35 kedili salonda sudoku çözeceğim
yaşlanmayı kabullenmektir bu
şu anda şikayetçi olduğum hayattan
geleceğe; zulama saklamaya çalışmaktır bu
Aranızda doktor varsa diz çökeceğim
Can yakmak;
Pişmiş ete tuz serpiştirmek,
Kaşık salatayı çatalla seçiştirmek gibidir.
Merhamet sahibi ya da değil;
Hepimizin yapabileceğidir.
Deli kuyuya eğilmiş
Kuyuya ismiyle seslenmiş:
“Mutluluk vaat ederim, hem seni hem sendekini
Yaklaş yanıma çocuğum, göstereyim marifetimi.”
Deli uzaklaşmış, deliliğinden
Evde peluşlarım; barbilerim var hala,
Uğrayınca bak; bazamın altında.
Geri geri gider ayaklar
Kredi kart borcumu ödemeye sürününce.
Barbie gidiyor mudur bedel ödemeye?
yün battaniye altında şekerleme yapıyor
sıcak bir yer, ve umarım sıcak söyleniyor
bir şarkı gibi hani o pencere pervazına;
götünü değil de kulağını dayıyorsun şimdi
bu parti bitmesin henüz gelenler için
sanki içime yağmur yağıyor ve
Sonra onda adını bilmediği bir duygu baş göstermiş
her şeyin kötü gideceğini bilmenin verdiği bu huzur
onu en yukarı dağlardaki koltuğuna taşımış
çok hızlı kaçınırmış uzun soluklu eşlikten
denizin köpüğünden peydahlanmış
dudaklarında kupkuru sular
derler bir kar tanesi kadar beyaz ol
oysa onlarda gördüğüm tek şey çamur suratları
böyle nasihatler düşünmeden veriliyor
ızdırap bayrakları sevinç sinyalliyor
ne zaman sarılmayı kestik Samanyolu’yla?
2 saatlik filmin arasındayız;
Teneffüs demişler sığ sığ.
Bana kötü bir tabiatta nazik olmak öğretildi;
Sana marshmellow diyarında amiş olmak.
Ve su yatağı kalbin* beni üzerinde görmek istemiyorsa okeyim
Sen çok açıktın farklı ruhlara geçiş kapısı olmaya.
Noldu birden pat ve su sızdırmaya başladın?
Sevgilim bu akşam gelirken donut alır mısın?
Ben fıstıklısını ısırırsam sen çilek dolgulusunu kap
biraz kalori saymayı unutalım,
rüyamızda yemeyiz nasıl olsa.
Sevgilim, ben en çok çikolatalısını seviyorum.
Şiirleriniz eksik duygu bakımından
şiirleriniz harika hatta 3.16.