Kendini anladığın gün beni de anlayacaksın
Kendini sevdiğin gün beni de seveceksin
Sorun şu ki sevgili
Sen, sen de değilsin
Ben sen de değilimi
Yoksunluk nöbetleriyle geçerken esaret
Yalıtılmış hücrelerde bedenim ruhum cerahat
Açlığınla amonyak doldu yine geceme
Bir cesaretle terkeylemiştim bahçeni
Güneş kıtlığı çekerken gölgede
Rüzgar yalnızlığıyla haşinleşir
Önüne gelen kalabalığı savurur
Rüzgar mahzunlaşır
Sarı yeşil oynaşır dans eder başaklar
Yumuşar bulutlar
Bir kalem ağısını alır içimin
Ölmeye programlanmış bedenim
Aksak adımlarla yaklaşır
Niye aklım karanlıklara sürüklemeye çalışıyor kendini?
Daha dünyalımı olmak gerek?
Yoksa daha mı soyut?
Bir iç sıkıntısı hasıl oldu kentlilere ait.
Toprağı işleyesim geliyor.
Verirse doğa verir, şükredersin
Tarım mahsulleri manzaram elimde biramla
Yüksek olmayan tümseklerde
Yüksek olmayan alkol derecesiyle
Vaz geçtim daha fazla değersizleştirmenden
Arpa mı yoksa buğday başakları mı
Camdaki arı çaresizliği ve inadı ile yaşamak benimkisi
Aralayıver pencereyi hadi
Kıyamam al yanaklı masumluğuna,
Mutluluğunun mutluluğum olduğu,
Sarı ışıklı şen akşamlardaki gibi,
Bir parmağın ağzında,
Televizyonda onuncu kez izlediğimiz film.
Dingindi rüzgar,
Ve deniz.
Kış yorgunu her tarafamız aşikar,
Hayret derecesinde ümitliyiz,
Daha bir sevdalıyız bu bahar,
Ay dolmuş yine
Denize düşer birazdan
Soluk bir parlaklık uzanacak
Çıplak ayaklarına sürünsün bırak
Morarmış dudağın çalkarasından
Kafamız buğulanmış meyin nemiyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!