Niçin çocuk kalır gönüller,
Çocukken büyük olmayı istersin,
Büyüyünce çok kalmak
Yer değiştirir
Duygular
Özençleri elinin altından kaçan çocuk,
Ey ince yapılı kırılgan sonbahar
gidiyorsun
ömrünün baharını görmeden
utangaç yüzün bakışların ve dünler
ve senin sevdan bir başkadır aslında:
ellerin ellerindeyken ölsün istiyorum
ellerin şimdi derin çizgiler bırakıyor
alnında renksiz siyah ip
ucu ucuna oturarak
sayemde bütün çiçeklerin yapraklarını kopardığım papatyalardan özür diledim
dün gece gökyüzüne
Eşk eline düştü gönül
Akar yaylalardan sular
Evvel çalar söyler idi
Şimdi yare yaranamam
Bir kalemi olmalı insanın kurşundan,
sevdaları yüreğinden vurmalı…
06/10/2016
zincire vurulmuş gibi
çocukluğumuz dizilmiş ipe
her dem arayıp dururuz
köşe bucak bir körebe oyununda
saatler hep geçmişe işler
kırkından sonra
Yağmurları kurşunladı gözlerim karanlıkta
Bütün gece misafirim oldu eşikte damlalar
Entarisi eskidi kaldırımların yağmurun her vuruşunda kapıma
Bu gün git yarın gel deli dalgalar
Ruhumu şad eden med-cezirler kabardı denizlerde
Vay vay vay
Kaldık başbaşa içi boşalan mevsimlerle
Daha pastırma yazı bitmeden
Yapraklar dökülmeden
Neyin nesi bu hüzün mevsiminde uyuklayan zaman!
Biliyorum bir çok mevsimler geçti hayatımızdan
Dün yolda rastladım
ıhlamur yapraklarına
sarı çiçeklerini olmuş bakır rengi
pencerede küskün küpe çiçeği
kargıdan at koşturur çocuklar
köy irimlerinde mahalle aralarında
Çekirdek çitleyelim gel deniz kenarında
bir bankta seninle
Adın adresini bilmedimiğiz bir yerde
Sen lale ol ben sümbül baharda
Dağlar başında bir kayanın dibine oturalım leylim ley
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!