Gelincikler
hep boynu bükük müdür bu şehirde?
hep ağlar mı salkım söğütler?
sözcükler yeter mi
bir sevdayı anlamaya, anlatmaya?
gök gözlü kız
Şu gurbet ellerde garipçe boynum
büküldüğü yerde gam çiçek açar
vurduğun hançerle kanıyor kalbim
döküldüğü yerde kan çiçek açar
yağmurum yağmıyor hayat gam çölü
Sevinci hırpalanmış öksüz çocuklar gibi
kançanağı gözlerimle
tuz basıp yaralarıma
dünyanın acılarını öptüm
unuttum gülmeyi
öğrendiğimde acı çekmeyi
Senden ayrılalı kaç yıl oldu, kaç asır geçti, kaç yaz, kaç kış, kaç gün, kaç ay..? Saymadım.. Sen giderken ardında bir dağbaşı yalnızlığı bıraktın bana. Bir çöl ıssızlığı, yokluğun kimsesizliğim oldu, yokluğun kederim, söyle şimdi ben nerelere giderim… Yağmurlar bu şehre kızgın artık, yağmıyor sokaklara… Şimdi kar içinde bedenim, buza döndü dünya...
Sen gittin kar yağıyor bu şehire! Ve ben üşüyorum, gökyüzü yere dökülüyor sanki, bembeyaz bir gülücükle, nazla... Gözlerimin içinde bir eski hikaye geziniyor sokakları... İnsanlar farkında değil, bilmiyorlar bu hikâyeyi…
Hani hayallerimiz vardı geleceğe dair, mutluluk dolu. Rüzgarlar savurdu, ulaşamayacağımız yüksek dağlara yağdı.
Öyle de olsa koynumda hala mavi mavi hayaller taşıyorum sana dair... Sen gideli yüreğim yangın, gözlerim buğuludur benim...Kar yağıyor bu şehire ve sen yoksun, üşüyorum! .. Yoksun! .. Gözlerime, dudaklarıma, yüreğime yağıyor kar! ..
Yüreğim kanayan bir duygu pınarı şimdi. Kurumayan ve her sonbahar daha da çoğalarak, çağlayıp akan özlem denizlerine...
Erişilmez uçurum diplerinde kaldı özlemlerim, yaralı ceylanlar sekiyor bakışlarımda şimdi. Tomurcuklar öksüz, serçeler dilsiz, her yağmur yağdığında boynu bükük bir çocuk üşüyor bedenimde
Ben ki, hayalleri uzak dağ yollarında kalan işkilsiz çocuk. Munzur’un başında ağlayan o nazlı çocuk. Benim de hayallerim vardı bir zamanlar, tüm dağlı çocuklar gibi. Sevdalarım, sevinçlerim, korkularım vardı. Şimdi gittiğim her ülkede içimde kanayan özlemler gezdiririm, rüzgarlar estiririm ağaran saçlarımda. Kimse bilmez niye öyle suskun hüzünlü bakarım uzaklara, niye bükük durur boynum...
Trenler gelip geçiyor
usumun uzayan raylarında lanetli
sancısını bırakıp yorgun anıların
ağır bir ağrıyı taşıyor bedenime yıllar
görmüyor gözlerimdeki ölü boşluğu gelip geçen trenler
kalbimin sızısında gam
Oy yarasına paslı hançerler saplanan
didik didik edilen kalbim...
sevda kirpiklerimde kurşuna dizilirken
tutup hangi ülkenin toprağına gömsem sesimi
ülkesizim
hangi taşa vursam başımı
Ne zaman “bayram” dense
Gizli bir körük yelpazelenir yaram üstünde
Tozu gözümü yakar, közü yüreğimi
Bir yerde sevgiler ağlar benimle
Küçücük bir çocuktum o zamanlar. Yedi veya sekiz yaşlarında. Kokusuna doyamadığım, sıcaklığını doyasıya içime sindiremediğim annemi kaybetmiştim. Saçımı okşayacak bir anam yoktu artık. Ne de sırtımı örtecek şefkatli bir el. Amansız bir hastalık dediler adına, çocuk aklım ermedi. Çocuk aklım ermedi anayı yavrusundan ayıran, eti tırnağından söken, sevgileri linç eden, adına “ölüm” denen bu “göç” ü. Geceler benimle ağladı sessiz sessiz... Günler benimle... Sabahlar benimle...
Bir aynasın sen
kırık dökük
her parçası bir anıyı gösteren
her parçası bin acıyı
Bilirim seninde esmiş garipsi gönlünde
Bırak tutunayım
deli bir kızın saçlarına
kırıp dökme umutlarımı
beşiğimi salla ama
soldurma yapraklarımı
kırma rüzgar dallarımı




-
İbrahim Değerli
-
Murat Taşdemir
-
Aşık Alemi
Tüm YorumlarDEĞERLİ HOCAM İNAN BAŞOL YÖRÜKCÜ ŞAİR MAVİ YEŞİL İSİM ALTINDA ŞİİR KİTABI ÇIKMIŞ BU ŞAHIS BENİM VE SENİN BİR ÇOK ŞİİRLERİNİ ÇALIP KENDİ İSİM ALTINDA ŞİİR KİTABI ÇIKARMIŞ SİZİ BİLGİLENDİREYİM DEDİM BİLGİNİZ OLSUN SELAMLAR..BİLAKİS IŞIL IŞIL ŞİİRİNİ OKUYUN...
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla
Muhtesem bir siir Ustadim buyuk bir keyifle okuyorum siirlerinizi yureginize saglik Allahaemanet olun saygilar *** Tam puan *** Antolojim