susan bir çocuk koynunda akşam
geliyorsun sokaklarınla
aşkı öğreniyoruz.
en çok yalnızlığımız örtüşüyor
en çok unuttuklarımız
nöbet değişiyordu gün ile akşam
bir kısa araydı
saat değil insan akıyor
durdu su
kımıldamadı bulut
tüyleri diken diken bir gece yalınayak gezindi
kırık kalbim,
sol göğsümdeki yaralı martı...
akşam oldu!
uzanacak bir el yok sana.
dürüstlügün yanlış...
beyazlığın da
dizeye bağışık gıcırtılı bir şarkı çalar
babam evi terkeder topuklarının fayansa işleyen sertliği
yankılanır 20 yıllık bir koridorun loş ışıklar içerisindeki sessizliğinde
babam gider bir şarkının bitmesi gibi bu.
yansımalarda kalırlar ya da sokağın bir köşesinde
kokuları azalmaz,sıklıkla dolaşırlar kelimelerde
şehrin küskün kadınları
sepet uzatırlar gözlerime
iliştiğinde karanlık suya
bir gün daha kalır arkada
çalındığında martı çığlıklarıyla
bir memleket türküsü...
başlar bir gün daha...
Ölüm değil midir
Korkuların tanrısı
Aşklarda köşe taşı
Sınırı yaşamın
Ufku ömrün
Yolların sonu
terki dünya
yassı ada ve hayırsız manzara
düşüp kaldım ortasına marmaranın
kaldım heybelinin ormanları sık anılar
mavi tutar
KIZ KULESİ...
kız kulesi, uzakta..
ışığın, denizi öptüğü yerde
teknelerin, vapurların ayak izleri
dalgalı ay ışığında..
sen bir tohumdan başladın
soğuk bir karna
uzun yolculuklar kazındı adımına
güçsüz ayaklarında
sen bir tohumla başlattın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!