Bir gün o balkonda çık karşıma.
Gözlerin yine dünyaya inat parlasın.
Saçların büyüleyici,
Sözlerin bir ok gibi sert olsun.
Canımı yak benim,
Paramparça etsin her kelimen bu bedeni.
En çok da bana olan ilgini özledim.
Saçlarının dalgasını,
Gözlerinin bakışını,
Teninin kokusunu,
Omzumda uyuyakalmanı,
Havanın üşümesini,
Takip eden bir gölgem var geçmişten bu yana,
Göremediğim ama her zaman duyduğum.
Şimdi taşısa bile bedenimi bacaklarım,
Yakama yapıştı bir kere omuz başların.
Ne gelebilirim sana,
Ne gidebilirim senden.
Kirlenme hiç olur mu?
Dokunmasın kimse sana
Tutmasın ellerini asla.
Sevmesin saçlarını kimseler
Kokunu bilmesin eller.
Sonu yok bunun,
Ya da başı...
Bir o kadar sessiz,
Bir o kadar ürkütücü.
Güneş açtığı zaman kapanır seni özleyen gözlerim
Uyku kokunu özlerim diye.
Bilirsin beni en erken uyuduğum saat:
''Sabaha karşı dört.''
Bir kahve yapar dumanını izlerim,
Bir sigara tüttürür dumanında kendimi zehirlerim.
Bazen kocaman bir boşlığa sarılır kollar.
Esmer, sarışın, kumral...
Hepsi birer birer silinip gitmiştir çoktan.
Bir oda kalır yalnızlığını paylaştığın,
Bir paket kalır dumanıyla kendini avuttuğun.
Vuslat yoktur yolun sonunda,
Belki açar bir gün solan çiçekler.
Belki yeniden yeşerir o dökülen yapraklar.
Belki geri gelir giden gemiler.
Belki bir gün gelirsin
Ve belki...
Her şey bir anda gelişti.
Bir anda ötmeye başladı
Sesi büzüşesice horoz.
Bir anda açtı güneş
Ve yine bir anda çaktı
Tanrının gazabı şimşekler…
Sen ve ben...
Biz...
Başı,sonu; dibi tavanı belli olmayan,
Kocaman bir şehiriz.
Beyaz tenin bu şehrin güneşi,
Gözlerin ise benim yağmurum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!