Bu gece bir başka karanlıktadır
Göz yaşlarımın ıslattığı kıyı
Martılar, yakamozlar.... ve dalgalar
Sazlanmadalar hep aynı şarkıyı.
Bir hüznün şarkısıdır dudağımda
Uzayıp duruyorken her geçen gün sürgünümüz,
Her sâniyesi bu kanlı çölün
Belâdır, imtihândır.
Anaları ağlatan,
Güneş gibi başımızda
Güneş gider, ay gelir
Gökyüzü saray gelir
Saraylı güzellerden
Bir hokkalı çay gelir.
İçtikçe yudum yudum
İhtiyarlık başa belâ
Dua edin a dostlarım
Gel diyor şu musalla
Dua edin a dostlarım!
Elime aldım kalemi
Düşünce, düşünce... İksîrli nehir
Kafalar, kafalar... Çift başlı boru.
Birinden ‘Bir’ akar, birinden zehir
Bu işte hayatın çekilmez zoru.
Günahların allı pullu dehlizi
Bir gün sen de akşama davet edilirsin
Ya perşembe ya cuma davet edilirsin
Nurani bir el sunar yakuttan kadehi
Elife, cime, lama davet edilirsin...
(2005)
Gelecek emr-i Hak
Bitince akşam
An bean, saat besaat
Gelecek mutlak
Elif, cim ve lam...
(2005)
El yordamıyla arıyorum
Beni hâlden hâle çalan,
Gönül derûnuma saplanıp kalan
Kirpiklerini...
El yordamıyla arıyorum
Güzel yüzü hiç görmeden şu gönlümü benim,
Okşanmamış zülfüne bağlamak istiyorum.
En muştulu hülyâlara dalıp ta gözlerim,
Hıçkırıklar içinde ağlamak istiyorum.
Götürmeyin ne olur, durun müşfik geceler,
Îman seli elbet coşacaktır
Engelleri birgün aşacaktır
Hep nûr olan âlemlere dâim
Koştukça hep aşkla koşacaktır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!