yere çalınmak mıdır bedenimin kaderi
bir damla umut için susup yattığım dünya
göğe salınmak mıdır gözlerimin seferi
bir beyaz bulut için küsüp sattığım dünya
barışa varış mı ki kanatların düşleri
ben sana kaf dağının zirvesinde aşık oldum
eşine rastlanmayan bir anka
naif çekingen duruşlarla baktın ya
o anda sevdim seni
yalnız duruşun değildi sevdiğim
düşüncemde oluşundu
Günaydın! !
Ruhunu hürriyete,
Aklını düşünceye,
Düşüncelerini özgürlüğe,
Ufkunu sonsuzluğa,
Gözlerini evrene,
saplandığın çamur ağlar
basmışsın yarasına
bırak kalsın kendi ağırlığıyla
tüm gayret sıyır da çık
sana sulak toprakların hepsi açık
Hava soğuk....Kış..
Sabırsız düşlerim,
sancılarıma üzülen gökyüzü,
bir de ben...
dedi ki evren;
Sen aşıksın arkadaşım
Gözlerine doğan güneşle ısınıyorsun
Omuzlarına dökülen saç tellerinin
gizli tercümanıyım ben
Met cezirden farklı seviyorsun
Belki bir kırlangıç kanadında
Sen hayat savaşımın eşsiz ganimeti
İyi ki sen kazandın beni, der gibisin
Alnıma müjde yazıpta akan teri mi
Sevda mendilimle sileyim,der gibisin...
Sen bende,benden daha da emin bir yerde
aynadaki resminde sanki bir başka yüzün
kalbin bana çarparken çerçevesinde gözün
hangi aşk defineyi su küpüne doldurur
yanlış olan ya özün, ya da o iki sözün...
bilmeceye meyledip mevsime dönüyorsun
Kırılan düşüncelerle,
çırpınışların çalan zili duyulduğunda,
zamanın neresindedir insan?
Geriye gitsen yapıştırsan tutmaz.
İleride ne var bilinmez.
Dönme dolaptaysan,
sevda diye yürüdüğün kıldan ince yol
istikamet kale ise taş ve toprak bol
bin atına dört nala dört aç gönül gözünü
son gülenler diyarını ''ilk fetheden ol''
girdiğin kalbi meydan et cengi kabarsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!