Ne isterim bilir misin?
Yoksul bir köşede içli bir Derviş gibi
Ahşap duygularla yaşamak.
Ne isterim bilir misin?
Tüm medeni soytarıları rüzgârlara savurup
Üç talakla boşamak!
Şu zamanın aynasından
Doğanı, batanı gördüm
Gölgesinin arkasından
Güneşe çatanı gördüm
Varlık iken menzilinde
Belki bugün belki yarın
Göçüp gideceğiz belli
Her harfine yokun varın
Veda edeceğiz belli
Ocaklarda aşımızı
Şu harami dünyaya doyamadık bir türlü;
Kimisine iftarlık bir bohça azık yetti.
Sanki haramileriz , dillerimiz mühürlü.
Çil çil prangalar hepimizi mahvetti.
Benliğimiz devsa, gelmez yulara geme.
Gel şu asrın pençesinde
Bir kuş olma bre gafil
Ve sersefil yuvalarda
Berduş olma bre gafil
Meclisinde yok mutluluk
Bir çağa geldik ki biz
Zamandan şikâyetim
Üstümüze abanmış
Dumandan şikâyetim
Elde yıllandı şarap
Ayş u işret içinde gönlünü şen edersin
Suretini ebedî güldürür mü bu felek?
Her sakinin peşinden hülyalara gidersin
Nice mecnun sıfatı öldürür mü bu felek?
Cemşid’in kadehinden nuş edersin gün gece
Öyle bir devre geldik ki kimse bakmaz eyvahına
Hürmet olur zamanenin derviş sıfatlı şahına
Kitap açık hadis seçik vicdanına sor icmayı
İnsanların çoğu kalpten iman etmez Allah'ına
Bilirim ki dolaşmakta beyninde kırk türlü tilki.
Değişti mi şu dünyanın işleri ve itikadı
Sevgi değerdi eskiden, yas ve elem değerliydi
Meydan er meydanı idi, şimdi aklar oldu kara.
Ne vefanın ne cefanın zerrece kalmadı adı
İnsan değerdi eskiden, nizam âlem değerliydi
Bedenin dağ olmuş, namın yel gibi,
Dünyayı yüceden süzersin Derviş.
Cevrinden habersiz koca fil gibi,
Binlerce karınca ezersin Derviş!
Nehirler kurumuş, tarlalar kıraç;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!