Gözlerin gözlerine bir dokunusa
Eskiden kalmış bir şarkı gibi.
Avucunda bin ah işitirsin.
Yüzünü dönsen dağlara
Ellerini kaldırıp açarsın Allaha
Benim için nefesini tut bu gece
Öylece giriver kalbime
Bütün faili meçhul olan doyumsuzlukları yaşayalım
Bir bahane uydur kendine,
Dalarsa bir gün gözlerin
Gözlerinin zulasında duruyorsam, korkma.
Parmaklarının ucuyla, dokunursun bana.
Olur ya, uyanmasam.
İnce bir ıslık sesiyle çağırırsın beni
Koşa koşa yanında olurum.
Çok eskiye dayanırdı yolculuğumun hikayesi.
Defalarca yediğim baskınlara, yenik düşmüş olsam da.
Uzakların kesilmiş biletleri, halâ duruyordu cebimde.
Kendim ve kaderim, alt alta yazılmıştık kara tahtaya.
En çok beyaz yakalı kara önlüğü sevmiştim
Boynumda huzur bulduğum, medeniyet bildiğimiz
Hele göğüs cebimizdeki, yatak ütülü beyaz mendil
Beyaz oluşları
Asil duruşları
Kırış, kırış
Eğer beni dinlersen gel bu sevdadan vazgeçelim.
Ne sen beni anlarsın
Ne de ben seni anlayabildim.
Vedası güzel günlerin hatırına, bir dileğim olacak senden.
Duydun mu.
İki koltuğumun arasın da
Kaç dostun derdiyle dertlendiğimi
Duydun mu.
Kaç namert sürüsüyle
Kendimi illegal bir sürünün haylaz kuzusu sanmıştım.
Göz yaşlarım iki kaş iki göz aralığı kadar yakınıma damlıyordu.
Gece ilerledikçe, başımı yasladığım bir hasır yastığa, sevda türkülerini söyleyip, ağladım da, ağladım.
Dinlemek için adını defterimde sakladığım, o eski türküler bile beni teselli etmiyordu.
Her zamansız vedanın
Bir suçlu rıhtımı vardır.
Deniz, dalga belki,
Fırtınaya yalakalık eden
Çok şiddetli Lodos ta esmiş olabilir.
Duygusallığın kol gezdiği
Munzur un, kekik kokan dağlarında
Dersim dört dağ içinde, türküsü dudağımda mırıldarken
Sigaram iki parmağımın arasında, elim ısınmışken.
Baharın sıcak bir rüzgarıyla gelmiştin bana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!