doğa
kendini depremle hatırlatsa
sellerle sularla bizi boğsa
ya da yüce dağlardan
çığlar düşse
sen
yaşanmışlıklarıma
çok sonra gelenim
ılık bir meltemin yüze sırnaşması
gözlerime ışıklı bir dünya
sabahlarıma düşen çiğ tanesi gibisin
yüreğin biliyor
anlattığım seni
yüreğim yüreğinde
can buluyor
girsem koynuna
kokunu alsam tenime
sarsam seni
sarılsam
bir fidan olsam
susma
susunca içime ayazı düşer
sesin değsin yüreğime
aklım karışır beşerim şaşar
alma sesini benden
Seni sevmek tedirgin edilmeden üstünde uyunan bir toprak parçası gibiydi
Ne kadar gidersen git bir o kadar bitmeyen
Umutlar ve yıkışmalar ardında
Bir bahar sabahında çıplak ayakla koşulan ıslak çimenler gibi
Seni sevmek mevsimler içinde birdenbire esiveren serin bir yel gibi
geleceğime
bir köprü kurdum
o köprüden de
geleceğime umut
geleceğin kim diye sorarsan
sana durmuş benliğim
Hayata nasıl seslenirsen
Yüreğini nasıl koyarsan sen osun
Canını arıyorsan sen cansın
Gökyüzündeki yıldızlardaysa aklın sen gökyüzünde yıldızsın
Toprağın kokusuna sindiysen sindiğin yerde topraksın
Nerede neyi arıyorsan sen osun
sensiz olmak cehennemin diğer adı
yüreğime koyma bu yalnızlığı
bırakma beni
sonsuz bir uçurum gibi sensizlik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!