Karadenizli...
Gurbetlerde sızımsın.
Mihnetlerde hızımsın.
Alnımda tek yazımsın.
Sade dünyada değil,
Ahret’te de lâzımsın.
Ezel-ebed sevdiğim.
Ben,bu memleketin şehirlerinden uzak,
Güneşiyle tanışık,boranlarına âşık,
Kel bir tepesinde doğmuşum,bilirim.
Cefakâr anamın alnında boncuk boncuk ter;
Ebe kadın elinde canlanmışım da meğer,
Sonra çocuk olmuşum,büyümüşüm; toparlak.
Bidayet (İ)
İsmi güzin, tıyneti pâk, imbiğimizde gelincik.
Cismini şâd etmek için kümbed-i devvare bindik.
Şuarâya ilham veren, yaldızlı büyü tasından,
Mehtaba hele doğ, ya doğayım der gibisin,
Ruhunu şeytanlara satandan ürker gibisin.
Seni görevli melek mi, yoksa cin mi donatıyor?
Yağmaya çıkmış kirpiğin incitmeden kanatıyor.
İçimde bir his var ki,tutmasam kaçar gider.
Hoyrat gönüller gibi bağrını açar gider.
Nasihatler kâr etmez,akıl ermez işine.
Bir elde mey şişesi,izbede içer gider.
Ruhuma iplik iplik doğan ey nurlu gece!
Kuşları ürkütmeden benliğimi sarsana...
Fırtınadan kurtulmuş yorgun gemiler gibi,
Uzun yolun ardından limanıma girsene.
Asırlar evvelinden tıpkı bir rüya gibi,
Yıldızlar âleminden geceme iniverdin.
Reftâre dolanırken çemende ey sevgili,
Güllerin goncasına dokunup,siniverdin.
Gidiyorum.…önümde karanlık bir sokak;
Tak,tak,tak! ..
Billurdan yıldızlara ermiyor akıl;
Pırıl pırıl! ..
Tepelerin başına yığılır birden,
Gümüş rengi bulutlar.
Anlarım ki,kar var…
Çamurlu yollar arınacak kirden.
İçimi tarifsiz bir sevinç kaplar.
Ardından müşfik bir anne gibi,
Engin göğsünde baharın sek sek,
Uçar durur bir kelebek.
Dokunsam sanki birden,
Pelerini incilecek.
Tüm kaygılardan azâde,
Gönlünce kurulur tahtına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!