Utangacım, kara dallar arasından bakanım,
Sel götürür ağırdan alırsan hayatı,
Serseri bir tomruk gibi şişer kalırsın çamurda,
Tazeyken bilinir değeri ardıcın,
Ardıç kuşu konmaz kuru dala,
Bağlamamın bam telinin kulağımdaki yumuşak bas sesi
Sarı porukların balımsı, burunlara teğet kokusu
Nasıl hüzünlü, yoksul benliğime doğurgan hezeyanlar zerk ediyorsa
Baktığında nasıl oluyorsa içim
Tepeden tırnağa nasıl ılık bir inme iniyorsa
Yemek ve soluk borumdan aşağıya ne oksijen ne katık inmeden
Yepyeni bir sahil buldum bugün.
Denizi yok ama...
Sadece dingin,
Sadece umutlu,
Nasıl miden kaldırıyor bunca ödü?
Hazımsız yaşamışlığına,
Obur sıradanlaşmışlığına,
Hiç mi bir şişe soda içesin yok?
Gülüm hasretinin esiriyim ben
Sana vuslatım hürriyetimdir ancak
Ne olur, bir an önce beni azat et
Bal arısı konar çiçekli bluzuna
İç güdüsel devinimine karşı
Giysinin sentetik aldatmacasıdır bu
Kadında yayladır yürek
Dolaşımının devirdaymına
Saf oksijen vererek
İster sert essin rüzgar ister hafif
Hiçbir ağaç böylesine güzel çalamaz
Rüzgarın ham ezgisini
Hayal et
Gölgesinde oturup şöyle yarı çıplak seviştiğimizi
Rüzgarın ham ezgisini çalarken ılgın
Yıkıp geçti gülüşün,
Masumluğun eskimeyen dinamizm,
İlk defa fark edildim zaatalinle,
Bendeki meteorik sevinç,
Sarı mavi sallanan bir kayık gibi,
Yürek bozan umursamazlığın,
Yorgun şuursuzluğun,
İradesizce bağlı ıssız bir iskelede...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!