Çok eylemlere karıştı,
Bir çoğu yasadışı.
Yedi sekiz yıl yattı,
Kendisi ve arkadaşı.
Günler aylar geçti,
Ah! benim deli gönlüm, sevda çeker, hem de bu yaşta! !
Lakin kapıda bekler ölüm; Nereye! ... kaçmasına kaçta...
Hayatımı yazıyorum ben,
Ama doğru, ama yanlış.
Ey benim dertli gönlüm,
Herkes gibi sende buna alış…
Hepsini yakın, bütün şiirlerimi;
Şiirlerim kadar cesur değilim.
Koyu bir itiraf sarıyor benliğimi,
İhanete varacak doğrulukta sözlerim.
Uyandırın çocukları, kör geceden;
Dağ bayır demeden,
Yaşadığı onca şeye rağmen.
Yılmamıştı, yıkılmamıştı,
Konyalı genç teğmen.
Burası güneydoğu;
Dönüp duruyorum şu alemi,
Elime ne geldiyse, hepsi bayat.
Halbuki, kul olacaktım Allah’a,
İstemiyordum böyle bir hayat...
Toplum dediler, maskara yavrusu,
Tavan, çatı;
Çöktü üst katı.
Çekmez bu sikleti,
Bu tartı.
Gönül kırık,
Rabbim bağışlar; beni de, seni de;
Gel ateşe atma; beni de, kendinide...
Karıncadır bu, sağa sola yarışır;
Ne bulsa, hemen yuvasına taşır...
Yangın kapladı şehri orta yerinden,
Elinde çocuğu kaçmakta bir anne.
Sokak ateş yumağı, kimi memnun halinden;
Diyemiyorum ki: “yanan yansın,bana ne”...
Nerde kaldı itfaiye, söndürse ateşimi;
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...