Ne yazda kalmış aşk
Ne bir kışa dair meşk
Sadece güneşin özlemiyle şavk
Ben egeliyim, böyle doğam,
Güneş benim babam
Ilık rüzgar ilham
El alem baskısıyla rezil olma kaygın
Eller yad eller ne derlere saygın
Güya protokol görgü kuralların
Tüm ikaz uyarı sinyallerine rağmen
Yeğledin elemini çekmeye ayrılığın
Yüksek rakımlı sevdalar yürek tıkar
Yutkunmak geçirmez acısını, uzaktan sevmelerin
Deniz seviyesine alışkın bedenim
Sudan çıkmış bir balığım ancak
Sersemce çırpınmak, sanki canımı kurtaracak
Yaşamak istediğin gibi yaşamak,
Ne bir yat,
Ne kat be kat kapital,
Ne kat ve kat demir çimento,
Ne tabiyet,
Ne de aidiyet,
bulutlar kustu nefretini en sonunda
nefretiyle boğdu ve daha boğacak
ve dağlar
ve denizler
ve toprak
yasama organı doğa
Sana da yazayım mı bir şeyler?
Şimdiye kadar ıskaladığım bana dair yaşamımdan azat et
Sana ve dosta dair haşhaşiliğimden ayıldım
Cennet vaat edilmişse alametifarika
Cennet işte burada
akşam akşam kalbim irtifa kaybında
metal yorgunu bünyede
çok da şuurlu ölüm düşünmek saçma
düşerken bir tropikal okyanusa
belki de hiçbir zaman bulunamayacak atomum
toz duman olacağım atmosferde
Sararmış ot kokusu saçların
Uzun yıllar hasretini çektiğim
Kanlı gelincik tarlası dudakların
Hızır aleyhisselam gibi vesselam,
Derdimize em,
Cismimize dem,
Nefsine malik yüce erdem nizamı-ı alem,
Leylasız Kerem,
Leyla’lı eylendi sayende.
Bu kadar uzaktan keskin olsun nergis kokusu
Şaşılacak şey doğrusu
Uzaktan bu kadar net yeşimin dokusu
Görülmüş şey değil doğrusu
Uzaktan uzağa çekiminin arsuzusu
İçimde titrek bir elveda korkusu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!