Bu Gün Bursa da aşırı Lodos vardır. Mavinin izi kalmadı. İnşallah Havanın hırçınlığı geçerde, iki Mavi Kanka (Gök'le Deniz) maviş-maviş bir haleye dönüşürler...Yaradan ne etmeye Kadir değil ki...
HÜRRİYET BENDİNİ YIKARDA GİDER Arif Olan Muhabbeti, Hal Eyler Aşkına Dağları Turap Yol Eyler Lilyumu da Nektar eyler, Bal eyler Gönülden-gönüle akar da gider. ----------------------------------------- Dağları süsleyen borandır-kardır Gönüller ıraksa, hasreti zordur Kankanın Ateşi, Yürekte kordur Tamu Harı gibi, yakar da gider. ----------------------------------------- Güzelin Cilvesi, Yiğide Faktır Merhamet arama, vicdanı yoktur Vuslata ermeden, arzusu çoktur Bağına Acıyı, Eker de Gider. ---------------------------------------- Her güzele kanma, Tarında durmaz Mürşid-i Kâmil'den, Öğütler almaz Barış Pınarından, Testini Dolmaz Aşkın Şarabını, İçer de Gider. ----------------------------------------- Der Vezir uslanmaz Akli ziyanlar Hilafet Gözeten, Fikri Ayanlar Batıla Özenen Beyler-Bayanlar Özgürlük Bendini yıkar da gider... ------------------------------------------ ------OZAN ÇAKIROĞLU-----
------Antoloji-com, Cümle Yazar ve Şairlere velinimettir. Amma ve lakin anlayan ve kendini bilenlere. Hem kim neyi ve nasıl yazıyor, hem de yazdığın Şiirler kabul görüyor mu. Topluma hitap edebilme ve Aktüel konulara hakim olma açısından bulunmaz bir nimettir. -------Ancak kuralsız, mizansız değil de, anlaşılr Lehçe-i Dil ile yazmak ve başkalarını incitmeden, üzmeden derdini ya da gördüğünü edebi bir şekil de Şiirin her türlüsünü dile getirmektir diye düşünüyorum, -------Şimdi ben buraya Atışma tarzında ve irticalen bir şiir örneği hicvedeceğim. Umarım okurlar beğenirler...VESSELAM. . KENDİ BAHÇEM DE TOZAR GİDERİM Usta bir Ozanım, diyemem lakin Arif Meclisin de, oluram Sakin Tarikat sülbüne, olmadım yakın Yobazın üstünü, çizer giderim. --------------------------------------- Bazı Dostlarımı, Darda sınadım Kuralsız Uçanı, Yerdim-Kınadım Niyetim Barıştır, Yoktur İnadım Hasmımı Meydana, çeker giderim. ----------------------------------------- Nasihat Eylesem, tutmuyor ayar Sarmaşık otunu, Gül diye sayar Kavim-Kardaşını, Söz ile döver Gönlüne Acıyı, Eker Giderim. ----------------------------------------- Isırgan Otudur, Sözü-Kelamı Bin kusur Kitapla söyler yalanı Kırk günde dolanmış devri-alemi Hariçten gazeli, bozar giderim. ---------------------------------------- Kendini Huriye, Benzetir durur Çuvaldız İğneye, Eyledi gurur Hasmına acımaz, yürekten vurur Hakkı-Hakikatı, Yazar Giderim. ---------------------------------------- Çakıroğlu ne Söyleyem, ne diyem Anlayana Sözüm, Olsun Hediyem Bağlamamdır benim, Yaren-şadiyem Ben Kendi Bağım da, tozar giderim... ------------------------------------------- ---------OZAN ÇAKIROĞLU-------
------Antoloji-com, Cümle Yazar ve Şairlere velinimettir. Amma ve lakin anlayan ve kendini bilenlere. Hem kim neyi ve nasıl yazıyor, hem de yazdığın Şiirler kabul görüyor mu. Topluma hitap edebilme ve Aktüel konulara hakim olma açısından bulunmaz bir nimettir. -------Ancak kuralsız, mizansız değil de, anlaşılr Lehçe-i Dil ile yazmak ve başkalarını incitmeden, üzmeden derdini ya da gördüğünü edebi bir şekil de Şiirin her türlüsünü dile getirmektir diye düşünüyorum, -------Şimdi ben buraya Atışma tarzında ve irticalen bir şiir örneği hicvedeceğim. Umarım okurlar beğenirler...VESSELAM. . KENDİ BAHÇEM DE TOZAR GİDERİM
Usta bir Ozanım, diyemem lakin Arif Meclisin de, oluram Sakin Tarikat sülbüne, olmadım yakın Yobazın üstünü, çizer giderim. --------------------------------------- Bazı Dostlarımı, Darada sınadım Kuralsız Uçanı, Yerdim-Kınadım Niyetim Barıştır, Yoktur İnadım Hasmımı Meydana, çeker giderim. ----------------------------------------- Nasihat Eylesem, tutmuyor ayar Sarmaşık otunu, Gül diye sayar Kavim-Kardaşını, Söz ile döver Gönlüne Acıyı, Eker Giderim. ----------------------------------------- Isırgan Otudur, Sözü-Kelamı Bin kusur Kitapla söyler yalanı Kırk günde dolanmış devri-alemi Hariçten gazeli, bozar giderim. ---------------------------------------- Kendini Huriye, Benzetir durur Çuvaldız İğneye, Eyledi gurur Hasmına acımaz, yürekten vurur Hakkı-Hakikatı, Yazar Giderim. ---------------------------------------- Çakıroğlu ne Söyleyem, ne diyem Anlayana Sözüm, Olsun Hediyem Bağlamamdır benim, Yaren-şadiyem Ben Kendi Bağım da, tozar giderim... ------------------------------------------- ---------OZAN ÇAKIROĞLU-------
------Antoloji-com, Cümle Yazar ve Şairlere velinimettir. Amma ve lakin anlayan ve kendini bilenlere. Hem kim neyi ve nasıl yazıyor, hem de yazdığın Şiirler kabul görüyor mu. Topluma hitap edebilme ve Aktüel konulara hakim olma açısından bulunmaz bir nimettir. -------Ancak kuralsız, mizansız değil de, anlaşılr Lehçe-i Dil ile yazmak ve başkalarını incitmeden, üzmeden derdini ya da gördüğünü edebi bir şekil de Şiirin her türlüsünü dile getirmektir diye düşünüyorum, -------Şimdi ben buraya Atışma tarzında ve irticalen bir şiir örneği hicvedeceğim. Umarım okurlar beğenirler...VESSELAM. . KENDİ BAHÇEM DE TOZAR GİDERİM
Usta bir Ozanım, diyemem lakin Arif Meclisin de, oluram Sakin Tarikat sülbüne, olmadım yakın Yobazın üstünü, çizer giderim. --------------------------------------- Bazı Dostlarımı, Darada sınadım Kuralsız Uçanı, Yerdim-Kınadım Niyetim Barıştır, Yoktur İnadım Hasmımı Meydana, çeker giderim. ----------------------------------------- Nasihat Eylesem, tutmuyor ayar Sarmaşık otunu, Gül diye sayar Kavim-Kardaşını, Söz ile döver Gönlüne Acıyı, Eker Giderim. ----------------------------------------- Isırgan Otudur, Sözü-Kelamı Bin kusur Kitapla söyler yalanı Kırk günde dolanmış devri-alemi Hariçten gazeli, bozar giderim. ---------------------------------------- Kendini Huriye, Benzetir durur Çuvaldız İğneye, Eyledi gurur Hasmına acımaz, yürekten vurur Hakkı-Hakikatı, Yazar Giderim. ---------------------------------------- Çakıroğlu ne Söyleyem, ne diyem Anlayana Sözüm, Olsun Hediyem Bağlamamdır benim, Yaren-şadiyem Ben Kendi Bağım da, tozar giderim... ------------------------------------------- ---------OZAN ÇAKIROĞLU-------
-------ÖĞRETMEN------ . -------Osmanlı zamanın da 1848 yılına kadar ne Öğretmen vardı ne de okulu. Daha çok Sübyan Mektepleri yaygındı. Orada ders veren hocalar Medrese eğitimi almış güdümlü Şahıslardı. İlk kez 1848 de Öğretmenlik eğitimine yönelik Darülmuallim açılmıştır. Bu okulun ilk Müdürü Ahmet Mithat Efendi'dir. 1850 yılın da bu Okulun öğrenci sayısı otuz'dur. --------Türkiye Cumhuriyet Devleti kuruluncaya kadar da eğitim ve öğretim adına hiç bir iyileştirme yapılmamıştır. Osmanlı bu konuda da sınıfta kalmıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK 10--Ağustos 1928 de 29 harften oluşan yeni Türk Alfabesini Meslis-i Ayan'da oylama sonucun da kabul edilmiştir. Vatana-Millete hayırlı olsun denildi ve müspet bilim ile bu günlere gelindi. Ben derim ki Bilim adına harf devrimi Dünya da yapılmış en büyük devrimlerden biridir. En kısa zaman da Memleket sathın da icra edilmeye başlamıştır. Bu gün buralar da hasbel kader, bir şeyler yazabiliyorsak bunu harf devrimine ve dolayısıyla Ulu Önder ATATÜRK'e borçluyuz. -------Benim Bir Kızım da Öğretmendir. Şiir sitem de günün önemine binaen yedi dörtlük halin de okurlara sunulmuştur. Ben buradan Bütün Öğretmelerimizin 24 Kasım Öğretmenler gününü en içten gelen sevgi dolu dileklerimle kutlar. Çalışanlara meslek hayatın da üstün başarılar diler ve Emekli öğretmenlerimize Sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim. Sevgili Öğretmen Kızımın gözlerinden---- Gözlerinden öperim.... --------------OZAN ÇAKIROĞLU--------
------MODA: Kendi iç dinamiğiyle gelişmiş Ülkelerde Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel gelişmelerin Topluma doğrudan ve dolaylı yansımasıdır. Emperyalist Toplumlarda Moda bir Uluslar arası strateji eylem birliğidir. Hatta Moda sektörünü güçlendirmek için Devlet Sübvansiyon desteği vermektedir. ------Anadolu Medeniyeti 1980-ler den sonra moda rezaletine yenilmiştir. Daha sonra Yanlış Siyasal politikalar sonucun da Maşrikten-Mağribe göç kervanı artarak Köy nüfusunun Şehirlere taşınma sonucun da, örfü kültürümüz oldukça yara almıştır. Tekelci Burjuvazinin Televizyonlarda güzellik yarışmaları düzenlemeleri sonucun da Mankenlik ve dizi filmleri oldukça gençlerimizin kafasını karıştırdı. Baba ile oğul-Ana ile Kızı arasında mesafe oluşmaya yol açtı. Artık moda ve Film sektörleri Yüce Türk Kadınını bir obje olarak kullanmaya başladı. ----Tevhid-i Tedrisatın rayında çıkması, Okullarda kılıf kıyafet serbestliği eğitim ve öğretim de kuralsız ve mizansız neslin türemesine yol açtı. Anadolu Aile birliği kökün- den sarsıldı. Mustafa Kemal Atatürk'ün çıkarmış olduğu Türk medeni kanunu dumura uğradı. Hala bu gün Kadınlar üzerinde ki gölgelasyon ve badanasyon son sürat Ülke sathına yayılmaktadır. ----Kara Fatmaların, Nene Hatunların, Şerife Bacıların, Satı Anaların, Gökçe Sunaların, Halide Ediplerin daha nice-nice Şehit olmuş yiğit kızlarımızın kemikleri sızlıyordur... Nerden--nereye. Doğru okuyan ve doğru anlayan okurlara saygılar sunarım... ----------ÇAKIROĞLU--------
-------Moda: İç dinamiyle gelişmiş Ülkelerin Ekonomi, Siyasal, Sosyal ve kültürel gelişmelerin Topluma yansımasıdır. Dolayısıyla Teknoloji alan da büyük gelişme- lere yol açmak için, Eperyalistler Moda sektörünü Subvansiyon teşvikiyle güçlen- direrek, Az gelişmiş Ülkeler de eylenmez tahribatlara yol açmaktadırlar. -------Anadolu Medeniyeti ilk önce Moda rezaletine yenik düşmüştür. Arkasından Siyasal Burjuvazi Maşrikten-Mağribe göç politikasıyla Örfü değerlerimiz tahribata uğramış ve dolayısıyla Aile kavramı eski geleneğinden kopmuştur. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün çıkarmış olduğu Türk Medeni kanunu pasifize edilmiştir. -------Tekelci Burjuvazi moda sektörünü oldukça pohpohlayıp Baba ile Oğulu, Ana ile Kızını karşı-karşıya getirmiştir. Televizyonlar da güzellık yarışmaları düzenleyip Gençlerimizi özendirerek Ulusal düzeyde kültür erezyonuna sebep olmuştur. Yeni Müfredat sisteminde öğrenci kılıf kıyafeti zorunlu olmaktan çıkarılıp, serbest edil- miştir. Kutsal Anadolu örfü kültürümüz yerle bir olmuştur. Yüce Türk Kadını Filim ve Moda sektöründe bir obje olarak kullanılmıştır. -------Kara Fatmaların, Nene Hatunların, Şerife Bacıların, Satı Anaların, Gökçe Kızların, Halide Ediplerin ve isimlerini sayamadığım nice-nice Şehit Türk Suna- larının kemikleri sızlıyordur. Yaradan Ulusumuza güç-kudret versin... -------Doğru okuyup ve doğru anlayanlara saygılar sunarım...ÇAKIROĞLU..
--BİZDE Kİ MODAYA BAKIN-- --------------------------------------- Moda diye-diye soydular bizi Zıvanadan Çıktı, Gelini Kızı Ne kışı belli, ne de bahar yazı Hele bizde ki, modaya bakın. -------------------------------------- Saçları boyalı, Limon sarısı Al-açıkta kalmış, vucut yarsı Cakalar satıyor, Leydi karısı Nursuzun attığı havaya bakın. --------------------------------------- Her sabah Jimnastik, balerin dansı Ölse de kaçırmaz, hiç bir seansı Gençleri bayıyor, keskin esansı Paris'ten almış bir markaya bakın. ---------------------------------------- Şimdi ki nesile, olunmaz güman Gidişat bozul du, kalmadı iman Setreni Açıkta, Giymiyor Tuman Alman'a benzemiş, Helgaya bakın. ----------------------------------------- Bir Kenara Atmış Namusu-Arı Urbadan ibaret, Mülkiyet Varı Ne yuvası kalmış, nede bir tarı San ki Rum sentezi, Yorgoya bakın. ---------------------------------------- Saçını uzatmış, dönmüş Kadına Dövmeler yaptırmış, baldır buduna Çakır ne söylesin, böyle oduna Nektarı Şaraptır, Saykoya bakın... ------------------------------------------ -------OZAN ÇAKIROĞLU------- Çakıroğlu ne söylesin ne diye Anlayana bu sözlerim hediye...
---------BU GÜN RAHMETLİ DEDE'Mİ ANLATACAĞIM------- -------Benim sevgili balalarım dediler ki? Bazen de bir anekdot, ya da bir kıssadan hisseler yazsan olmaz mı, diye serzenişte bulundular. Ben de bu gün kü yazımda Merhum Dedem den bahsedeceğim. -------Dedem hem Osmanlı hem de Cumhuriyetliydi. 53 Yıl Osmanlı da yaşamış ve 41 Yıl da Cumhuriyet dönemin de yaşadı. Osmanlı ile Cumhuriyet arasında ki farkı iyi bilmekteydi. Bir gün Dedeme sordum, oylama olsa, Osmanlı mı?, Cumhuriyet mi? Dedi ki istisnasız CUMHURİYET. Arada ki farkı sordum. Mahallemiz de şarıl-şarıl akan iki ayrı Çeşmemiz vardı. Birin de Çerma (Ilıca) suyu akmaktaydı. Genelde Hayvanlara kullanırdık. Diğer Çeşme de ise Dağdan getirilmiş berrak, billur gibi Su akmaktaydı. Dedem dedi ki ha işte Cumhuriyet o, billur gibi akan SU gibidir. Biraz şaşırmıştım. Henüz on yaşlarındaydım... -------Dedem hem Çiftçilik hem de Hayvancılık yapardı. Hasat-Harmandan çok iyi anlardı. Dedem Samanlığa giderken, ben de peşinden giderdim. Her gidişimde Cebinden çıkarıp bana İki elma verirdi. Ben de her Zaman Elmaların hatrına küçük bir sepetle Dede'me yardıma giderdim. Biz Şimal-i Şark çocuğuyuz. Köyümüz de Kışın Kar iki metre yağardı. Bir gün yine Samanlığa Dede'me yardıma gittiğim de Dedem Ellerini kendi nefesiyle üfleyerek ısıtmaya uğraşıyordu. Dedim, Dedem ne yapıyorsun? Dedi ki benim bu nefesimle--Bu Başbakanı hiç anlamıyorum. Biraz şaşırdım. Dedim nasıl yani? Dedi ki, Sabah Nenen yaptığı Çorbayı yerken. Fazla sıcaktı bu nefesimle üfleyerek soğuttum öyle yedim. Şimdiyse aynı nefesimle üşüyen ellerimi ısıtıyorum. Aynı Başbakan gibi. Bazen veriyo ve baze de alıyo. Bu ne yaman çelişkidir diye söylene-söylene Samanı sepetlere doldurdu...Haa o, zaman ki devrin Başbakanı Fötr Şapkalı, Merhum Süleyman Amcamızdı... -------Gelelim Dedemin her samanlığa gittiğimde bana iki Elma verişine. Merak ettim Elmanın kaynağını ve gizlice Dede mi takip ettim. Dedem ben Samanlığa varmadan Elini Samanı altına daldırıp iki Elma çıkarıp cebine koyuyor ve ben gidince de tekrar yardıma gideyim diye çıkarıp bana veriyor. Artık Elmanın kaynağını öğrenmiştim. Dedem Cuma Namazına gidince Mahallemizin Çocuklarını toplayıp, doğru Saman- lığa. Samanı biraz eşeledik büyük bir sepetin içi Elma doluydu, Hepimiz ceplerimizi doldurup oradan uzaklaştık. Akşamleyin Dedem hayvanları beslemek için Saman- lığa gidince, Sanırsın Nuh tufanı koptu. Nasıl feveran ediyor, nasıl bühtanı laflar savuruyor. Kim durur oralarda, ben Dayımlara gittim ve üç beş gün orda kaldım. Şimdi her hatırladığımda, gözlerim dolar ve dalar-dalar giderim. -------Dedem hem Otağımızın, hem de Mahallemizin Dal-yapraklı bir gölgelasyon Çınar Ağacıydı. Allah gani-gani Rahmet eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu şad olsun. Aşağıda Dedem için yazdığım Şiir Cümle sevenlerine hediyem olsun.. -------------------ÇAKIROĞLU-----------
-------BENİM DEDEM------ Şavşat İlçesi, Yoncalı'dır Köyü Ümmeti Muhammed'di onun yolu Kin, kibir bilmez yumuşaktı huyu Dünya'dan Murad Aldı da gitti. ----------------------------------- Bir Uşağı Vardı, iki de Kızı Gözleri pusulu, bağrında sızı Hakkın divanına çevirdi yüzü Eşine Elveda dedi da gitti. ---------------------------------- Çift sürer Arpa, Buğday Ekerdi Bağ Bahçeyi sever, Fidan dikerdi Kayış-Koluşu Sinel Gibi Bükerdi Yek başına yola revan oldu da gitti. ----------------------------------- Atatürk'ten Başka, Baş tanımazdı Karga'dan Başka da Kuş tanımazdı Mıhlamadan Başka, Aş tanımazdı Örfünü Nesline, Yazdı da Gitti. -------------------------------------- Çalıştı uğraştı, koştu yoruldu Bazen isyan etti, esti duruldu Yobaza, aymaza, kızdı darıldı Dinsize, nursuza çattı da gitti. -------------------------------------- Mürşid-i Kâmil'di, Şirke düşmedi Cehalete uyup, Haktan şaşmadı Örf, adet töre bildi, sınır aşmadı Döndü Mevla'ya El açtı da gitti. --------------------------------------- Yıkıldı Mahallenin, Çınar ağacı Yel Vurdu savruldu, yaprağı tacı Göz yaşı döktü oğul, uşak bacı Ebedi Uykusuna, Daldı da Gitti... ---------------------------------------- Cümle sevenlerine gelsin...ÇAKIROĞLU.
-----Her kes tutturmuş bir Cehalettir gidiyor. İyi de kim-kime göre cahil.?? Okur-yazara göre ummi mi, Mürşide göre- yobaz mı, Modaya göre -Türban mı, Senyöre göre Serfler mi, Ağaya göre- Maraba mı, Burjuvaziye göre Feodal mı Patrona göre- İşçiler mi, Şehirliye göre-Köylümü, Siyasiye göre-Seçmen mi??? Din- Mezhebe göre- Realistler mi, Metafizik Felsefeye göre- Materyalistler mi.? -----Ya-hu bu cehalet kimdir-kimlerdir. Nereden gelirler ve ne yana doğru giderler. Son zamanlar da her kes ehil olmuş. Bu da ön yargının başka bir kolu olsa gerek. Yaradan sonumuzu hayır eylesin. VESSELAM----------ÇAKIROĞLU.
Ön Yargı Ateştir, Yakar Gider ---------------------------------------------- Ön Yargı Çıbandır, Döner Yaraya Sen Mavi dersin O, Ak Der Karaya Kantarı Bozuktur, Gelmez Daraya Ruhuna Kelepçe, Takar da Gider. ------------------------------------------- Yargısız infazdır, Gönlü Hayali Mürşid-i Dinlemez, Yoktur Ayari Yobazdan çok çekti, Aydın-Kemal'i Özgürlük Bendini, yıkar da gider. ------------------------------------------- Dağarcığı Dardır, Mantık Hanında Her daim saf tutar, Şıh'ın yanında Merhamet arama, yoktur şanında Bağrına Acılar, Eker de Gider. ------------------------------------------ Basiret Zayıftır Kendinde Geçer Feraset yok olur, hayal de Uçar İklimi Bozuktur, Aslından Kaçar Huma Kuşu Gibi, Uçar da Gider. ------------------------------------------ Tarikat Dergâhın, Kara Kolcusu Dinleyip tartmadan Hüküm yolcusu Mizanı Yavandır, Yoktur Ölçüsü Haşhaşi Sülbüne, Tapar da gider. ------------------------------------------ Der Vezir Yobazdan, Dost olmaz Kardaş Yalancı Fetbazla, Olunmaz Yoldaş Cahilden Eyleme, Kendine Sırdaş Her İki Alemi, Yakar da Gider. -------------------------------------------- Anlayana Sivri Sinek Saz Anlamayana Davul Zurna az...VESELAM
----------ADEM OĞLU İNSAN--------- --------Hz. Adem'den olma, Havva'dan doğma İnsan. Arapça'dan türemiş ve Alem-i Devran da kabul görmüş kutlu bir isim. Toplum halin de ve bir kültür çevresinde yaşayan varlık. Düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları ve keşifleri sonucun da yaşam biçimlerini değiştirebilen Kutlu bir canlı. --------Dünya da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık ve daha kafa karış- tıran ve daha geç evrimleşen canlı yoktur. Toplum bireyler bütünlüğüdür. Bireyler Toplum bütününü oluştururken Din-Mezhep, Dil ve Irk düzeyin de önce Aile ve çevresinde ki edinmiş oldukları örfü kültürlerini ve Ulusal düzeyde almış olduk- ları bilimsel eğitim ve öğrenim birikimini Ulusal Devlet hiyyerarşi sistemiyle harmanlayarak sübuta erdirir. --------Bireyler ve yöreler arasın da hem nicelik ve hem de nitelik bakımından Biyolojik ve kalıtımsal etkenlerden dolayı bir çok sosyo ekonomik ve kültürel ayrışımlar baş göstermektedir. Uluslar arası tezatlar özellikle Mensubu olduk- ları DİN ve daha sonra siyasal ve eknomik alan da baş göstermektedir. --------Devran-i Cihan'da Savaşlar genellikle Din-i, Mülk-i, Siyasi ve Ekonomik amaçlara ulaşmak için yapılmaktadır. Hz. Adem'den bu yana gelişen, değişen Tabiat, mahlukat ve Alemi İnsan bütünlüğünde ki Devinime Materyalist Felsefe- ciler Evrim diyor, Metafizik Fesefeciler ise Fıtrat-ı Kader diyorlar...VESSELAM. Bende derim ki Gezegenlerin tamamı keşif edilmeden somut gerçekleri elde etmemiz olası değildir...OZAN ÇAKIROĞLU.
----------ADEM OĞLU İNSAN-------- --------Hz. Adem'den olma ve Havva'dan doğma insan oğlu. Yani İnsan, Toplum halinde bir kültür çevresin de yaşayan düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları, keşifleri sonucun da Tabiat koşullarını biçimlendirip iyileştiren akıllı-uslu canlı varlıktır. ---------Dünya'da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık, daha kafa karıştıran ve daha geç evrimleşen varlıklar değillerdir. Toplum bireyler bütünüdür. Ve Birey Toplum bütününü, Din-mezhep, Irk, örf ve gelenek kültürünü eğitim ve öğretimle birleştirip harmanlayarak kendi Felsefelerini oluştururlar. ----------Bireyler ve yöresel farklılıklar hem nicelik ve hem de nitelik olarak Biyolojik ve kalıtımsal özellıklerinden kaynaklanan sosyal biçimlerdir. Aile, Çevre, eğitim ve Ulusal Devlet şartlarından dolayı gelişme, değişne ve bilinmeyenleri algılama ve akabinde yenilenme duyguları almış olduğu müspet Bilim sonucunda subuta erer. Biz Materyalist Felsefeciler bu gelişim bütününe evrimleşme deriz. Metafizik düşünürler de Fıtrat-ı Kader derler....VESSELAM--------OZAN ÇAKIROĞLU.
------Her İnsan bir değerdir, karşılıklı saygı ve sevgi İnsanların en büyük hazinesidir. Sevgi insanı güzel düşündürür ve güzel ahlak sahibi yapar. İnsanlar da sevgi ve şefkat duyguları, merhamet ve vicdan duygularını besler. Gönüllerde sevgi pınarı coşup, çağlarsa şayet, Toplumlar da kin-kibir ve nefret Barışa ve suhulete dönüşür. Kırgınlıklar, dargınlıklar ayrılıklar ve her türlü sadistlikler sübut-e erer. ----- Evveli gün Aşkın yerini şehvet aldı diye yazı kaleme aldım. Okuyan Dost, arkadaş ve akrabayı taallukat biraz serzenişte bulundular. Dediler ki senin Aşk penceren tozlanmış.... Ben de biraz düşündüm ve düşünüyorum bir doğruluk payları varmıdır diye....Dünkü yazımı üzülerek te olsa sildim. -----Ve buraya 36 yıl önce yazmış olduğum bir Şiirimi düştüm...
----KARŞI KÖŞKÜN SUNASI--- Arsiyan Dağları, Billur Karlıdır Coşkundur suları, yıkar da gider, Şavşat'ın Kızları, Ahu Zarlıdır Nice Gönülleri, yakar da gider. --------------------------------------- Yeşile büründü, çimen yoncası Elvan-elvan Çiçek, açtı goncası Allar giymiş karşı köşkün sunası Nikabın altından, bakar da gider. ------------------------------------------ Komşu Kızı Kına Yakmış Eline Saçları Dökülmüş, İnce Beline Allanıp dönüşmüş Cennet gülüne Kevser Suyu Gibi, Akar da gider. ------------------------------------------ Mahlenin Hurisi, Bostan Ekiyor Kuzular peşinden koşup sekiyor Gizemli Havası, Yürek Yakıyor Derdini İçine, Döker de Gider. --------------------------------------- Nadana Göstermez Güzel Yüzünü Hakla-Hakikatle Söyler Sözünü Yobazdan, aymazdan kollar özünü Hünkâra Eyvallah, Çeker de gider. -------------------------------------------- Gönlümün Perisi, Boynunu Bükmüş Dağıtmış Zülfünü, Gerdana Dökmüş Duydum ki Yad elden görücü gelmiş Sabrıma Ves-vese Eker de Gider. -------------------------------------------- Çakıroğlu Yazdı, Eyledi Gazel Karşı ki gülşenin, goncası güzel Ben Ona Vurgunum, Evveli Ezel Gönlüme Kelepçe takar da gider... ------------------------------------------ ------OZAN ÇAKIROĞLU------
Yazmış olduğum Destana konu olan, karşı köşkün SUNASI'yla 35 yıldır Barış ve suhulet için de, huzurlu ve mutlu bir şekil de yaşamaktayız...Üç-te Evladımız oldu. Taç Yaprağımız tomurcuklanıp Gül--Çiçek açtı...vesselam. Bana derselerdi ki bir gün özelinden bahs edeceksin? Derdim ki asla...Demek ki Devrani-alem değişmektedir....
----NASİHAT ALMAYI ÖĞREN---- Barışla Sağlanır, Toplumun Dengi Her Kişi Nefsiyle, Ederse Cengi Çağlar gönlümüz de, aşk ile sevgi Yeter ki Yürekten, Sarmayı öğren. ---------------------------------------------- Müspet Fen-Bilimden Gitme Uzağa Cahilden Uzak Dur, Düşme Tuzağa Ayırır Yolundan, Çeker Kızağa Son durak gelmeden inmeyi öğren. ---------------------------------------------- Haşhaşi Şerrinden, Kolla Kendini Cehalet Tufandır, Yıkar Bendini Fetvayla, Muskayla bozar fendini Evreni Bilimle, Görmeyi Öğren. -------------------------------------------- Karunun Malına, Bakıp Düşünme Hasetinden Uyuz Olup Kaşınma Fikrin Yoksa Hindi gibi Şişinme Alim Meclisin de Susmayı Öğren. --------------------------------------------- Cambazın, Fetbazın Sözüne kanma Şeytana Uyup'ta, Ateşte Yanma Her Şapkalıyı da, Demokrat sanma Mürşit'ten Nasihat Almayı Öğren. -------------------------------------------- Der Vezir sözlerim de yoktur yalan Sözüm Uçar Amma, Yazıdır Kalan Huzura Kavuşur, Dersini Alan Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren... ----------------------ÇAKIROĞLU.
-----------FITRAT-I KADER--------- ---------Bu gün Merhum Şair Cahit Sıtkı TARANCI'nın ölüm yıl dönümü. Allah taksiratını af eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun. Bu günün önemine Yorum sayfasına YAŞ OTUZBEŞ ÖMRÜN YARISI Şiiri asılmış. ---------Şiirin muhteviyatına baktığım da Merhum Tarancı kaderci olmadığını vurgulamış ve İnsan ömrüne bir bedel biçmiş. Okurlar katılır veya katılmaz Fikren hür yazılmış Dilden-dile dolaşıp bir eylem haline dönüşmüş. ---------Metafizik Felsefeciler her zaman ve her yer de Fıtrat-ı kader den bahs ederler. Depreme, Tufana, Zelzele-i afata kader derler ve hatta Saraylar da, Camiler de, Konaklar da Hatim indiriler. Merak ediyorum bu Zat-ı Muhteremler Gazze Vahşetine Fıtrat-ı Kader deyipte Hatim mi indircekler. ---------Ben 17 yaşımdan beri Ölümün Kaderle bağlantılı olduğuna kesinlikle inanmadım, inanmıyorum ve asla da inanmayacağım. Her fırsatta yalancı Fetbazlar Dünya'yı yalancılıkla suçlayıp dururlar. Amma ve lakin Dünya malına en çok ta Dinbazlar taparlar. Bu tarz eğilimlerin İşlamiyette yeri yoktur. Eğer ki Hz. Muhammed kaderci olsaydı şayet, Bunca Savaşlara katılmazlardı. Yaptığı bütün Savaşları hep kendileri sevk ve idare etmişlerdir. ---------Kanlı Sivas olayları, Başbağlar katliyamı, Ankara Gar Mezalimi ve Şimdi- de Filistin İnsanlık vahşeti asla Fıtrat-ı Kader olamaz. Ben bu Hunhar-ca yapılan katliyamların tamamına günün de Şiirler yazmışım. Yazılarım da lanetlemişim. Ve kınamaya da devam etmekteyim. Ancak O, Dini-Mezhepleriyle öğünen. Cami de Okul da, sokakta ve her zaman her yer de nutuklar atan demologlar. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Çember sakallılar, Şalvar Cübbeliler, Püskül Fesliler ve Eli Asalı kara sesliler şimdi neredeler, neden Gazze vahşetine sessiz kalıyorlar. Bu korkaklığın müsebbibi FITRAT-I KADERMİ-dir...VESSELAM. ----------OZAN ÇAKIROĞLU---------
--------SEVGİ--SAYGI--DOSTLUK VE SADAKAT BİREYİN YETİŞME TARZIYLA VE EDİNMİŞ OLDUĞU KÜLTÜRLE DOĞRU ORANTILIDIR: En vefakâr Dostunuz kendi gölgenizdir. Amma unutmayınız ki, gölgenizde size yoldaşlık etmek için Güneşli havayı seçer. Tipi de, boran da, yağmur da ara ki bulasınız... --------Yaşam gülmeyi, Sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı ve dostluk sadık kalmayı bilenler içindir. --------Kırmızı Gül'ün biri, çok güzel şakıldayan kokoş bir Bülbüle aşık olmuş. Ertesi günü, Aşık olduğu Bülbülü bir başka Gül'ün dalın da öterken görmüş. -------Bizim Türk Erkeklerin gerçek yüzleri genel de toklukta, Kadınların ise yoklukta ortaya çıkar. Evlat yaşlılıkta, Kardeş mirasta, Arkadaş yolculukta, Dostların ise zor günün de belli olur. --------Mürşid-i Kâmiller vefa görmese de, Vefalı olmaya devam ederler. Ben de derim ki son zamanlar da, Memlekette Ulu önder Atatürk'e bunca vefasızlıktan sonra, Hür Cumhuriyetimiz vefalı olmaya devam etmektedir. Doğru okuyan ve doğru anlayan okurlara saygılar sunarım...ÇAKIROĞLU.
---------ATAM--------- Bu gün Memlekette matem var, yas var Yürekler de Ahu-zar var, Ses var Yüreklerde hüzün, gözlerde sis var Yaramız derinden, kanıyor Atam. ------------------------------------------- Anadolu'nun, dört bir yanı üşüyor Gönderden Bayraklar, yarı düşüyor O, ölmedi, yürekler de yaşıyor Bütün Dünya seni, anıyor Atam. ------------------------------------------ Bu gün hüzün sardı, bütün Vatanı Eyy Türk gençliği gel tanı Atanı Unutma Vatan için, Şehit yatanı Cumhuriyet Arşa, varıyor Atam. ------------------------------------------ Vatan İçin Döktü, Kanlı Terini Allah Bize Verdi, Böyle Birini Mevla Cennet etsin, onun yerini Hürriyet meşalen, yanıyor Atam. ------------------------------------------- Mustafa Kemal'dir, Türk'ün Atası Ona hayran bütün, Dünya Kıtası İzinden gitmektir, Gönül vefası Neslimiz sayen de, gülüyor Atam. -------------------------------------------- Çakıroğlu, yaran deri mi, derin Kalbimiz de saklı, gizlidir yerin Dillere Destandır, bunca zaferin Andıkça yürekler, yanıyor Atam.. ----------ÇAKIROĞLU-------- Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü Vatan ve Ulus adına yaptığı büyük işler için şükranla anıyor, Manevi huzurun da saygıyla eğiliyorum. Mekânı Cennet, ruhu şad olsun...Vezir PEHLEVAN.
--------AŞK: Beşer'de, kontrol edilemeyen duyguların, Fikir ve mantık sinsilesini devre dışı bırakarak, Şiarsız, duyarsız, istikrarsız, yetersiz, umutsuz ve çaresiz bir vakaya dönüşmesidir... --------AŞK, İnsan beynin de salgılanan Serotonin hormonunun azalmasına neden olur. Aşık olan kişiler de basiret ve algı zayıflığı baş gösterir. Duygu yoğunluğu adeta şehveti ve melankoli haline dönüşür. Sonuçta insan psikolojisi alt-üst olur. Aşık bireyler de duyarsızlık ve kırılganlık baş gösterir. --------Ailevi ve Toplumsal meseleler bizim aşığın umrunda olmaz. Memleket yanıyormuş, Enflasyon oluyormuş. Türk Turası soluyormuş, Ekonomi eriyormuş, Filistin de Kadın, Erkek, Çoluk-Çocuk yanıyormuş umursamaz ve hiç etkilenmez. Bizim Aşık ne yapar, Depremde, Afatta, Zelzele-i tufanda aşk--sevda türküler dinler ve AŞKIM---AŞKIM diye sayıklar durur. Eğer ki Şair ve Şaire ise her olum- suz durumlar da bile O, Zat-ı muhteremler aşk şiirleriyle duygusal şehvetini kusar. --------Yukarıda ki beyanlarıma itibar etmeyen Mevcudiyetler, saydığım. Dünyaca unutulmaz vahşetli tarihlerde Antoloji sayfalarına lütfen bir bakınız yüzlerce AŞK Şiiri göreceksiniz.. Bu da beni doğrulayacaktır...Neymiş efendim? AŞK bir Orta Çağ hastalığıymış... --------Haa lütfen yanlış anlaşılmasın. Aşk ve aşık derken, ben Halk Ozanlarını ve İnsanca, medenice seven ve sevilenleri kastetmedim. Adam gibi gönül birliğiyle Topluma ve örfü değerlere saygılı, menfaat ve çıkarsız sevgiler baş tacımdır. ---------Yazımı doğru ve anlayarak okuyan okurlara saygı ve selamlarımı sunarım... --------------------------ÇAKIROĞLU--------------
-------------TEKİR KEDİM BOZO---------- -------Bir zamanlar Köyüm de Çiftçilikle uğraştım. Bir çok hayvanım vardı. Bir de her zaman yanım da, bana yarenlik eden Bir Kedim vardı. Adını Bozo koymuştum. Ben onu, oda beni severdi. Bazı geceler Sazım ve Bozoyla dertleşirdik. Beraber Mavili--mavişli Hayaller kurardık. Bizim Tekir Bozo her zaman ve her yerde hayali Vuslatına ererdi. Her zaman baş köşe de postekli sedire uzanır keyif yapardı. Zaman--zaman Bozo'yu kıskanırdım... -------Gel zaman, git zaman derken bir gün Memuriyetimden dolayı ayrılmak zorun- da kaldık. Beraber bir çok anımız vardı. Zaman--zaman hatırladıkça Gözlerim dolar, ve dalar--dalar giderim...VESSELAM.
-----TEKİR KEDİM BOZOYA---- Gözleri Mavişli, Bir Kedim Vardı Yalınız Halime Yarendi, Yardı Pençesi Kılıçtı, Dişleri Kardı Avına Pençeyi, Takar Giderdi.
Bu Gün Bursa da aşırı Lodos vardır. Mavinin izi kalmadı. İnşallah
Havanın hırçınlığı geçerde, iki Mavi Kanka (Gök'le Deniz) maviş-maviş
bir haleye dönüşürler...Yaradan ne etmeye Kadir değil ki...
HÜRRİYET BENDİNİ YIKARDA GİDER
Arif Olan Muhabbeti, Hal Eyler
Aşkına Dağları Turap Yol Eyler
Lilyumu da Nektar eyler, Bal eyler
Gönülden-gönüle akar da gider.
-----------------------------------------
Dağları süsleyen borandır-kardır
Gönüller ıraksa, hasreti zordur
Kankanın Ateşi, Yürekte kordur
Tamu Harı gibi, yakar da gider.
-----------------------------------------
Güzelin Cilvesi, Yiğide Faktır
Merhamet arama, vicdanı yoktur
Vuslata ermeden, arzusu çoktur
Bağına Acıyı, Eker de Gider.
----------------------------------------
Her güzele kanma, Tarında durmaz
Mürşid-i Kâmil'den, Öğütler almaz
Barış Pınarından, Testini Dolmaz
Aşkın Şarabını, İçer de Gider.
-----------------------------------------
Der Vezir uslanmaz Akli ziyanlar
Hilafet Gözeten, Fikri Ayanlar
Batıla Özenen Beyler-Bayanlar
Özgürlük Bendini yıkar da gider...
------------------------------------------
------OZAN ÇAKIROĞLU-----
------Antoloji-com, Cümle Yazar ve Şairlere velinimettir. Amma ve lakin
anlayan ve kendini bilenlere. Hem kim neyi ve nasıl yazıyor, hem de
yazdığın Şiirler kabul görüyor mu. Topluma hitap edebilme ve Aktüel
konulara hakim olma açısından bulunmaz bir nimettir.
-------Ancak kuralsız, mizansız değil de, anlaşılr Lehçe-i Dil ile yazmak
ve başkalarını incitmeden, üzmeden derdini ya da gördüğünü edebi bir
şekil de Şiirin her türlüsünü dile getirmektir diye düşünüyorum,
-------Şimdi ben buraya Atışma tarzında ve irticalen bir şiir örneği
hicvedeceğim. Umarım okurlar beğenirler...VESSELAM.
.
KENDİ BAHÇEM DE TOZAR GİDERİM
Usta bir Ozanım, diyemem lakin
Arif Meclisin de, oluram Sakin
Tarikat sülbüne, olmadım yakın
Yobazın üstünü, çizer giderim.
---------------------------------------
Bazı Dostlarımı, Darda sınadım
Kuralsız Uçanı, Yerdim-Kınadım
Niyetim Barıştır, Yoktur İnadım
Hasmımı Meydana, çeker giderim.
-----------------------------------------
Nasihat Eylesem, tutmuyor ayar
Sarmaşık otunu, Gül diye sayar
Kavim-Kardaşını, Söz ile döver
Gönlüne Acıyı, Eker Giderim.
-----------------------------------------
Isırgan Otudur, Sözü-Kelamı
Bin kusur Kitapla söyler yalanı
Kırk günde dolanmış devri-alemi
Hariçten gazeli, bozar giderim.
----------------------------------------
Kendini Huriye, Benzetir durur
Çuvaldız İğneye, Eyledi gurur
Hasmına acımaz, yürekten vurur
Hakkı-Hakikatı, Yazar Giderim.
----------------------------------------
Çakıroğlu ne Söyleyem, ne diyem
Anlayana Sözüm, Olsun Hediyem
Bağlamamdır benim, Yaren-şadiyem
Ben Kendi Bağım da, tozar giderim...
-------------------------------------------
---------OZAN ÇAKIROĞLU-------
------Antoloji-com, Cümle Yazar ve Şairlere velinimettir. Amma ve lakin
anlayan ve kendini bilenlere. Hem kim neyi ve nasıl yazıyor, hem de
yazdığın Şiirler kabul görüyor mu. Topluma hitap edebilme ve Aktüel
konulara hakim olma açısından bulunmaz bir nimettir.
-------Ancak kuralsız, mizansız değil de, anlaşılr Lehçe-i Dil ile yazmak
ve başkalarını incitmeden, üzmeden derdini ya da gördüğünü edebi bir
şekil de Şiirin her türlüsünü dile getirmektir diye düşünüyorum,
-------Şimdi ben buraya Atışma tarzında ve irticalen bir şiir örneği
hicvedeceğim. Umarım okurlar beğenirler...VESSELAM.
.
KENDİ BAHÇEM DE TOZAR GİDERİM
Usta bir Ozanım, diyemem lakin
Arif Meclisin de, oluram Sakin
Tarikat sülbüne, olmadım yakın
Yobazın üstünü, çizer giderim.
---------------------------------------
Bazı Dostlarımı, Darada sınadım
Kuralsız Uçanı, Yerdim-Kınadım
Niyetim Barıştır, Yoktur İnadım
Hasmımı Meydana, çeker giderim.
-----------------------------------------
Nasihat Eylesem, tutmuyor ayar
Sarmaşık otunu, Gül diye sayar
Kavim-Kardaşını, Söz ile döver
Gönlüne Acıyı, Eker Giderim.
-----------------------------------------
Isırgan Otudur, Sözü-Kelamı
Bin kusur Kitapla söyler yalanı
Kırk günde dolanmış devri-alemi
Hariçten gazeli, bozar giderim.
----------------------------------------
Kendini Huriye, Benzetir durur
Çuvaldız İğneye, Eyledi gurur
Hasmına acımaz, yürekten vurur
Hakkı-Hakikatı, Yazar Giderim.
----------------------------------------
Çakıroğlu ne Söyleyem, ne diyem
Anlayana Sözüm, Olsun Hediyem
Bağlamamdır benim, Yaren-şadiyem
Ben Kendi Bağım da, tozar giderim...
-------------------------------------------
---------OZAN ÇAKIROĞLU-------
------Antoloji-com, Cümle Yazar ve Şairlere velinimettir. Amma ve lakin
anlayan ve kendini bilenlere. Hem kim neyi ve nasıl yazıyor, hem de
yazdığın Şiirler kabul görüyor mu. Topluma hitap edebilme ve Aktüel
konulara hakim olma açısından bulunmaz bir nimettir.
-------Ancak kuralsız, mizansız değil de, anlaşılr Lehçe-i Dil ile yazmak
ve başkalarını incitmeden, üzmeden derdini ya da gördüğünü edebi bir
şekil de Şiirin her türlüsünü dile getirmektir diye düşünüyorum,
-------Şimdi ben buraya Atışma tarzında ve irticalen bir şiir örneği
hicvedeceğim. Umarım okurlar beğenirler...VESSELAM.
.
KENDİ BAHÇEM DE TOZAR GİDERİM
Usta bir Ozanım, diyemem lakin
Arif Meclisin de, oluram Sakin
Tarikat sülbüne, olmadım yakın
Yobazın üstünü, çizer giderim.
---------------------------------------
Bazı Dostlarımı, Darada sınadım
Kuralsız Uçanı, Yerdim-Kınadım
Niyetim Barıştır, Yoktur İnadım
Hasmımı Meydana, çeker giderim.
-----------------------------------------
Nasihat Eylesem, tutmuyor ayar
Sarmaşık otunu, Gül diye sayar
Kavim-Kardaşını, Söz ile döver
Gönlüne Acıyı, Eker Giderim.
-----------------------------------------
Isırgan Otudur, Sözü-Kelamı
Bin kusur Kitapla söyler yalanı
Kırk günde dolanmış devri-alemi
Hariçten gazeli, bozar giderim.
----------------------------------------
Kendini Huriye, Benzetir durur
Çuvaldız İğneye, Eyledi gurur
Hasmına acımaz, yürekten vurur
Hakkı-Hakikatı, Yazar Giderim.
----------------------------------------
Çakıroğlu ne Söyleyem, ne diyem
Anlayana Sözüm, Olsun Hediyem
Bağlamamdır benim, Yaren-şadiyem
Ben Kendi Bağım da, tozar giderim...
-------------------------------------------
---------OZAN ÇAKIROĞLU-------
-------ANADOLU MEDNİYETİN DE ÇOK GÜZEL, VURGULU ve TARİHSEL
DEVİNİMİ OLAN ÖZLÜ SÖZLER VARDIR.
-------Bunlardan bazılarını buraya yazmak zorunluluğunu hissettim.
-------Bülbülün çektiği Dilinin belasıdır.....
-------Akıl boy-pos güzellikte değil, Baştadır?
-------Sırrını söylersen Dostuna, oda söyler dostuna...
-------Ayağını Yorganına göre uzat?
-------Keskin Sirke Küpüne zarar?
-------Dilini okuduğun Kitaba göre değil, Aklına göre uzat?
-------Hedefsiz Gemiye hiç bir Rüzgâr yardım edemez...
-------Dilini Hapseden, Sözlerinin esiri olmaz.
-------Darıldığın Ormanın odununu yakma.?
-------Aşk bir turşu suyudur, içmesin ağzın sulanır, içersin miden bulanır..
-------Akılsız Baş, serine getirir taş...
-------Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.....Bu sözü ben çok severim.?
-------Yukarıya yazdığım özlü sözler genelde Örfü kültür bazın da şekil bulmuştur.
Öğle 1400 Kitap okumakla Kâmil olunmuyor. Ayrıca yabancı kültürü Anadolu da
güncellemek Deveye hendek atlatmaktan daha da zordur. Öğle İngiliz Ateistlerin
(Zırtapozların) Değimlerini şer düşmek hiç doğru bir davranış değildir.
-------Daha önce de yazmıştım kim-kime göre cahildir. Aşık Veysel--K....kılıklı
Tarkan'a göre mi cahildir. Aşık ŞENLİK Ummi'ydi Popçu Ajdara göre mi cahildir.
Pir Sultan Abdal--Ekranlar da haber sunarken kıvıran ve sonunda kovulan
Dekolte uzmanına göre mi cahildir. Daha nice-nice örnekler verebilirim. Ancak
ne sayfa ne de zaman yeter....VESSELAM
-------ÖĞRETMEN------
.
-------Osmanlı zamanın da 1848 yılına kadar ne Öğretmen vardı ne de okulu.
Daha çok Sübyan Mektepleri yaygındı. Orada ders veren hocalar Medrese
eğitimi almış güdümlü Şahıslardı. İlk kez 1848 de Öğretmenlik eğitimine
yönelik Darülmuallim açılmıştır. Bu okulun ilk Müdürü Ahmet Mithat Efendi'dir.
1850 yılın da bu Okulun öğrenci sayısı otuz'dur.
--------Türkiye Cumhuriyet Devleti kuruluncaya kadar da eğitim ve öğretim
adına hiç bir iyileştirme yapılmamıştır. Osmanlı bu konuda da sınıfta kalmıştır.
Mustafa Kemal ATATÜRK 10--Ağustos 1928 de 29 harften oluşan yeni Türk
Alfabesini Meslis-i Ayan'da oylama sonucun da kabul edilmiştir. Vatana-Millete
hayırlı olsun denildi ve müspet bilim ile bu günlere gelindi. Ben derim ki Bilim
adına harf devrimi Dünya da yapılmış en büyük devrimlerden biridir. En kısa
zaman da Memleket sathın da icra edilmeye başlamıştır. Bu gün buralar da
hasbel kader, bir şeyler yazabiliyorsak bunu harf devrimine ve dolayısıyla
Ulu Önder ATATÜRK'e borçluyuz.
-------Benim Bir Kızım da Öğretmendir. Şiir sitem de günün önemine binaen yedi
dörtlük halin de okurlara sunulmuştur. Ben buradan Bütün Öğretmelerimizin
24 Kasım Öğretmenler gününü en içten gelen sevgi dolu dileklerimle kutlar.
Çalışanlara meslek hayatın da üstün başarılar diler ve Emekli öğretmenlerimize
Sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim. Sevgili Öğretmen Kızımın gözlerinden----
Gözlerinden öperim....
--------------OZAN ÇAKIROĞLU--------
SUSKUN TOPLUMUN SESİDİR KADIN
.
Mustafa Kemal'den, Bize Vasiyet
Yasayla Verdi Kadına Ünsiyet
Nice Gönüller de, Şeref Haysiyet
Suskun Toplumların, sesidir Kadın.
--------------------------------------------
Atlastır, Libastır-Şöhrettir Şandır
Yürekte Sevgidir, Damar da kandır
Hazreti Adem-i, Eriten Hardır
Kevser ırmağının, tasıdır Kadın.
--------------------------------------------
Gönüllere Huzur, Gözlere Ferdir
Çocuğuna Ana, Eşine Yardır
Aileye Şeref, Ağyara Şerdir
Örf, adet törenin Asıdır Kadın.
-----------------------------------------
Her kes Kadından, Bekler vefayı
Kayın-kaynatadan, çeker cefayı
Kocasından ayrı, sürmez sefayı
Yanmaz ocakları, ısıtır Kadın.
-----------------------------------------
Şefkatı şifadır, Gönülde yaraya
Yürütür Gemiyi, vurmaz karaya
Severse bakmaz boy-bos daraya
Nice gönüllerin, düşüdür Kadın.
-----------------------------------------
Der Vezir aksaklık, her cinste vardır
Onlar bize şeref, namustur-ardır
Ana, kız gelindir, hanımdır-yardır
Cennet-i alanın, hasıdır Kadın...
-----------------------------------------
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
BARIŞIN TEMELİ SEVGİDİR-SEVGİ
.
Yaradan Hükmüdür, Beşerde Selam
Muhabbet Aşkıdır Lisan-ı Kelam
Feraset İzzettir, Gerisi Yalan
Barışın Pınarı Sevgidir-Sevgi.
-----------------------------------------
Su-Hava Güneştir Doğada Kaygı
İnsanı Yüceltir, Hürmetle Saygı
Vicdandır gönülde, en güzel sevgi
Huzurun Kaynağı Sevgidir-Sevgi.
-------------------------------------------
Şimal-i Şark'tır Memleket Yöremiz
Hak-Hakikattır Örf-Adet Töremiz
Dostlara Açıktır, Otağ-Hanemiz
Mutluluk Vuslatı Sevgidir-Sevgi.
------------------------------------------
Der Vezir Doğruyu, Söyler Yazarım
Cambazlar Sirkin de, olmaz pazarım
Eğriye-Doğruya Destan Dizerim
Dostluğun Temeli, Sevgidir-Sevgi.
--------------------------------------------
-------OZAN ÇAKIROĞLU-------
Ben daha ne söyleyem de, ne diyem
Anlayan Dostlara, Olsun Hediyem...
BARIŞIN KAYNAĞI SEVGİDİR-SEVGİ
.
Yaradan Hükmüdür, Beşer de Selam
Muhabbet Aşkıdır, Lisanı Kelam
Feraset Kemal'dir, Gerisi Yalan
Barışın Pınarı, Sevgidir-Sevgi.
----------------------------------------
Su-Hava Güneştir Doğada Kaygı
İnsanı Yüceltir, Hürmetle Saygı
Vicdandır Yürekte, En güzel duygu
Huzurun Kaynağı, Sevgidir-Sevgi.
------------------------------------------
Şimal-i Şark'tır, Memleket Yöremiz
Hak-Hakikattır Örf-Adet Töremiz
Dostlara Açıktır, Otağ Hanemiz
Mutluluk Vuslatı, Sevgidir-Sevgi.
-------------------------------------------
Der Vezir Doğruyu, Söyler Yazarım
Cambazlar Ceminde, olmaz pazarım
Biberli Hatuna, Destan Dizerim
Dostluğun temeli Sevgidir-Sevgi...
--------------------------------------------
Ben Daha ne Söyleyem, Ne Diyem
Anlayan Dostlara, Olsun Hediyem...
-------OZAN ÇAKIROĞLU--------
----------MODA-MODA NEDİR YA-HU BU MODA---------
------MODA: Kendi iç dinamiğiyle gelişmiş Ülkelerde Ekonomik, Siyasal, Sosyal
ve kültürel gelişmelerin Topluma doğrudan ve dolaylı yansımasıdır. Emperyalist
Toplumlarda Moda bir Uluslar arası strateji eylem birliğidir. Hatta Moda sektörünü
güçlendirmek için Devlet Sübvansiyon desteği vermektedir.
------Anadolu Medeniyeti 1980-ler den sonra moda rezaletine yenilmiştir. Daha
sonra Yanlış Siyasal politikalar sonucun da Maşrikten-Mağribe göç kervanı artarak
Köy nüfusunun Şehirlere taşınma sonucun da, örfü kültürümüz oldukça yara almıştır.
Tekelci Burjuvazinin Televizyonlarda güzellik yarışmaları düzenlemeleri sonucun da
Mankenlik ve dizi filmleri oldukça gençlerimizin kafasını karıştırdı. Baba ile oğul-Ana
ile Kızı arasında mesafe oluşmaya yol açtı. Artık moda ve Film sektörleri Yüce Türk
Kadınını bir obje olarak kullanmaya başladı.
----Tevhid-i Tedrisatın rayında çıkması, Okullarda kılıf kıyafet serbestliği eğitim ve
öğretim de kuralsız ve mizansız neslin türemesine yol açtı. Anadolu Aile birliği kökün-
den sarsıldı. Mustafa Kemal Atatürk'ün çıkarmış olduğu Türk medeni kanunu dumura
uğradı. Hala bu gün Kadınlar üzerinde ki gölgelasyon ve badanasyon son sürat Ülke
sathına yayılmaktadır.
----Kara Fatmaların, Nene Hatunların, Şerife Bacıların, Satı Anaların, Gökçe Sunaların,
Halide Ediplerin daha nice-nice Şehit olmuş yiğit kızlarımızın kemikleri sızlıyordur...
Nerden--nereye. Doğru okuyan ve doğru anlayan okurlara saygılar sunarım...
----------ÇAKIROĞLU--------
----------MODA-MODA----NEDİR BU MODA--------
-------Moda: İç dinamiyle gelişmiş Ülkelerin Ekonomi, Siyasal, Sosyal ve kültürel
gelişmelerin Topluma yansımasıdır. Dolayısıyla Teknoloji alan da büyük gelişme-
lere yol açmak için, Eperyalistler Moda sektörünü Subvansiyon teşvikiyle güçlen-
direrek, Az gelişmiş Ülkeler de eylenmez tahribatlara yol açmaktadırlar.
-------Anadolu Medeniyeti ilk önce Moda rezaletine yenik düşmüştür. Arkasından
Siyasal Burjuvazi Maşrikten-Mağribe göç politikasıyla Örfü değerlerimiz tahribata
uğramış ve dolayısıyla Aile kavramı eski geleneğinden kopmuştur. Ayrıca Mustafa
Kemal Atatürk'ün çıkarmış olduğu Türk Medeni kanunu pasifize edilmiştir.
-------Tekelci Burjuvazi moda sektörünü oldukça pohpohlayıp Baba ile Oğulu, Ana
ile Kızını karşı-karşıya getirmiştir. Televizyonlar da güzellık yarışmaları düzenleyip
Gençlerimizi özendirerek Ulusal düzeyde kültür erezyonuna sebep olmuştur. Yeni
Müfredat sisteminde öğrenci kılıf kıyafeti zorunlu olmaktan çıkarılıp, serbest edil-
miştir. Kutsal Anadolu örfü kültürümüz yerle bir olmuştur. Yüce Türk Kadını Filim
ve Moda sektöründe bir obje olarak kullanılmıştır.
-------Kara Fatmaların, Nene Hatunların, Şerife Bacıların, Satı Anaların, Gökçe
Kızların, Halide Ediplerin ve isimlerini sayamadığım nice-nice Şehit Türk Suna-
larının kemikleri sızlıyordur. Yaradan Ulusumuza güç-kudret versin...
-------Doğru okuyup ve doğru anlayanlara saygılar sunarım...ÇAKIROĞLU..
--BİZDE Kİ MODAYA BAKIN--
---------------------------------------
Moda diye-diye soydular bizi
Zıvanadan Çıktı, Gelini Kızı
Ne kışı belli, ne de bahar yazı
Hele bizde ki, modaya bakın.
--------------------------------------
Saçları boyalı, Limon sarısı
Al-açıkta kalmış, vucut yarsı
Cakalar satıyor, Leydi karısı
Nursuzun attığı havaya bakın.
---------------------------------------
Her sabah Jimnastik, balerin dansı
Ölse de kaçırmaz, hiç bir seansı
Gençleri bayıyor, keskin esansı
Paris'ten almış bir markaya bakın.
----------------------------------------
Şimdi ki nesile, olunmaz güman
Gidişat bozul du, kalmadı iman
Setreni Açıkta, Giymiyor Tuman
Alman'a benzemiş, Helgaya bakın.
-----------------------------------------
Bir Kenara Atmış Namusu-Arı
Urbadan ibaret, Mülkiyet Varı
Ne yuvası kalmış, nede bir tarı
San ki Rum sentezi, Yorgoya bakın.
----------------------------------------
Saçını uzatmış, dönmüş Kadına
Dövmeler yaptırmış, baldır buduna
Çakır ne söylesin, böyle oduna
Nektarı Şaraptır, Saykoya bakın...
------------------------------------------
-------OZAN ÇAKIROĞLU-------
Çakıroğlu ne söylesin ne diye
Anlayana bu sözlerim hediye...
---------BU GÜN RAHMETLİ DEDE'Mİ ANLATACAĞIM-------
-------Benim sevgili balalarım dediler ki? Bazen de bir anekdot, ya da bir kıssadan
hisseler yazsan olmaz mı, diye serzenişte bulundular. Ben de bu gün kü yazımda
Merhum Dedem den bahsedeceğim.
-------Dedem hem Osmanlı hem de Cumhuriyetliydi. 53 Yıl Osmanlı da yaşamış ve
41 Yıl da Cumhuriyet dönemin de yaşadı. Osmanlı ile Cumhuriyet arasında ki farkı
iyi bilmekteydi. Bir gün Dedeme sordum, oylama olsa, Osmanlı mı?, Cumhuriyet mi?
Dedi ki istisnasız CUMHURİYET. Arada ki farkı sordum. Mahallemiz de şarıl-şarıl
akan iki ayrı Çeşmemiz vardı. Birin de Çerma (Ilıca) suyu akmaktaydı. Genelde
Hayvanlara kullanırdık. Diğer Çeşme de ise Dağdan getirilmiş berrak, billur gibi Su
akmaktaydı. Dedem dedi ki ha işte Cumhuriyet o, billur gibi akan SU gibidir. Biraz
şaşırmıştım. Henüz on yaşlarındaydım...
-------Dedem hem Çiftçilik hem de Hayvancılık yapardı. Hasat-Harmandan çok iyi
anlardı. Dedem Samanlığa giderken, ben de peşinden giderdim. Her gidişimde
Cebinden çıkarıp bana İki elma verirdi. Ben de her Zaman Elmaların hatrına küçük
bir sepetle Dede'me yardıma giderdim. Biz Şimal-i Şark çocuğuyuz. Köyümüz de
Kışın Kar iki metre yağardı. Bir gün yine Samanlığa Dede'me yardıma gittiğim de
Dedem Ellerini kendi nefesiyle üfleyerek ısıtmaya uğraşıyordu. Dedim, Dedem ne
yapıyorsun? Dedi ki benim bu nefesimle--Bu Başbakanı hiç anlamıyorum. Biraz
şaşırdım. Dedim nasıl yani? Dedi ki, Sabah Nenen yaptığı Çorbayı yerken. Fazla
sıcaktı bu nefesimle üfleyerek soğuttum öyle yedim. Şimdiyse aynı nefesimle üşüyen
ellerimi ısıtıyorum. Aynı Başbakan gibi. Bazen veriyo ve baze de alıyo. Bu ne yaman
çelişkidir diye söylene-söylene Samanı sepetlere doldurdu...Haa o, zaman ki devrin
Başbakanı Fötr Şapkalı, Merhum Süleyman Amcamızdı...
-------Gelelim Dedemin her samanlığa gittiğimde bana iki Elma verişine. Merak ettim
Elmanın kaynağını ve gizlice Dede mi takip ettim. Dedem ben Samanlığa varmadan
Elini Samanı altına daldırıp iki Elma çıkarıp cebine koyuyor ve ben gidince de tekrar
yardıma gideyim diye çıkarıp bana veriyor. Artık Elmanın kaynağını öğrenmiştim.
Dedem Cuma Namazına gidince Mahallemizin Çocuklarını toplayıp, doğru Saman-
lığa. Samanı biraz eşeledik büyük bir sepetin içi Elma doluydu, Hepimiz ceplerimizi
doldurup oradan uzaklaştık. Akşamleyin Dedem hayvanları beslemek için Saman-
lığa gidince, Sanırsın Nuh tufanı koptu. Nasıl feveran ediyor, nasıl bühtanı laflar
savuruyor. Kim durur oralarda, ben Dayımlara gittim ve üç beş gün orda kaldım.
Şimdi her hatırladığımda, gözlerim dolar ve dalar-dalar giderim.
-------Dedem hem Otağımızın, hem de Mahallemizin Dal-yapraklı bir gölgelasyon
Çınar Ağacıydı. Allah gani-gani Rahmet eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu şad olsun.
Aşağıda Dedem için yazdığım Şiir Cümle sevenlerine hediyem olsun..
-------------------ÇAKIROĞLU-----------
-------BENİM DEDEM------
Şavşat İlçesi, Yoncalı'dır Köyü
Ümmeti Muhammed'di onun yolu
Kin, kibir bilmez yumuşaktı huyu
Dünya'dan Murad Aldı da gitti.
-----------------------------------
Bir Uşağı Vardı, iki de Kızı
Gözleri pusulu, bağrında sızı
Hakkın divanına çevirdi yüzü
Eşine Elveda dedi da gitti.
----------------------------------
Çift sürer Arpa, Buğday Ekerdi
Bağ Bahçeyi sever, Fidan dikerdi
Kayış-Koluşu Sinel Gibi Bükerdi
Yek başına yola revan oldu da gitti.
-----------------------------------
Atatürk'ten Başka, Baş tanımazdı
Karga'dan Başka da Kuş tanımazdı
Mıhlamadan Başka, Aş tanımazdı
Örfünü Nesline, Yazdı da Gitti.
--------------------------------------
Çalıştı uğraştı, koştu yoruldu
Bazen isyan etti, esti duruldu
Yobaza, aymaza, kızdı darıldı
Dinsize, nursuza çattı da gitti.
--------------------------------------
Mürşid-i Kâmil'di, Şirke düşmedi
Cehalete uyup, Haktan şaşmadı
Örf, adet töre bildi, sınır aşmadı
Döndü Mevla'ya El açtı da gitti.
---------------------------------------
Yıkıldı Mahallenin, Çınar ağacı
Yel Vurdu savruldu, yaprağı tacı
Göz yaşı döktü oğul, uşak bacı
Ebedi Uykusuna, Daldı da Gitti...
----------------------------------------
Cümle sevenlerine gelsin...ÇAKIROĞLU.
-----Her kes tutturmuş bir Cehalettir gidiyor. İyi de kim-kime göre cahil.??
Okur-yazara göre ummi mi, Mürşide göre- yobaz mı, Modaya göre -Türban mı,
Senyöre göre Serfler mi, Ağaya göre- Maraba mı, Burjuvaziye göre Feodal mı
Patrona göre- İşçiler mi, Şehirliye göre-Köylümü, Siyasiye göre-Seçmen mi???
Din- Mezhebe göre- Realistler mi, Metafizik Felsefeye göre- Materyalistler mi.?
-----Ya-hu bu cehalet kimdir-kimlerdir. Nereden gelirler ve ne yana doğru giderler.
Son zamanlar da her kes ehil olmuş. Bu da ön yargının başka bir kolu olsa gerek.
Yaradan sonumuzu hayır eylesin. VESSELAM----------ÇAKIROĞLU.
Ön Yargı Ateştir, Yakar Gider
----------------------------------------------
Ön Yargı Çıbandır, Döner Yaraya
Sen Mavi dersin O, Ak Der Karaya
Kantarı Bozuktur, Gelmez Daraya
Ruhuna Kelepçe, Takar da Gider.
-------------------------------------------
Yargısız infazdır, Gönlü Hayali
Mürşid-i Dinlemez, Yoktur Ayari
Yobazdan çok çekti, Aydın-Kemal'i
Özgürlük Bendini, yıkar da gider.
-------------------------------------------
Dağarcığı Dardır, Mantık Hanında
Her daim saf tutar, Şıh'ın yanında
Merhamet arama, yoktur şanında
Bağrına Acılar, Eker de Gider.
------------------------------------------
Basiret Zayıftır Kendinde Geçer
Feraset yok olur, hayal de Uçar
İklimi Bozuktur, Aslından Kaçar
Huma Kuşu Gibi, Uçar da Gider.
------------------------------------------
Tarikat Dergâhın, Kara Kolcusu
Dinleyip tartmadan Hüküm yolcusu
Mizanı Yavandır, Yoktur Ölçüsü
Haşhaşi Sülbüne, Tapar da gider.
------------------------------------------
Der Vezir Yobazdan, Dost olmaz Kardaş
Yalancı Fetbazla, Olunmaz Yoldaş
Cahilden Eyleme, Kendine Sırdaş
Her İki Alemi, Yakar da Gider.
--------------------------------------------
Anlayana Sivri Sinek Saz
Anlamayana Davul Zurna az...VESELAM
ECEL KUŞU ADRES SORUYOR
-------------------------------
İklimim bozuldu, Gönlüm haraba
Ne Ağa olabildik, Ne de Maraba
Şimdi de zam geldi Rakı, Şaraba
Aşkın Badesiyle, Dolduktan sonra..
---------------------------------------------
Yaşam Cevrinden koştum yoruldum
Azap Rüzgârıyla, Estim duruldum
Kavim kardeşime küstüm, darıldım
Felekten dersimi aldıktan sonra.
-------------------------------------------
Halkın Hürriyeti, huzurlu geçim
Benim derdim ekmek, Vekilin seçim
Kırkına gelmeden, ağardı saçım
Hilafet Meclise, geldikten sonra.
------------------------------------------
Ekin, hasat ektim, Yağmur yağmadı
Harmanım sarılı, Güneş doğmadı
Bunca Melaneti. Mevlam görmedi
Ağyar Ahvalime, güldükten sonra.
--------------------------------------------
Asla Kul Olmadım Pula, Paraya
Ehtibar eylemem Köşke, saraya
Kervanım dağıldı, vurdu karaya
Zamansız Tekaut, olduktan sonra.
-------------------------------------------
Çakıroğlu der ki, Bahtımız Kara
Sızlıyor bağrım da, eylenmez yara
Yürekte Fırtına, Serim de Sara
Ecel Kuşu adres, sorduktan sonra...
-------------------------------------------
-------OZAN ÇAKIROĞLU-----
----------ADEM OĞLU İNSAN---------
--------Hz. Adem'den olma, Havva'dan doğma İnsan. Arapça'dan türemiş ve Alem-i
Devran da kabul görmüş kutlu bir isim. Toplum halin de ve bir kültür çevresinde
yaşayan varlık. Düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak
kavrayabilen, bulguları ve keşifleri sonucun da yaşam biçimlerini değiştirebilen
Kutlu bir canlı.
--------Dünya da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık ve daha kafa karış-
tıran ve daha geç evrimleşen canlı yoktur. Toplum bireyler bütünlüğüdür. Bireyler
Toplum bütününü oluştururken Din-Mezhep, Dil ve Irk düzeyin de önce Aile ve
çevresinde ki edinmiş oldukları örfü kültürlerini ve Ulusal düzeyde almış olduk-
ları bilimsel eğitim ve öğrenim birikimini Ulusal Devlet hiyyerarşi sistemiyle
harmanlayarak sübuta erdirir.
--------Bireyler ve yöreler arasın da hem nicelik ve hem de nitelik bakımından
Biyolojik ve kalıtımsal etkenlerden dolayı bir çok sosyo ekonomik ve kültürel
ayrışımlar baş göstermektedir. Uluslar arası tezatlar özellikle Mensubu olduk-
ları DİN ve daha sonra siyasal ve eknomik alan da baş göstermektedir.
--------Devran-i Cihan'da Savaşlar genellikle Din-i, Mülk-i, Siyasi ve Ekonomik
amaçlara ulaşmak için yapılmaktadır. Hz. Adem'den bu yana gelişen, değişen
Tabiat, mahlukat ve Alemi İnsan bütünlüğünde ki Devinime Materyalist Felsefe-
ciler Evrim diyor, Metafizik Fesefeciler ise Fıtrat-ı Kader diyorlar...VESSELAM.
Bende derim ki Gezegenlerin tamamı keşif edilmeden somut gerçekleri elde
etmemiz olası değildir...OZAN ÇAKIROĞLU.
Su, Hava, Güneş gibi karşılıklı saygı ve sevgi insanların doğal ihtiyaçlarıdır
----------ADEM OĞLU İNSAN--------
--------Hz. Adem'den olma ve Havva'dan doğma insan oğlu. Yani İnsan, Toplum
halinde bir kültür çevresin de yaşayan düşünme ve konuşma yeteneği olan ve
Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları, keşifleri sonucun da Tabiat
koşullarını biçimlendirip iyileştiren akıllı-uslu canlı varlıktır.
---------Dünya'da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık, daha kafa karıştıran
ve daha geç evrimleşen varlıklar değillerdir. Toplum bireyler bütünüdür. Ve Birey
Toplum bütününü, Din-mezhep, Irk, örf ve gelenek kültürünü eğitim ve öğretimle
birleştirip harmanlayarak kendi Felsefelerini oluştururlar.
----------Bireyler ve yöresel farklılıklar hem nicelik ve hem de nitelik olarak Biyolojik
ve kalıtımsal özellıklerinden kaynaklanan sosyal biçimlerdir. Aile, Çevre, eğitim ve
Ulusal Devlet şartlarından dolayı gelişme, değişne ve bilinmeyenleri algılama ve
akabinde yenilenme duyguları almış olduğu müspet Bilim sonucunda subuta erer.
Biz Materyalist Felsefeciler bu gelişim bütününe evrimleşme deriz. Metafizik
düşünürler de Fıtrat-ı Kader derler....VESSELAM--------OZAN ÇAKIROĞLU.
Vezir PEHLEVAN:
------Her İnsan bir değerdir, karşılıklı saygı ve sevgi İnsanların en büyük
hazinesidir. Sevgi insanı güzel düşündürür ve güzel ahlak sahibi yapar.
İnsanlar da sevgi ve şefkat duyguları, merhamet ve vicdan duygularını
besler. Gönüllerde sevgi pınarı coşup, çağlarsa şayet, Toplumlar da
kin-kibir ve nefret Barışa ve suhulete dönüşür. Kırgınlıklar, dargınlıklar
ayrılıklar ve her türlü sadistlikler sübut-e erer.
----- Evveli gün Aşkın yerini şehvet aldı diye yazı kaleme aldım. Okuyan
Dost, arkadaş ve akrabayı taallukat biraz serzenişte bulundular. Dediler ki
senin Aşk penceren tozlanmış.... Ben de biraz düşündüm ve düşünüyorum
bir doğruluk payları varmıdır diye....Dünkü yazımı üzülerek te olsa sildim.
-----Ve buraya 36 yıl önce yazmış olduğum bir Şiirimi düştüm...
----KARŞI KÖŞKÜN SUNASI---
Arsiyan Dağları, Billur Karlıdır
Coşkundur suları, yıkar da gider,
Şavşat'ın Kızları, Ahu Zarlıdır
Nice Gönülleri, yakar da gider.
---------------------------------------
Yeşile büründü, çimen yoncası
Elvan-elvan Çiçek, açtı goncası
Allar giymiş karşı köşkün sunası
Nikabın altından, bakar da gider.
------------------------------------------
Komşu Kızı Kına Yakmış Eline
Saçları Dökülmüş, İnce Beline
Allanıp dönüşmüş Cennet gülüne
Kevser Suyu Gibi, Akar da gider.
------------------------------------------
Mahlenin Hurisi, Bostan Ekiyor
Kuzular peşinden koşup sekiyor
Gizemli Havası, Yürek Yakıyor
Derdini İçine, Döker de Gider.
---------------------------------------
Nadana Göstermez Güzel Yüzünü
Hakla-Hakikatle Söyler Sözünü
Yobazdan, aymazdan kollar özünü
Hünkâra Eyvallah, Çeker de gider.
--------------------------------------------
Gönlümün Perisi, Boynunu Bükmüş
Dağıtmış Zülfünü, Gerdana Dökmüş
Duydum ki Yad elden görücü gelmiş
Sabrıma Ves-vese Eker de Gider.
--------------------------------------------
Çakıroğlu Yazdı, Eyledi Gazel
Karşı ki gülşenin, goncası güzel
Ben Ona Vurgunum, Evveli Ezel
Gönlüme Kelepçe takar da gider...
------------------------------------------
------OZAN ÇAKIROĞLU------
Yazmış olduğum Destana konu olan, karşı köşkün SUNASI'yla 35 yıldır Barış ve
suhulet için de, huzurlu ve mutlu bir şekil de yaşamaktayız...Üç-te Evladımız oldu.
Taç Yaprağımız tomurcuklanıp Gül--Çiçek açtı...vesselam.
Bana derselerdi ki bir gün özelinden bahs edeceksin? Derdim ki asla...Demek ki
Devrani-alem değişmektedir....
BARIŞLA UZANAN ELİ İNCİTMEM
----------------------------------------------
Kervanım yürüyor, gurbet yolunda
Amelim yüzüyor, Rahman gölünde
Dostlarım taşırlar, Mahşer salında
Hakikat-a varan, Yolu incitmem.
--------------------------------------------
Taa ezelden böyle, yazılmış ferman
Feleğin Çarkın da, olmuşam harman
Yoksulun derdine, bulunmaz derman
Hayır--hasenatlı, Eli incitmem.
--------------------------------------------
Beşeri severim, Yaradan aşkına
İtibar eylemem, Hünkâr köşküne
Sofralar sererim Abdal, düşküne
Öksüzü, yetimi Dulu incitmem.
-------------------------------------------
Yobaz Çeşmesinden, testimi dolmam
Şıhlar Dergâhın da, divana durmam
Tarikat Postunu, sırtıma almam
Barışla uzanan, Eli incitmem.
------------------------------------------
Der Vezir doğruyu, söyler yazarım
Yaradan mülküne, Destan dizerim
Şeriat katın da, olmaz düzenim
Bülbülün konduğu, Dalı incitmem...
---------Ozan ÇAKIROĞLU------
Ben daha ne söyleyem, ne diyem
Doğru okuyana olsun hediyem...VESSELAM.
----NASİHAT ALMAYI ÖĞREN----
Barışla Sağlanır, Toplumun Dengi
Her Kişi Nefsiyle, Ederse Cengi
Çağlar gönlümüz de, aşk ile sevgi
Yeter ki Yürekten, Sarmayı öğren.
----------------------------------------------
Müspet Fen-Bilimden Gitme Uzağa
Cahilden Uzak Dur, Düşme Tuzağa
Ayırır Yolundan, Çeker Kızağa
Son durak gelmeden inmeyi öğren.
----------------------------------------------
Haşhaşi Şerrinden, Kolla Kendini
Cehalet Tufandır, Yıkar Bendini
Fetvayla, Muskayla bozar fendini
Evreni Bilimle, Görmeyi Öğren.
--------------------------------------------
Karunun Malına, Bakıp Düşünme
Hasetinden Uyuz Olup Kaşınma
Fikrin Yoksa Hindi gibi Şişinme
Alim Meclisin de Susmayı Öğren.
---------------------------------------------
Cambazın, Fetbazın Sözüne kanma
Şeytana Uyup'ta, Ateşte Yanma
Her Şapkalıyı da, Demokrat sanma
Mürşit'ten Nasihat Almayı Öğren.
--------------------------------------------
Der Vezir sözlerim de yoktur yalan
Sözüm Uçar Amma, Yazıdır Kalan
Huzura Kavuşur, Dersini Alan
Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren...
----------------------ÇAKIROĞLU.
Anlayana Sivri Sinek Saz, Anlamayana Davul Zurna az...VESSELAM.
-----------FITRAT-I KADER---------
---------Bu gün Merhum Şair Cahit Sıtkı TARANCI'nın ölüm yıl dönümü. Allah
taksiratını af eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun. Bu günün önemine
Yorum sayfasına YAŞ OTUZBEŞ ÖMRÜN YARISI Şiiri asılmış.
---------Şiirin muhteviyatına baktığım da Merhum Tarancı kaderci olmadığını
vurgulamış ve İnsan ömrüne bir bedel biçmiş. Okurlar katılır veya katılmaz
Fikren hür yazılmış Dilden-dile dolaşıp bir eylem haline dönüşmüş.
---------Metafizik Felsefeciler her zaman ve her yer de Fıtrat-ı kader den bahs
ederler. Depreme, Tufana, Zelzele-i afata kader derler ve hatta Saraylar da,
Camiler de, Konaklar da Hatim indiriler. Merak ediyorum bu Zat-ı Muhteremler
Gazze Vahşetine Fıtrat-ı Kader deyipte Hatim mi indircekler.
---------Ben 17 yaşımdan beri Ölümün Kaderle bağlantılı olduğuna kesinlikle
inanmadım, inanmıyorum ve asla da inanmayacağım. Her fırsatta yalancı
Fetbazlar Dünya'yı yalancılıkla suçlayıp dururlar. Amma ve lakin Dünya malına
en çok ta Dinbazlar taparlar. Bu tarz eğilimlerin İşlamiyette yeri yoktur. Eğer ki
Hz. Muhammed kaderci olsaydı şayet, Bunca Savaşlara katılmazlardı. Yaptığı
bütün Savaşları hep kendileri sevk ve idare etmişlerdir.
---------Kanlı Sivas olayları, Başbağlar katliyamı, Ankara Gar Mezalimi ve Şimdi-
de Filistin İnsanlık vahşeti asla Fıtrat-ı Kader olamaz. Ben bu Hunhar-ca yapılan
katliyamların tamamına günün de Şiirler yazmışım. Yazılarım da lanetlemişim. Ve
kınamaya da devam etmekteyim. Ancak O, Dini-Mezhepleriyle öğünen. Cami de
Okul da, sokakta ve her zaman her yer de nutuklar atan demologlar. Atatürk ve
Cumhuriyet düşmanı Çember sakallılar, Şalvar Cübbeliler, Püskül Fesliler ve Eli
Asalı kara sesliler şimdi neredeler, neden Gazze vahşetine sessiz kalıyorlar.
Bu korkaklığın müsebbibi FITRAT-I KADERMİ-dir...VESSELAM.
----------OZAN ÇAKIROĞLU---------
--------SEVGİ--SAYGI--DOSTLUK VE SADAKAT BİREYİN YETİŞME
TARZIYLA VE EDİNMİŞ OLDUĞU KÜLTÜRLE DOĞRU ORANTILIDIR:
En vefakâr Dostunuz kendi gölgenizdir. Amma unutmayınız ki, gölgenizde
size yoldaşlık etmek için Güneşli havayı seçer. Tipi de, boran da, yağmur da
ara ki bulasınız...
--------Yaşam gülmeyi, Sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı ve dostluk sadık
kalmayı bilenler içindir.
--------Kırmızı Gül'ün biri, çok güzel şakıldayan kokoş bir Bülbüle aşık olmuş.
Ertesi günü, Aşık olduğu Bülbülü bir başka Gül'ün dalın da öterken görmüş.
-------Bizim Türk Erkeklerin gerçek yüzleri genel de toklukta, Kadınların ise
yoklukta ortaya çıkar. Evlat yaşlılıkta, Kardeş mirasta, Arkadaş yolculukta,
Dostların ise zor günün de belli olur.
--------Mürşid-i Kâmiller vefa görmese de, Vefalı olmaya devam ederler.
Ben de derim ki son zamanlar da, Memlekette Ulu önder Atatürk'e bunca
vefasızlıktan sonra, Hür Cumhuriyetimiz vefalı olmaya devam etmektedir.
Doğru okuyan ve doğru anlayan okurlara saygılar sunarım...ÇAKIROĞLU.
Eyvallah kardeşim. Teşekkür ederim. Yüce Türk Ulusunun tekrar-tekrar
başı sağ olsun. Ulu önder Atamızın ruhu şad olsun. selamlar.
---------ATAM---------
Bu gün Memlekette matem var, yas var
Yürekler de Ahu-zar var, Ses var
Yüreklerde hüzün, gözlerde sis var
Yaramız derinden, kanıyor Atam.
-------------------------------------------
Anadolu'nun, dört bir yanı üşüyor
Gönderden Bayraklar, yarı düşüyor
O, ölmedi, yürekler de yaşıyor
Bütün Dünya seni, anıyor Atam.
------------------------------------------
Bu gün hüzün sardı, bütün Vatanı
Eyy Türk gençliği gel tanı Atanı
Unutma Vatan için, Şehit yatanı
Cumhuriyet Arşa, varıyor Atam.
------------------------------------------
Vatan İçin Döktü, Kanlı Terini
Allah Bize Verdi, Böyle Birini
Mevla Cennet etsin, onun yerini
Hürriyet meşalen, yanıyor Atam.
-------------------------------------------
Mustafa Kemal'dir, Türk'ün Atası
Ona hayran bütün, Dünya Kıtası
İzinden gitmektir, Gönül vefası
Neslimiz sayen de, gülüyor Atam.
--------------------------------------------
Çakıroğlu, yaran deri mi, derin
Kalbimiz de saklı, gizlidir yerin
Dillere Destandır, bunca zaferin
Andıkça yürekler, yanıyor Atam..
----------ÇAKIROĞLU--------
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü Vatan ve Ulus adına yaptığı
büyük işler için şükranla anıyor, Manevi huzurun da saygıyla eğiliyorum.
Mekânı Cennet, ruhu şad olsun...Vezir PEHLEVAN.
-----------AŞK BİR ORTA ÇAĞ HASTALIĞIDIR---------
--------AŞK: Beşer'de, kontrol edilemeyen duyguların, Fikir ve mantık sinsilesini
devre dışı bırakarak, Şiarsız, duyarsız, istikrarsız, yetersiz, umutsuz ve çaresiz
bir vakaya dönüşmesidir...
--------AŞK, İnsan beynin de salgılanan Serotonin hormonunun azalmasına neden
olur. Aşık olan kişiler de basiret ve algı zayıflığı baş gösterir. Duygu yoğunluğu
adeta şehveti ve melankoli haline dönüşür. Sonuçta insan psikolojisi alt-üst olur.
Aşık bireyler de duyarsızlık ve kırılganlık baş gösterir.
--------Ailevi ve Toplumsal meseleler bizim aşığın umrunda olmaz. Memleket
yanıyormuş, Enflasyon oluyormuş. Türk Turası soluyormuş, Ekonomi eriyormuş,
Filistin de Kadın, Erkek, Çoluk-Çocuk yanıyormuş umursamaz ve hiç etkilenmez.
Bizim Aşık ne yapar, Depremde, Afatta, Zelzele-i tufanda aşk--sevda türküler
dinler ve AŞKIM---AŞKIM diye sayıklar durur. Eğer ki Şair ve Şaire ise her olum-
suz durumlar da bile O, Zat-ı muhteremler aşk şiirleriyle duygusal şehvetini kusar.
--------Yukarıda ki beyanlarıma itibar etmeyen Mevcudiyetler, saydığım. Dünyaca
unutulmaz vahşetli tarihlerde Antoloji sayfalarına lütfen bir bakınız yüzlerce AŞK
Şiiri göreceksiniz.. Bu da beni doğrulayacaktır...Neymiş efendim? AŞK bir Orta
Çağ hastalığıymış...
--------Haa lütfen yanlış anlaşılmasın. Aşk ve aşık derken, ben Halk Ozanlarını ve
İnsanca, medenice seven ve sevilenleri kastetmedim. Adam gibi gönül birliğiyle
Topluma ve örfü değerlere saygılı, menfaat ve çıkarsız sevgiler baş tacımdır.
---------Yazımı doğru ve anlayarak okuyan okurlara saygı ve selamlarımı sunarım...
--------------------------ÇAKIROĞLU--------------
------EYYY TÜRK GENÇLİĞİ----
Cumhuriyeti Kuran Kulu Unuttuk.
------------------------------------------
Dinleyin Şairler, Cümle Erenler
Ulusal Vatana, Gönül Verenler
Yoksula, Öksüze Sofra Serenler
Hakkı-Hakikatı, Yolu Unuttuk.
-----------------------------------------
Akıl-Sır Ermiyor, Ha bu gidişe
Vergiler Konuldu, Tatlı Gülüşe
Seneye Ağlarız Bü gün Ölmuşe
Gazze-deki Ahu Zarı Unuttuk.
-----------------------------------------
Hakkı-Hakikatı, Tehir Eyledik
Cambazı, Fetbazı Tahir Eyledik
Millete Yaşamı, Zehir Eyledik
Depremi-Tufanı Şerri Unuttuk.
-----------------------------------------
Cehalet Çağladı, Her Yanı Sardı
Hilafet Sultası, Toplumu Baydı
Tarikat Cübbesi, Meclise Vardı
Atadan Emanet, Varı Unuttuk.
-----------------------------------------
Der Vezir, Eğilme Namert Önünde
Azabın Olmasın, Hesap Gününde
Hak Divanı Hazır, Yolun Sonunda
Ahirette Kızgın, Narı Unuttuk... VESSELAM.
-------------------------------------------
---------ÇAKIROĞLU---------
-------------TEKİR KEDİM BOZO----------
-------Bir zamanlar Köyüm de Çiftçilikle uğraştım. Bir çok hayvanım vardı. Bir de
her zaman yanım da, bana yarenlik eden Bir Kedim vardı. Adını Bozo koymuştum.
Ben onu, oda beni severdi. Bazı geceler Sazım ve Bozoyla dertleşirdik. Beraber
Mavili--mavişli Hayaller kurardık. Bizim Tekir Bozo her zaman ve her yerde hayali
Vuslatına ererdi. Her zaman baş köşe de postekli sedire uzanır keyif yapardı.
Zaman--zaman Bozo'yu kıskanırdım...
-------Gel zaman, git zaman derken bir gün Memuriyetimden dolayı ayrılmak zorun-
da kaldık. Beraber bir çok anımız vardı. Zaman--zaman hatırladıkça Gözlerim dolar,
ve dalar--dalar giderim...VESSELAM.
-----TEKİR KEDİM BOZOYA----
Gözleri Mavişli, Bir Kedim Vardı
Yalınız Halime Yarendi, Yardı
Pençesi Kılıçtı, Dişleri Kardı
Avına Pençeyi, Takar Giderdi.
Okşarken Apansız Pençe Atardı
Kızınca Gözünden Yaşlar Akardı
Avını Görünce Fırlar Koşardı
Patili Tokatı, Çakar Giderdi.
Ocak ta Sobanın, Kor Harıltısı
Altında Bozo'nun, Hır Mırıltısı
Duvarda Saatın, Zil Zırıltısı
Çil Horoz Tarın da öter giderdi.
Bırakmazdı Ninemin, Hiç Peşini
Geceden Yapardı, Vurgun İşini
Etliden Gayrıya, Vurmaz Dişini
Kebapla Puşunu, Tıkar Giderdi.
Dolaşır Etrafı, Gözü Kapalı
Dişleri Sivridir, Tırnak Sopalı
Beğenmez zayıfı sevmez topalı
Gönülden-gönüle Akar giderdi.
Çakıroğlu Yazdı, Yoldaş Bozoyu
Bir Oyun da yerdi, Bütün Kuzuyu
Görünce Pusardı, Köpek Tazıyı
Sağına--Soluna Çatar Giderdi...
---------ÇAKIROĞLU--------