Üç asır deviren çınar ağacı
Giden yârden haber bekledin mi hiç?
Yarin sedasından bulup ilacı
Sevdanı selama yükledin mi hiç?
Mesken tuttun buraları, bu yurdu
Uyan çoban artık! Uyuma uyan
Kanla çevirdiğin koruda kurt var
Çobanı uyarsın sesimi duyan
Arkada kalmasın, geride kurt var
Kurtlar hep beraber çıkmışlar ava
“Aynı olur” dedim, inanmadınız
Çileyle başladı sene ha dostlar
Derin uykulardan uyanmadınız
Ümit kaldı sekiz bine ha dostlar
Çiçeğin zehiri arıda kaldı
Çehrenizi asıp karşımda durman
Yol verin ey dağlar! Yâre gideyim
Bir garip aşığım cismimi sorman
Yol verin ey dağlar! Yâre gideyim
Bana gelsin, size gelen derdiniz
İnsanlar bilmedi size sorayım
Söyleyin ey dağlar! Yârim nerdedir?
Kalbinizde aşkla yanan çırayım
Söyleyin ey dağlar! Yârim nerdedir?
Yol istemiştim sizden yol vermediniz
Dağlar doruğunuz boran-kış mıdır?
Üşüdüm yollarda kaldım zordayım
Yoksa eşkıyalar size eş midir?
Bu yaban ellerde kaldım zordayım
Zabitler yollara pusu atanda
Sabahlara doğru bir ses duyarım
Mor sümbüllü dağlar çağırır beni
Âşıkların katarına uyarım
Mor sümbüllü dağlar çağırır beni
İçinde bir keklik türküler söyler
Ey beyhude bize neden sorarsın?
Biz senin yârini nerden bilelim?
Kendini burada boşa yorarsın
Biz senin yârini nerden bilelim?
Mecnun’amı, Ferhat’a mı özendin
Bir seher vaktinde yola çıkarım
Bir gün geri dağlarıma dönerim
O eski günlere doğru akarım
Bir gün geri dağlarıma dönerim
Giderim bu çirkin yeri bırakıp
Eşkıyaya mekân oldu bir zaman
Aktı yüreklere doldu bir zaman
Yenildi zamana, uslandı dağlar
Çıktım yücelere sılaya baktım
Yanık yüreğimden türküler yaktım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!