Geçmişle harap etme yeter kendini sen
Dünyan değişir hüznü atıp bir gülsen
Hiçbir şeye değmez bu hayat kendine gel
Tekrar gelecek neş'eli günler yeniden
Aralık/73
Bir sancı sarar yavaşça her bir yönümü
Geçtikçe zaman ben görürüm en sonumu
Birgün bırakıp dostları gitmek vardır
Kutlansın hep neş'eli her yıl dönümü
Eylül/77
Kurban olam ellerine sazına
Çal Veysel'im, çal Veysel'im, Veysel'im
Doyum olmaz sohbetine sazına
Çal Veysel'im, çal Veysel'im Veysel'im
Birazcık vaktini çalmaya geldim
Yeter çek artık
Ülkemizi çiğneyen kara çizmeni
Gittikçe uzayan
Büyüyen-çoğalan
Aydınlık günlere engel olan
Ülkemizi karartan kara gölgeni
Bir ilham gelmeye görsün
Tutulmuş dilim çözülür
Mısra mısra gelir şiir
Ak kağıtlara dizilir
Bilmem kaç inbikten geçer
Kırk Işık Kız
- Kurtuluş savaşında kırk gün
Kuran okuyan kırk ışık kıza
Kırk
Çiçeklendi Namlular
Çiçeklendi namlular
Menevişlendi
Kurtuluşun türküsü
Cepheden Bir Kesit
Pusat sesleri
Yankılanır dağlarda
Her taraf barut kokusu
Çuhadaroğlu Ali'nin Türküsü
'Ali'yi sorarsan on yedi yaşında
Mavzerle vurdular arkın başında
Çeteler toplanmış ağlar başında
- Kemal Tabur'a
Gelmez o güzel neş'eli günler nerde
Artık yıldızlarda düğünler nerde
Meydir diyerek kadeh kadeh gökyüzünü
Ah içtiğimiz nerde o günler nerde
Şair hakkında ne düşünebilirim ki..görünen köy kılavuz istemiyor.Tanıdığım en mert, en doğru, en düzgün adam.
Nihat Ağabey, Maşuka için yazdığın şiir muhteşem olmuş..Ama alındım haa..Hani bana :))