En çok ağlamayı çok seviyordum. gözlerim dolunca koşup, ağladığım limandı.
Bir de utangaçlığım vardı üzerimde, utanılacak bir hal olduğunda gölgesinde durduğum mahzendi.
Bir ömür ağlamak ve toplum içinde, utangaçlığım arasında gidip geldim.
Ayar Verecek Terazi Değilim
Dengesizlere ayar verecek terazi değilim
Her şey ayan beyan orada
Kimin neyi istediğini
Neyi istemediğini bilsin şu insan oğlu.
Bir ayrılık türküsüydü zaten, çalıp duruverirdi yanı başımızda.
Sesimiz duyulurdu bütün kavgalarda
Bütün türküler bizim için çalınırdı radyolarda, g
Gece olunca sesimiz dinerdi
Kimseler bilemezdi hangi suçun sanıklarıyız diye..
Neresinden başlasam Ki,
Çocukluk nöbetimizdi gelip geçti
Her insan gibi bende doğarken ağlamışım,
Ekmeğe salça sürüp, derelerde oynamışım.
Bisiklet almak için, beş gece yatmamışım
Çelik çömlek, beştaş oyun derken, hiç para saymamışım..
Feleğin kahpesi ne kadar zalim olursa olsun
Zulmün başkaldırısı, her zaman bir direniş olurmuş.
Bu gece de bacamız duman tütsün istedik.
Mahallenin en babacan çocuklarıyla, bir araya gelmiştik.
Beyaz peynir, ızgara şiş derken, soframız tam on numara.
Biz gecelerin uykusuz bıraktığı, küçük bedenlerin büyük kavgasına.
Sevdasını kurşun yapan, zamanın utangaç çocuklarıydık.
Duruşuna alın teri damlamış, koca yürekli cüsselerin.
Sofrasına boyalı ellerle toz biber zeytin dizenlerdendik.
Yola çıktıklarımızla, yolu bitirmiş olsaydık
Kara göze, gönül verdim
Kirpik kaşın, ben olayım
Mahzenimi, sele verdim
Sele bendin, ben olayım
Sevda benden, haber bekler
Her kavgamda hissederdim aykırı ellerini,
Dokunurdu, damarlarımın en ucra köşesindeki sinir uçlarıma,
Tıkanırdı boğazıma, yediğim her lokma
Dudaklarımda, büyük çatlaklar oluşurdu
Zaman zaman.
Parmak uçlarım sebepsiz yere terlerdi.
Bahardan bir gün adım adım
Gençliğim ve ben el ele
Güzel duyguları ve sevda yükünü bir kenara itip,
Yüreğimin en ücra köşesindeki duygu tozlarımdan arınarak o güzelim gülleri dalında bırakıp.
Hayatın toz pembe karanlığına doğru, adım adım yürümek zorumuza gidiyordu..
Ben her gece gönül mahsenimde,
gecenin sessizliği sırf sana benziyor diye,
yıldızlara bakıp avuturum kendimi.
Kaç yıl geçti aradan farkında mısın.
Halâ, damağımda, dün gibi duruyorsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!