyleten dünyada
üstüne bastığım sabırsız ayaklarım ve ben
kocaman ucurumdayım ,kokusu havanın rüzgarsız
bir tüy düşer çiğerimden uzakta bir yere
soğuk bir siper yüreklerde
kan ve nefret insansızlığa
topraklar alev parcası
banada söyle son doğan güneş
bu yıkıntı şehrin dualarının kayıplarında
sırtımızdan vurulmadan
buğulu göz yaşlarım çoktan beri saklı
yalnızım
ismini bile unuttuğum yerlerde seni anıyorum
korkuyorum
gece yamurları yıkarken kirpiklerimi
sesizliğe saklanıyorum
hikayemiz
ısıtan güneş tenimize girmiyordu
yaza küsmüştük
yalnızlığımıza bürünmüştük
kondurma bana ateşini tutsak gözlerim
deli, deliyim
sabreyle kal
çok geçti zaman, dinlenmez
karanlık kuytulu acım
didindiğim akşamlarda kavuşmayı istediğim
hasret dedikleri bir çemberde döner durur
önce yorgunluk
sonra uyuksuzluk
keskince düşünce hayat
yak gitsin derken
sabıra bağlandık
gittik
seni sevmek yarım kalmaktı
hep düşünmekti
seni sevmekti yanıltan dünyamı
düş kırıklığı tutsak yaşamımda
riya dolu bir haykırışımdın
kimse bilmez korkusuz sancılarımı
bir kadını öpmek gibi yalan oldunu şehirlerimin
kadıköy üzeri serseri ve aylak bir gezici bedenim
sus sevdiğim dediğim
tüm yalanlar uğruna
vurulduğum sahte düşler var benim
şehrin bütün hayaletlerinden sınıyorum yalnızlığa
bırakımıyorlar kara sevdam beni bu ürekekçe kaçışlar
bütün hayaletleri beni istiyor biliyorum
düşleri sensiz olan tatsız dünyalara
bırakamam seni bildiğim tek şey bu belkide
Youtubede gördüğüm ve şiirlerine bakmak istedim. İlk başlarda biraz vurguyu verememiş olsam da iki üç okuyuştan sonra güzel okumaya başladım, duygular iyi verilmişti. Şiir yazmaya devam edersen gelişeceksin, mutlu ve huzurlu bir hayat dileğiyle(Türkiye'de zor olsa da).
Harika bir şair duygu yüklü bir cevher kelime haznesi okadar doluki genişki kıskanıyorum onu :)