Geceleri hep sen varsın rüyalarımda,
Bitsin istemem asla.
Sensiz bir sabaha uyanmaktansa,
Razıyım senle dolu hayal dünyamda yaşamaya.
Gün doğarken usulca,
İlk zamanlar,
Aklım bana oyun oynuyor sanırdım,
Ama gerçekmiş meğer,
Sen gerçekmişsin, gittiğin gerçekmiş…
İşte, ben de sevmiyorum gerçekleri,
Seni benden ayıran hiçbir şeyi sevmiyorum,
İçim ağlıyor, ruhum değil,
Ruhumdan da derinde bir yer.
Sanki ateşten bir denizdeyim de,
Oluyorum sana derbeder.
Aşkın mahvetti beni,
Bu Ülke’ye ve Üstat Cemil Meriç’e ithafen…
Gidiyordu küçük kuş uzak diyarlara,
Geziyordu her memleketi, her ülkeyi,
Yeni bir yer gördü o sırada,
Düşündü ki “Oraya da gitmeli”
Susuz bir gece,
Soluksuz bir akşam,
Ve ben,
Şuurunu yitirmiş adam.
Uğruna savaştığım kişi
İşte yine başladı içimdeki çellolar,
Gezgendeki en hüzünlü parça çalınıyor içimde,
Damarlarımda geziniyor notalar,
Adım adım, ince ince…
Siyaha vuruyor tüm ümitlerimi bu lanet,
Oturmuş ağlıyorum,
Ağlıyorum, ama kimse duymuyor,
Kimse anlamıyor halimi,
“Bu ağlayan deli mi? ” diyorlar, duyuyorum,
Duyuyorum, ama cevap veremiyorum,
Ağlıyorum çünkü…
Antalya’da karşılaştık senle ilk,
Mayıs ayıydı,
Rüzgâr, nârin nârin dokunuyordu yüzümüze,
Güneş, en az ikimiz kadar mutluydu.
Sen,
Sen, her zamanki gibi mükemmeldin.
Aşk denen şey, bitmez bir belâ imiş,
Nefrete dönüşünce insana cefâ imiş.
Oturup kendi kendimi dağladığımda,
O umursamaz, duymaz imiş.
Şarıl şarıl yağıyor yağmur,
Gökyüzü bir çığlık atıyor,
Sessizliği yırtar gibi.
Bense yağmurun altında bekliyorum,
İliklerime dek ıslanmama rağmen,
Bekliyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!