Şu çirkinliği,
Her kıyafet saklarda;
Hangi yüzle dolaşırsın,
Bu sokaklarda.
Kadın dövmek,
Atalarımız demiş ki: 'Göz görmeyince, gönül arzular';
Yaşadığımız bu çağda, şimdi kurtlarla dolaşır kuzular...
Vaziyet kötü;
İnsanları üzerime saldılar.
Sistem çöktü,
Şimdi yalnız kaldılar.
Putları öldü,
Güllerim soldu, o eski vazonun içinde,
Yapraklarını döktü, sanki ağlayan bir kadın.
Elime aldım, son bir kez koklamak için,
Anladım ey bülbül, boşunu değilmiş feryadın...
Koca dünyaya geldim geleli,
Üzüntüyle geçirdim günümü.
Meğer hiç tat almamışım ben,
Yalanla süslemişim ömrümü.
Mutluluk yalanmış, sevda yalan;
Mezara, mezara;
Nasılda dizilmişler,
Hepsi sıra sıra.
Kiminin annesi,
Kiminin babası...
Niçin gidersin
Şarkılar o kadar yalan ki;
İnsanın inanası gelmiyor.
Filimler, gerçekten öyle uzak ki;
İnsanın gülesi geliyor.
O kadar yalan ki yaşadığımız,
Vur, sende vur;
Kanasın ki bu yürek,
Kapanmasın bu yara;
Ta ki, ölene dek...
İster silah,
Ağladım ama ağlatmadım,
Kırıldım ama kırmadım.
Eğer merak ettiyseniz,
Nizamettin benin adım.
Saklanacak bir şeyim yok;
Ben yoksulluk günlerinin dolu dizgin ayyaşı;
Yoruldum işte, İslam yükünü biraz da sen taşı...
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...