Sen bana yasaklısın,
Ben sende tutsak.
Dilin ok dudağın yay,
Gözlerin tuzak.
Sen müebbet mapusluk,
Böyle ani sevdalara
Hiç bağışık değilim
Aşk aşısı olmamışım
Çabuk hastalanırım
Böyle ani sevme beni
Yanarım yanarım dumanım tütmez,
Ah eder dururum amanım bitmez,
Dinini bilirim imanım yetmez,
Dostun kıblesini anlayamadım.
Konuştum lisanım düzgün eyledim,
Ay kızım, güneş kızım…
Gökyüzüm gök yıldızım,
Gözlerinden uzaksam,
Geceyim ışıksızım.
Senin adın İstanbul,
Ayaz yanığı,
Anlımdaki tek yara,
Yüzümde hala o soğuk var,
Ve annem sancılı fukara.
Ülkem mahzun ülkem,
Ben doğarken,
Hazerfen misali uçsam kuleden,
Korkarım ki tutar budarlar beni,
Bekri Mustafa’yla içsem zuladan,
Halka mürted ilan ederler beni,
Saraylara hiciv yazsam diyorum,
Yüzünde ki kırışıklar artınca,
Aklında ki karışıklar azalır,
Saçlarını kar beyazlar tartınca,
Yanında ki şuh aşıklar azalır.
Dua et de işin gücün şaşmasın,
Ben,
Birleşmiş illetler ülkesinden,
İhanetin yaşam tarzı ilkesinden,
Adalet mülkünün harabesinden,
Hakkı tutup kaldıranım yalnızım.
Onüç yıllık hasretliğin nar gibi,
Düşmüş yüreğimi yakar Erzurum.
Sevdiğine hasret galmış yar gibi,
Hayalinden sana bakar Erzurum.
Mesafeler gelip girdi araya,
Ben'de bu dünya'ya geldim geleli,
Yaşıyorum bir başıma yalaguz.
Güneş gökten ışık saçar yeryüzüne yalaguz,
Ben ışıklar altındaki, zındanlarda yalaguz.
Fırat, kıvrım kıvrım, akar gider yalaguz,
Ben, gözyaşımı akıtırım, içerime yalaguz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!