Bir zamanlar göz alıcı sultandım
Hayale sığmayan muhteşem dilber
Yemyeşil gözlerim mavi elbisem
Topuklarımda sapsarı saçlarım
Beyaz tenim pespembe yanaklarım
Kıpkırmızı gülümseyen dudağım
Onur BİLGE
Küçüklüğümden beri çamur oynuyordum. Bir defasında: “Çamurdan heykel yapacağım! ” diye tutturmuştum. Kocaman bir iskelet yapmış, ona çamur giydirmeye çalışıyordum. Fakat ben yapıştırıyordum, o düşüyordu. Yerçekimiyle bir türlü baş edemiyordum. Babam: “İçine saman karıştır. Saman, toprağın dağılmasını ve çatlamasını önler.” dedi. Toprak evlerin yapımında çamura saman karıştırılırmış. Öyle yaptım. Biraz daha başarılı oldum ama sonuç, yine de fiyaskoydu. Tuğlalardan heykelcikler yapmaya başladım. Bu, biraz daha yorucu ve daha az zevkli olsa da ortaya çıkan, bir şeye benziyordu.
Evde, biblolarımı koyacak yer bulamaz olmuştum. Daire şeklinde kestirdiğim cam parçalarını dörde ayırttırıyor, duvar köşelerine ve yan duvarlara çaktığım üçer onluk çiviyle raflar yapıyor, üstünü onlarla dolduruyordum. Daha çok, ağaç köklerini şekillendirerek yapmış olduğum bibloları zımparalıyor, gomalakla ispirtoyu karıştırarak vernikliyor, her biri için uygun birer kaide bulup, oturtuyordum.
Rabbim, bir söz verdim de tutamadım
Aktı gözyaşlarım, kurutamadım!
Dönüp dönüp dünyan geldi önüme
Unuturum sandım, unutamadım!
Haydi gel; nehirler, dağlar aşalım!
Aşk ülkesini kent kent dolaşalım!
Gidersem, bir daha dönemem geri
Gel, doyana kadar vedalaşalım!
Kederimi gören çiçek sararır
Tüm ışıklar söner, dünya kararır.
Yıkılsın kâinat, sevinç cennette!
Orada, Allah’ın Cemali vardır!
Çırılçıplak bıraksam bakışlarımı
Helâk olur gözlerin
Yanarsın canım!
Dokunsam
Ellerin yerinde kalmaz
Yüzünü boşluktan çevir yaprağa
Bak, defalarca bak; suya, toprağa!
Her bebek, solucan için beslenir
Sakın düşme, 'dünya' denilen ağa!
Bir merdiven çizdim, tırman, yola çık!
İnmek kolay, çıkmak yoracak elbet.
İlâhi âleme giden yol açık…
Huzur bulutları saracak, sabret!
Kimse 'Dur! ' diyemez düşüncelere...
Sığar mı sevgiler şu gecelere?
Sabahlara kadar düşer hayaller
Gözlere, kâğıda ve hecelere...
Her enflasyon, bir hükümetin başını yer
Halk alışık, ekmekle bulgur aşını yer.
Bir hayatı bir kaç mısraya sığdırmış Onur Bilge Hanım. Tebrikler.
Onur beyi henüz yeni tanıdım şahsen tanımıyorum antolojiden tanıdım iyikide tanıdım.
Kendimce bir karar aldım her gün bir şirini okuyacağım tabi bu arada ben şiirlerini okuyana kadar şiirleri burda olursa. ALLAHA EMANET OLSUN....
O Bir Seven O Bir Gönül Dostu
Bütün Dostlar Güzel Hatıralar Hatırlatsın
Beni Size Sizi Bana Ölürsek Bir Fatiha
Ölmez İsek Hepimiz Hepimize Ebedi Hatıra