elime kalem aldım da yazamadım anne
bir kağıt ve bir kalem yeter mi hislerime
kim değişir seni dünyaları verselerde
adın her geçtiğinde içim acıyor anne
anne demek cefayı su niyetine içmek
aşk vazgeçilmeyecek duygudur şaşkın
kıvrım kıvrım gönüle gidip yanaşma
güneşi titreteni makbuldür aşkın
sıcakta yandın diye buza sataşma
kibir belasını hiç taşıma sakın
''bir fırtına''
oyulan gözlerimin kuytusunda
bir rüya sahrasında yürümüştün ya hanımeli kokusuyla
kervanın en başında
dağ başında tek gezen bir ceylan gibi
bir tüfeğin namlusunda tutuklusun
sensizlik öyle hızlı koşuyor ki
varlığınla bile durduramazsın
dudaklarında yapraklanır hüzünler
Efkar dile mi geldi
Sal gitsin denizlere
Gözün taşı mı deldi
At gitsin denizlere
Ümidin mi çatladı
gözlerin ardından bakan bir gece
bilinmez tırmanış
zor bir bilmece
üç dağ üçü de zımba gibi sağ
kimi şöhrete tırmanan esneyen bakış
etrafta yolcu fırtınalar var
her şey sessizce dinlemede
sevda çekiyor deniz
için için gürültüyle
etraf pazar yeri gibi
kaybolmuş kalabalıklar
çok kazanmışlar ki
unutmuşlar satıcılar melodileri
hayalin ruhuma süzüldüğünde
aşkımı sakiden al da öyle gel
ağlarken dudaklarım büzüldüğünde
kadehinde gözlerimi gör de öyle''gel''...
bir kumrunun eşine geldiği gibi
ne zaman şarkı söylememi istesen
yüreğim şımarık çiçek gibi açıyor
gönlüm elemli
sende kalıyorum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!