Ağlamak mı!
Hayır ağlamıyorum,
Gözüme kaçtın,
Onu çıkarıyorum.
Ozanoğlu 17.10.2009
Surda gedik açanların,
Eserinden haberi yok.
Hak’tan bade içenlerin,
Tesirinden haberi yok.
Mukaddes neyimiz kalmış,
Kusura bakma ama sevgilim,
Kuru soğan gibisin,
Aklıma her geldiğinde,
Gözlerim yaşarıyor,
Ozanoğlu 18.10.2009
Bütün dünya sende konak eylemiş,
Anlamadım kaça kirasın gönül.
Çok bezirgan gelip sende neylemiş,
Anlamadım nice sırasın gönül.
Gözün mavilerde gökyüzü sensin,
Günaydın güneşin ikizi,
Sevgilim doğarken,
Sen güneşten bir iki dakika önce,
Dünyaya gelmişsin sanırım..!
Cünki sabah gözümü açtığımda,
Abuk subuk saçma sapan ne varsa,
Ahır konut veya kelepir arsa,
Kuru soğan dere otu pırasa,
Arıyorsan gir google google.
Hangi türbe veya hangi yatırı,
Beyaz bir küheylan yelesi olsam,
Savursa yaylalar rüzgara beni.
Erzurum İlinin kölesi olsam.
Çekse bir bezirgan pazara beni.
Yanığıma kar sürsem Palandöken’den,
Dört duvar arası,
Soğuk taştan yürekler,
Yaren yok yarenlik yok,
Savcı müdür gardiyan,
İki yüzlü dönekler,
Ranzalarda kıl döşek,
Gözleri,
Bulutlara benzetirim hep,
Nedense.
Birgün dökmek için,
Yağmurlar biriktiren.
Gerek var mı ikiliğe,
Şeytani bir zeki liğe,
Kim ermiş ki baki liğe,
Ağlayanla gülen ölmüş.
Kim çözmüşki ol hikmeti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!