Kaybettiğimiz şeylere bir bakın;
Din, kültür, örf, adet, töre...
Batının küflü değerlerini bırakın,
Ateşe atmayın gençliği, göz göre göre...
Yardım edelim birbirimize hep;
Ben senin mutlu olmandan yanayım;
Sen mutlu olda, ben ateşte yanayım...
Babam namaz kılıyor, dedemin seccadesinde;
Ben ise kız peşindeyim, şu Bağdat caddesinde...
'babalarımız dedelerimizin yolundaymış, maalesef bizler babalarımızın yolunda değiliz.'
Oğul! Az söz, çok iş;
Acıyla eri, ateşle piş...
Malı ne çarp, ne çal;
Gerekiyorsa aç kal...
Kolunda bilezik,
Yirmi dört ayar...
Parmağında yüzük,
Bilmem kaç milyar...
Giydiği elbise,
Unutmaz bu gönül,
Senin gibi bir yiğidi.
Sen ki; Şamil’in askeri,
Çeçenistan’ın şanlı şehidi...
Haberini aldım bir gece;
Batı; ne kadar da kötü bıraktı karanlığını;
Erkek erkekliğini unuttu, kadın kadınlığını...
Düşünsene; yaşamak için, ne çok neden var;
Halbuki sende ve bende, ölümlü bir beden var...
Çok uzun süredir bu eve,
Bir kadın eli değmedi...
Kirli cam, çerçeve, perde;
Acep hırsız mı girdi,
Ne varsa hepsi yerde...
Ey Azrail, uzak etme... Yanıma şimdi gel de;
Söyle bileyim, ahiret dedikleri nasıl bir belde...
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...