Nilay Bekkaya Şiirleri - Şair Nilay Bekkaya

Nilay Bekkaya

hasat vakti uyanın erkenden
her duygunun sonunda ortaya çıkan anıların
hasat vakti
anılardaki sesleri dinlemekte terbiyeli kulaklar
her melodiye prensler gibi aşık
gözlerinde centilmen bir kabadayı buyuran

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

bana biraz baksana
ayaklarım ters olmasa da, gözlerim şaşı olmasa ve başım kel olmasa da
derim balık derisi gibi pullu, sesim garabet gibi kalın olmasa da
içim çürük, kalbim yorgun olmasa da, dilim peltek olmasa da
ben öyle hissediyorum, biliyorum ikna etmeye durmazsın yolunda ve durma da zaten ama
bilirsin bazen evimde yalnız olmasam da

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

Bazı sabahlar,
Daha çok bazıdır…

Aynaya bakmakla gelir saatler ikindiye
Ama biz bazı bazı dönelim sabahlara
Sabahlar ısrarcıdır; sabah gıcırtılı yataktır

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

çok korunaklı hapsolduğum yer,
insanı uyuşturacak kadar sıcak
ensende kelebeklerin dolu olduğu
bi aslan gibi pozisyonlandığın
o sempatik sonbahar akşamı
limonatasını sevdiğin bir mekan

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

Bazı insanlar B12 gibi
Hafızanla el sıkışırlar,
Ama sana hatırlattıkları sen;
Pek iğrenç bir dönemini temsil eder.
Onlardan nefret edebilirsin,
Sana hatırlattıkları yüzünden.

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

Benim şiirim tencere dibindeki puding gibidir;
Doymak bilinmez,
Sıyırsan da bitmez.
Spatula, kalem efendime söyleyim!
Sigara!
Bakü kadınlarının dizinde bir buket

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

Karada can havliyle göbek atan ıskarmozlar gibi ayrı düşsek de..
Sesimiz soluğumuz aramızdaki unutma beni çiçeği olsun

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

Borçlusun herkese
En çok da mucitlerine
Doğdun, öldün, pörtledin derken
9 ayıydı, bebek beziydi.
Sen istedin doğmayı
Borçlusun lan alayına!

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

İnsan siluetinde, karga sükunetinde
Bir grup pek hararetli kaleiçinde
Kendini budayan ağaçların bahçesindeyim

Karıncalanmış gözlerim, mürekkep kaçmış sanki
Öldürme gerekçeli oyunları izliyorum

Devamını Oku
Nilay Bekkaya

Yaşlı olduğun için değil,
Nasıl yaş aldığını tahlil edemediğin için bozuyorsun asabımı
Doğrusu bunaksın ve küçülmüş gözlerin
Bir gün hohlayıp da kirletemeyeceksin havayı
Ah umarım; umarım yapamazsın
Terlerin düşmeyecek zavallı karıncanın alnına

Devamını Oku