Arkası sırla kaplı, 'hayat' gibi,
Beni hergün, ayrı yansıtan aynalar...
Kazısam sır tabakasını, acaba bitermi,
Hayatımdaki, bu garip yansımalar?
Okula gittiğim, o, ilk günümü,
Zindan siyahı,diz üstü önlüğümü,
Ben gözlerine
İdam mahkumu olmuşum
Sen son isteğimi soruyorsun
Adaletin bumu senin! ? ?
Aşk terazin olmazolsun! ! !
Suya sabuna dokunmadan,
Temizliyor dere kenarında,
Çocuklar ellerini.
Ve sanki Siyah kıyafetli ak elli,
Büyüklerin ülkesini yık/ar gibi,
Kirli sularla.
Sadrına bir elif yerleştirmemiş,
Yirmidokuz harfte mana arıyor.
Eliyle dilini birleştirmemiş,
Ehli amelinde rana arıyor.
Niyeti gözede su bulandırmak,
Sende ki sabırdan taşlar çatladı,
Dök içini artık ağla Anikom,
Düştü şellaleden yaşlar çatladı.
Sular seller gibi çağla Anikom,
Ben bilirim senin için alâ’yım,
Telefonda çok iyiyim dedim ya,
Ben aslında ölüyorum anacım,
Sen anasın aklın benim canım ya,
Ben babayım biliyorum anacım.
Aklımda binlerce muamma soru,
Çevemize dost diye meğer mayın döşenmiş,
Sinsi sinsi patlayan ne çok hayın döşenmiş.
Sabah yüzlü geceler uzun boylu cüceler,
Sözde geviş getirir özde Hak’kı heceler.
Bitecek maceran aşk talanların,
Beni düşündükçe ağlayacaksın,
İçine batacak tüm yalanların,
Beni düşündükçe ağlayacaksın.
Çare olmayacak hiçbir teselli,
Ey sevdiğim beni burda,
Koyup gitme ahuzarda,
Bülbül gibi intizarda,
Gülüm ile ağlamayım.
Darda koyma garip başım,
Ağ gülün başına bir baykuş konmuş,
İncinmiş yaprağı dalları ağlar.
Bülbül figan eyler yüreği yanmış,
Tutuşmuş lisanı dilleri ağlar.
Gözleri seherde dağlara dalmış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!