Senden ne zaman vazgeçmeliyim bilmiyorum
Aşkın, aşık olunan ne derse o yapılacak evresindeyim,
O yüzden, söyle bana nolur;
Ne zaman vazgeçeyim senden?
Geçen gün seni bekledim,
Ve herkes gördü...
Doğru dürüst ağlayamadım ya,
Ondan bu şiir.
Başka türlü nasıl çıkar içimdeki bu zehir?
Yalan söyledim ona,
Sana değil, olguya aşığım dedim...
Günün sonunda, kalın bir halata tutunarak
Teknesine yön verdi yaşlı balıkçı.
Sırf denizi hissedebilmek için,
Son bir gayretle eğilip
Elini suya daldırdı.
Sanki vedalaşır gibi.
İçimde biriken milyarca damlacık,
Ekru bir bulut olup yerleşti gözlerime
Yoğunluğu yokluğundan ibaret.
Ulaşılabilir bir yerde bıraktım damlalarımı,
İçimde bir abdal diyor ki; sabret...
Toprak altından kalkıp,
Başım da dalgalanan yasal hikâyeme...
Anlattım, gayri resmi rüyamı.
Bir solukta söyledim...
Pembesini, karasını.
Geriye dönmek, başa sarmak gibi
Boş umuda kapılmak,
Bir yağmur ıslaklığında,
Yağmurla beraber sarmak seni
Bir yağmurun damlasından, bin dudağından emmeli
Ne gidilesi ayrılıklar kalmalı,ne de çekilesi yalnızlıklar.
Ben bir yolun ortasında sen alnımı öpmeli,öpmeli…
Karların arasından bir ot çıkamalı sonra,
Şarkılar daha anlamlıysa,
Filmler daha ağlamaklı
Ve bütün kelimeler yalınayak koşuyorsa beynimde.
İçimde gezinen farelerin ayakları yokluğunla kırılıyorsa,
Sen; sanırım bir daha aşık olamayacağım noktasında...
Virgül olmuşsundur bana.
Sana bakmak;
Savaşın ortasından bir çocuğu kurtarmak,
Kayaların arasında açmış bir çiçeğe dokunmak gibi.
Sana bakmak;
Hiç beklenmedik bir an da en sevilen şarkıyı duymak,
Gün batımından önce akşamı koklamak gibi.
Ne yerdeyim, ne gökte...
İkisinden de öte bir dünya var sanki,
'sen' diye...
Tam oradayım işte.
Bana adımı bağışla, neydi adım?
Sen beni sevmedikçe unutuyorum.
Sütü bozuk bir piç gibi,
Adım adım ölüyorum.
Ölmek iyidir.
Fotoğrafların da yaşamıyor zaten,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!