Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Yurtseverler Köşesi sizce ne demek, Yurtseverler Köşesi size neyi çağrıştırıyor?

Yurtseverler Köşesi terimi Vezir Pehlevan tarafından tarihinde eklendi

  • Nilüfer Aksu
    Nilüfer Aksu

    “Kalbi eğitmeden aklı eğitmek eğitim değildir.
    Vicdan olmadan, bilgi sahibi olmak tehlikelidir.”
    Der,Aristoteles

    İşin özü aslında objektif baktığımızda Bilim ve İlim ortak bir amaç doğrultusunda hizmet ederler.” İnsanlığa”

    Bilim ve İlimin temeli Ahlâktır. Her şeyin başı ahlâk olduğu gibi.Öyleyse insanlar bu iki kavram yan yana gelince neden tartışırlar neden kavga ederler ? Kendi duygu ve düşüncelerini dayatmak için mi ? (…)

    Kutlarım,şiirinizi de…

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    --------AKIL ve VİCDAN-----VİCDAN ve AKIL------
    ------İnsanlığın en büyük ve kıymetli kazanımı eleştirel Akıldır.
    Ahlak aklın ve vicdanın ortak sonucudur. Vicdansız Akıl doğru
    ve müspet ahlaka ulaşamaz. Akıl edindiği doğru bilgileri vicdani
    muhakemeyle nefsine kabul ettirir. Akıl ve vicdan bilimle harman-
    lanıp medeni bir ahlakla sübuta erer...
    -------Toplumsal hayatta bireylerde oluşan egolar, şehvetli arzular,
    limitsiz istekler ve her türlü bağımlılıktan kaynaklanan şiddet ve
    melanetler ancak, akıl, vicdan ve ahlak üçgeniyle medeniyete
    dönüştürülür...
    -------Mustafa Kemal Atatürk'ün Fikri hür, Vicdani hür, irfani hür
    bir nesil yetiştiriniz sözünün büyüklüğü de buradan gelmektedir.
    Ben de derim ki bu felsefi üçlüye bir de Dini ve mezhebi hür
    kuralı eklendiğinde Toplumsal barışın daha kolay inşa edile-
    ceği ve bir çok çelişkinin de ortadan kalkacağı inancındayım.
    .
    Ben de vicdan ve akıl konulu bir şiir yazdım. Okurlara arzımdır...
    .
    BİLİMİN KAYNAĞI AKILDIR AKIL
    Akıl Mürşide Kılavuzdur-Kozdur
    Muhabbet dostluğa şerbettir-hazdır
    Vicdanlı Gönül de, Kin-kibir azdır
    Edebin Kaynağı Akıldır-Akıl.
    ---------------------------------------
    Vicdansız yürekte acıma olmaz
    Cehalet Mürşitten öğütler almaz
    Akılsız Beyinler, menzile varmaz
    Bilimin kaynağı Akıldır-Akıl.
    ---------------------------------------
    Merhametsiz akıl ne işe yarar
    Vicdansız gönüller iblise kanar
    Güdülü cehalet, Topluma zarar
    Mantığın kaynağı Akıldır-Akıl.
    -----------------------------------------
    Kiminin Beyni Kof, Nato'dur Kafa
    Kiminde Akıl Yok, Nefsin de Sefa
    Kiminde Huzur Yok, Çekiyor Cefa
    Sevginin Kaynağı, Akıldır- Akıl.
    ------------------------------------------
    Bazısı Ölünün, Ruhuna Muhtaç
    Bazısı Ceddinin Huyuna Muhtaç
    Bazısı Falcının, Suyuna Muhtaç
    Basiret Durağı Akıldır-Akıl.
    ------------------------------------------
    Der Vezir cin başkadır şeytan başka
    Kültürün Kıymeti, Bilinse Keşke
    Bilimdir Kâşifi, Götüren Arşa
    Vuslatın Kaynağı Akıldır-Akıl...
    ------------------------------------------
    ------OZAN ÇAKIROĞLU------
    .
    Bu irticalen yazmış olduğum Destana vesile olan, hırçın mizaçlı,
    gönlü fırtınalı ve cesur yürekli Şahsiyete gönülden teşekkür ederim.
    Ozanlar gördüğünü algılar, irdeler, gözerler ve anlaşılır bir Lehçe-i
    dil ile okurlara arz ederler...Ehhh Çakıroğlu da öğle yaptı???
    .
    Not. Gözer'i farklı yorumlayanlar olmuş. GÖZER: Bilim ve gönül
    eleği diye telafuz edilir Halk Ozanlarca...

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    -------MİZAÇ ve KARAKTER-------
    ----Karakter, kişiye ya da kişilere özgü davranışların bütünüdür.
    ----Karakter, bireyin bedensel duygusal ve zihinsel değer yargıların tümüdür.
    Mizaç ve karakter, ana kucağında semrilir ergenlikle beraber filizleşir, çevresel
    etkinliklerle demlenir, ulusal kültürle beslenir tabiat olaylarıyla şekillenir, sevgi,
    şefkat ve barış üçlüsüyle sosyalleşir.
    ----Bugün siteleri gezdiğimde oldukça yavan, kıt ve egolu yazılar okudum ayrıca
    şiir sitelerini gezinirken Türk ulusal vatandaşı olan sayın Hatice Olkuner'in şiirlerine
    göz gezdirdim. Hatice hanımefendiden izinsiz de olsa bir gönül şiirini buraya düş-
    mek istedim. Umarım kendileri bu tavrımı hoş görürler.
    .
    ---GÖNÜL İLE HASPİHAL---
    Elvan güller açardı, ah şu gönül bağımda
    Her mevsimim bahardı-yazdı gençlik çağımda
    Erken düştü zemheri, kar erimez dağımda
    Üşüyorum ey gönül, mevsim kışa dönüyor.
    .
    Enhar-ı aşk çağlardı, bir zamanlar sinemde
    Yıldızlar parlıyordu, hiç sönmeden didemde
    Artık solar oldular hep goncalar gamzemde
    Kayboldukça umutlar, hüzün boşa dönüyor.
    .
    Batan güneş ömürden, bir gün daha çalacak
    Şu aciz bedenimde, bir gün Turâp olacak
    Ey gönül bu dünyada kim kaldı? sen kalacak
    Ölüm hak ve hakikat yıllar boşa dönüyor.

    -----Hatice OLKUNER-----
    .
    ------Destansı Şiiri üç kez okudum. Şiir üç boyutlu olarak harmanlanmış,
    Sebep-sonuç ilişkisi Dünya,Hak ve hakikatle kombine edilmiş. Umarım
    bu ulvi Destan Tarihin devinimin de yerini alır.
    .
    -------Muhterem Hatice Olkuner'e sevgi ve saygılarımı sunarım..

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    GÖNÜLDEN GÖRMEYİ ÖĞREN
    Barışla Sağlanır, Toplumun Dengi
    Her Kişi Nefsiyle, Ederse Cengi
    Dolar Yüreklere, Aşk ile Sevgi
    Devrani gönülden görmeyi öğren.
    .
    Müspet fen- bilimden gitme uzağa
    Cahilden uzak dur, düşme tuzağa
    Tarından düşürür, çeker tuzağa
    Evreni Bilimle Görmeyi Öğren.
    .
    Yalancı Fetbazın Sözüne Kanma
    Şeytana Uyup ta, Ateşte Yanma
    Her Şapkalıyı da, Sosyalist sanma
    Mürşitten Nasihat, Almayı Öğren
    .
    Der Vezir yobazdan kolla kendini
    Cehalet tufandır, yıkar bendini
    Üfrükle-Muskayla bozar fendini
    Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren...
    -----------------------------------------
    ------OZAN ÇAKIROĞLU------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    --------MERHABA ANADOLU------
    Savaşlar Sulh olsun, Zülüm olmasın
    Masum Yüreklere, Matem Dolmasın
    Umut Bahçesin de, Güller Solmasın
    İnsani Seven Her Kul-a Merhaba.
    .
    Yok Olsun çürüsün toplar-tüfekler
    Özgürlüğe Doğsun, yeni ufuklar
    Vuslata Açılsın Seher-Şafaklar
    Ilgıt-ılgıt Esen Yele Merhaba.
    .
    Devlet-e güç-kuvvet versin Yaradan
    Kin-kibir kargaşa, kalksın aradan
    Türk Ulusu asildir, Değil Sıradan
    Dostluğa Uzanan, Ele Merhaba.
    .
    Terör değil Kurt ulusun Dağlarda
    Haramiler kol gezmesin yollarda
    Elvan-elvan çiçek açsın bağlarda
    Bülbülün Aşkıdır, Gül'e Mrhaba.
    .
    Der Vezir zülümler mazide kalsın
    Yurdumuza bolluk-bereket gelsin
    Ümmeti Muhammad huzura ersin
    Barışla Çağlayan, Sele Merhaba...
    ------------------------------------------
    ------OZAN ÇAKIROĞLU-------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    --------İNTERNET ve GOOGLE ÇILGINLIĞI-------
    ------İçinde bulunduğumuz bilişim çağında teknolojik devrim yaşanmaktadır.
    Yaşadığımızın Çağın getirdiği avantajlar ve dezavantajlar İnsanların fıtratını
    bozmaktadır. Zee kuşağı denilen genç neslimiz, Batıl ve Batı kültürü arasında
    Medcezir (Gelgitler) yaşamaktadır.
    ------Ülkemiz de İnternet'in hızlı yayılma sonucun da yüzeysel ve sanal kimlikleri
    ön plana çıkardı. Teknoloji ilerledikçe sosyal ve kültürel ilişkiler dumura uğradı.
    Sosyo ekonomik ve kültürel yozlaşma Televizyondan sonra, İnternetle ayyuka
    çıktı. Anadolu örfü kültürü erozyona uğradı. Ulusal düzey de Akrabalık bağları
    pasifize edildi. Özellikle Batı kültürünün etkisi altında kalan neslimiz, tamamen
    Aile kavramından ve geleneğinden uzaklaşıp başına buyruk kuralsız ve eylemsiz
    bir mahlukata dönüştü.
    -----Gençlerimiz Avrupa'nın adeta bir reklam aracına dönüştürüldü. Moda çılgınlığı
    Türk Ulusal Medeniyetimizi oldukça pasifize etti. Cadde ve sokaklara yabancı
    isimlerin verilmesi, Kılıf-kıyafet üzerindeki yabacı abuk-subuk yazılar, selamlaş-
    malar. Sanatçıların şarkılarını Batı Müziği tarzın da icra etmeleri Anadolu Mede-
    niyetine tuz-biber ekmiştir.
    -----Şair ve yazar cenahı da, adeta batı tarzın da yazar ve konuşur oldular. Yabancı
    yazarların Kitaplarını okumak ve sosyal iletişim de örneklemek bir hastalık haline
    dönüştü.
    -----Viladimir Lenin'i, Joset Stalin'i Mustafa Kemal Atatürk'ten daha iyi tanıyor ve
    daha çok örnekliyorlar.
    -----Dostoyevski'yi okumuş iyi tanıyor ve methediyor. Amma ve lakin Yaşar Kemal'i
    tanımıyor.
    ------Karl Marx'ı kırk kere okumuşlar. Çetin Altan'ı, Rıfat Ilgaz'ı,Behice Boranı Mahir
    Çayanı hiç tanımıyorlar. Yabancıların abuk-subuk Şiirlerini güncelliyorlar. Zira Ahmet
    Arif'ten, Fakir Baykurt'tan, Melahat Çetinkaya'dan, Hatice Olkuner'den hiç konuşmu-
    yorlar. Daha-daha nice-nice çok değerli yazarlarımız vardır. Amma ne okuyanımız
    ne de tanıyanımız vardır. Nedir bu yabacı kültüre özenti, nedir bu Avrupa merakı.
    Bizim Ulusal değerlerimizi Dünya'da emsali yoktur. Neden kendi kültürümüz koruyup
    ve geliştirmiyoruz anlamış değilim.
    -------OZAN ÇAKIROĞLU-----------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    --------İNTERNET ve GOOGLE ÇILGINLIĞI-------
    ------İçinde bulunduğumuz bilişim çağında teknolojik devrim yaşanmaktadır.
    Yaşadığımızın Çağın getirdiği avantajlar ve dezavantajlar İnsanların fıtratını
    bozmaktadır. Zee kuşağı denilen genç neslimiz, Batıl ve Batı kültürü arasında
    Medcezir (Gelgitler) yaşamaktadır.
    ------Ülkemiz de İnternet'in hızlı yayılma sonucun da yüzeysel ve sanal kimlikleri
    ön plana çıkardı. Teknoloji ilerledikçe sosyal ve kültürel ilişkiler dumura uğradı.
    Sosyo ekonomik ve kültürel yozlaşma Televizyondan sonra, İnternetle ayyuka
    çıktı. Anadolu örfü kültürü erozyona uğradı. Ulusal düzey de Akrabalık bağları
    pasifize edildi. Özellikle Batı kültürünün etkisi altında kalan neslimiz, tamamen
    Aile kavramından ve geleneğinden uzaklaşıp başına buyruk kuralsız ve eylemsiz
    bir mahlukata dönüştü.
    -----Gençlerimiz Avrupa'nın adeta bir reklam aracına dönüştürüldü. Moda çılgınlığı
    Türk Ulusal Medeniyetimizi oldukça pasifize etti. Cadde ve sokaklara yabancı
    isimlerin verilmesi, Kılıf-kıyafet üzerindeki yabacı abuk-subuk yazılar, selamlaş-
    malar. Sanatçıların şarkılarını Batı Müziği tarzın da icra etmeleri Anadolu Mede-
    niyetine tuz-biber ekmiştir.
    -----Şair ve yazar cenahı da, adeta batı tarzın da yazar ve konuşur oldular. Yabancı
    yazarların Kitaplarını okumak ve sosyal iletişim de örneklemek bir hastalık haline
    dönüştü.
    -----Vladimir Lenin'i, Joset Stalin'i Mustafa Kemal Atatürk'ten daha iyi tanıyor ve
    daha çok örnekliyorlar.
    -----Dostoyevski'yi okumuş iyi tanıyor ve methediyor. Amma ve lakin Yaşar Kemal'i
    tanımıyor.
    ------Karl Marx'ı kırk kere okumuşlar. Çetin Altan'ı, Rıfat Ilgaz'ı,Behice Boranı Mahir
    Çayanı hiç tanımıyorlar. Yabancıların abuk-subuk Şiirlerini güncelliyorlar. Zira Ahmet
    Arif'ten, Fakir Baykurt'tan, Melahat Çetinkaya'dan, Hatice Olkuner'den hiç konuşmu-
    yorlar. Daha-daha nice-nice çok değerli yazarlarımız vardır. Amma ne okuyanımız
    ne de tanıyanımız vardır. Nedir bu yabacı kültüre özenti, nedir bu Avrupa merakı.
    Bizim Ulusal değerlerimizi Dünya'da emsali yoktur. Neden kendi kültürümüz koruyup
    ve geliştirmiyoruz anlamış değilim.
    -------OZAN ÇAKIROĞLU-----------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    --------İNTERNET ve GOOGLE ÇILGINLIĞI-------
    ------İçinde bulunduğumuz bilişim çağında teknolojik devrim yaşanmaktadır.
    Yaşadığımızın Çağın getirdiği avantajlar ve dezavantajlar İnsanların fıtratını
    bozmaktadır. Zee kuşağı denilen genç neslimiz, Batıl ve Batı kültürü arasında
    Medcezir (Gelgitler) yaşamaktadır.
    ------Ülkemiz de İnternet'in hızlı yayılma sonucun da yüzeysel ve sanal kimlikleri
    ön plana çıkardı. Teknoloji ilerledikçe sosyal ve kültürel ilişkiler dumura uğradı.
    Sosyo ekonomik ve kültürel yozlaşma Televizyondan sonra, İnternetle ayyuka
    çıktı. Anadolu örfü kültürü erozyona uğradı. Ulusal düzey de Akrabalık bağları
    pasifize edildi. Özellikle Batı kültürünün etkisi altında kalan neslimiz, tamamen
    Aile kavramından ve geleneğinden uzaklaşıp başına buyruk kuralsız ve eylemsiz
    bir mahlukata dönüştü.
    -----Gençlerimiz Avrupa'nın adeta bir reklam aracına dönüştürüldü. Moda çılgınlığı
    Türk Ulusal Medeniyetimizi oldukça pasifize etti. Cadde ve sokaklara yabancı
    isimlerin verilmesi, Kılıf-kıyafet üzerindeki yabacı abuk-subuk yazılar, selamlaş-
    malar. Sanatçıların şarkılarını Batı Müziği tarzın da icra etmeleri Anadolu Mede-
    niyetine tuz-biber ekmiştir.
    -----Şair ve yazar cenahı da, adeta batı tarzın da yazar ve konuşur oldular. Yabancı
    yazarların Kitaplarını okumak ve sosyal iletişim de örneklemek bir hastalık haline
    dönüştü.
    -----Vladimir Lenin'i, Joset Stalin'i Mustafa Kemal Atatürk'ten daha iyi tanıyor ve
    daha çok örnekliyorlar.
    -----Dostoyevski'yi okumuş iyi tanıyor ve methediyor. Amma ve lakin Yaşar Kemal'i
    tanımıyor.
    ------Karl Marx'ı kırk kere okumuşlar. Çetin Altan'ı, Rıfat Ilgaz'ı,Behice Boranı Mahir
    Çayanı hiç tanımıyorlar. Yabancıların abuk-subuk Şiirlerini güncelliyorlar. Zira Ahmet
    Arif'ten, Fakir Baykurt'tan, Melahat Çetinkaya'dan, Hatice Olkuner'den hiç konuşmu-
    yorlar. Daha-daha nice-nice çok değerli yazarlarımız vardır. Amma ne okuyanımız
    ne de tanıyanımız vardır. Nedir bu yabacı kültüre özenti, nedir bu Avrupa merakı.
    Bizim Ulusal değerlerimizi Dünya'da emsali yoktur. Neden kendi kültürümüz koruyup
    ve geliştirmiyoruz anlamış değilim.
    -------OZAN ÇAKIROĞLU-----------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ----------DİPLOMALI CEHALET----------
    --------Diplomalı cenahta bir meslek haline dönüşmüş ÖN YARGI. Sevmediği, fikirlerine
    ters düşen ve kendisini onaylamayan-alkışlamayan her kişiyi cehaletlikle itham ediyorlar.
    Ayrıca okuma-yazma bilmeyen, Kitaplarla iletişim kuramayan, Kendi Lehçesini kullanan
    ve Anadolu örfü kültürüne bağlı bütün Vatandaşları Çağın cahilleri diye lansa edilmekte-
    dirler. Her fırsatta ve her ortamda Şu okul-bu okul mevzunuyum diye maskaralık yapıl-
    maktadır. Bu ve benzeri davranışlar Tolum da ayrışmalara neden olmaktadır.
    ---------Asıl Cehalet, Kişinin Ontolojik mahiyetini kavrayamaması, kendini ve bulunduğu
    konumu bilmemesi, ya da inkâr etmesidir. Bilgi çağında, bireylerin Meslek edinebilmesi
    için Diploma peşinde cebelleşirken, Yavaş-yavaş Anadolu örfü kültüründen uzaklaşma-
    sıdır asıl Cehalet. Türk Ulusal Müfredatımızın Batıl ve Batı kültürüne yenilmesidir asıl
    cehalet.. Batının Moda kültürüne şebek olmaktır en büyük cehalet. Her şeyden daha
    vahimi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü temsil eden ve Devrim yasalarıyla Meclis-i Ayan-da
    kabul edilen Türk lirasının Ağyarın Dolarına Türab olmasıdır en köklü cehalet....
    -------OZAN ÇAKIROĞLU KALEMİNDEN--------


  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ---------HAK ve HAKİKAT---------
    ------Hak, sözcüğü Dini ve ahlaki bir kavramdır. İnsanın yaradılışından Ahiretine
    kadar yaşamsal devinimi içerisinde Tabiat, İnsan ve yaşam üçlüsü gölgesinde
    şekillenir. Bireylerin hal ve davranış biçimiyle Topluma yansır. Ayrıca Hak, İnsanın
    Onur, Şeref ve haysiyetini vurgular. Hak batılın zıddı olan bilimsel doğru anlamındadır.
    -------Hakikat, İnsan kendisini yaşamla bütünleyip, Bireysel nefsi, hırsı ve kibri dürtü-
    lerine gem vurarak Bilimsel, Sosyal ve Kültürel eylemlerin bütünüdür.
    -------Hak-Hakikat, bütün Kainat içinde cümle yaratılmışların Tarihsel evrimleridir.
    En yüce makam da olan İnsan, Yaradana karşı kulluk sorumluluğunu kayıtsız ve
    şartsız yerine getirme ve beraberinde Toplumsal tezahürü olan ameli salih'tir...
    -------OZAN ÇAKIROĞLU-------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ---------YALAN-BÜHTAN ve İFTİRA---------
    -------Yalancılık Ailevi ve çevresel faktörlerden doları, bilinç altına yerleşmiş
    bir Psikolojik bağımlılıktır. Aile birliğinden yoksun, işinde başarısız, sosyal ve
    kültürel yavanlığı olan şahıslar da cereyan etmektedir. Kendi sorunlarıyla başa
    çıkma becerisinden yoksun kişilerdir.
    -------Bu tür mevcudiyetler, bütün eylemlerini yalan, bühtan ve iftira ile güncel-
    leştirirler. Beğendikleri, özendikleri ve elde edemedikleri kişileri pasifize etmek
    için her türlü renge bürünürler. Etrafında ki temiz, namuslu ve sevecen insanları
    delice kıskanır ve onlara çamur atarlar. Dürüst ve başarılı İnsanlara öfke duyarlar.
    Onlara iftira attıkların da oldukça ve garip bir şekilde haz alırlar.
    -------Yalancı ve iftiracı kişilerin savunma mekanizmaları hile ve entrika üzerine
    kuruludur. Aile birliğin de asla mutlu ve huzurlu olamazlar. Son zamanlar da
    özellikle Metropol Şehirler de Fitne-fesat ve yalancı fetbazların sayıları oldukça
    fazladır. Cadde-sokakta, Çarşı-Pazarda ve her yerde mevcutturlar. Bunların
    Şerrinden Yaradan Ulusal Milletimizi korusun...VESSELAM.
    --------OZAN ÇAKIROĞLU-------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    --------YALAN-PALAVRA ve İFTİRA-------
    ------Yalancılık ve iftiracılık bir kişilik bozukluğudur. Ailevi ve çevresel etkenlerden
    kaynaklı bilinç altına yerleşmiş Psikolojik bir hastalık türüdür. Bunların savunma
    mekanizmaları oldukça zayıftır. Kendi sorunlarıyla başa çıkma becerisinden yoksun
    kişilerdir. Bütün meselelerini yalan, entrika ve iftira ile halletmeye çalışırlar.
    -----Evin de, işin de ve toplumda kendilerini ezik ve eksik hissederler. Beğendikleri,
    özendikleri ve elde edemedikleri kişilere karşı öfke duyarlar. Ve onları pasifize etmek
    için her türlü eylemi denerler. Özendikleri şahısları aşağı çekmek için bühtani Dil
    kullanırlar. Arkaların dan dedikodu yapar ve iftira atarlar.
    -----Kendileri Ailesinde bulamadığı huzur ve mutluluğu, dost akraba ve arkadaş
    çevresinde de istemezler. Karşıların da temiz, mutlu ve sevecen insanlar gördük-
    lerin de deliye dönerler. Onlara karşı menfi bir eylem de bulunduklarında oldukça
    büyük haz duyarlar. Basiret-i hülasaları gelişmemiş bireylerin hayal kurma özellik-
    leri oldukça gelişmiştir. Hatta gece uyurken bile hayallerini sorgularlar...
    ------Çevremiz de bu tür mevcudiyetlerin sayısı oldukça fazladır. Bu Devri Alemda
    yalan, entrika ve iftira sosyal bir patlamadır...VESSELAM...
    ---------OZAN ÇAKIROĞLU------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    ---------ÖN YARGI BİR KİŞİLİK BOZUKLUĞUMUDUR-------
    ------Ön yargı. genel anlamına bakıldığın da, bireylerin başka bireylere karşı
    taraflı ve haksız bir davranış sergileme fiilidir.. Ön yargı her zaman tavır ve
    davranışlara yansımayabilir. Gündelik meselelere duyarsız kalma, kamusal
    ve çevresel etkinlikleri reddetme, hatta ket vurma eylemi de bir ön yargı
    devinimidir.
    ------Toplumsal ön yargılar genel de Din-Mezhep ve ırk üzerinden yapılmak-
    tadır. 1980-ler de Türk-Kürt, Laz-Gürcü, daha da vahimi Sünni ve Alevi şek-
    lin de cereyan etmekteydi. Zaman, zaman yaptırım eylemlerine dönüşmek-
    teydi. Eli Asalılar, Çember sakallılar, Şalvar Cübbeliler, Püskül Fesliler ve
    kara sesliler o, zamanlar türedi ve Memleket sathına yayılmaya başladılar.
    ve 2016 15 Temmuz'a kadar uzandılar.
    -------Ön yargılı davranış biçimleri Ailevi ve çevresel faktörlerden etkileşim
    sonucunda Beyin Nöronların da kökleşmeye başlar. Almış olduğu eğitim
    ve Sosyal Devlet Hiyerarşisiyle harmanlaşarak subuta erer. Ön yargı belir-
    tileri güvensiz, huzursuz ve kaygı verici ortamlar da belirgin hal alır. Kominal
    olarak yaşayan bireylerin, yaşam alanında ki guruplar, etnik kökenler ve bun-
    lara bakış açıları, farklı düşünce ve fikir tarzlarıyla kin, kibir ve nefrete
    dönüşerek yaptırım eylemlerine kadar uzanabilir. Sonuç Toplumsal baz da
    parçalanmalar, bölünmeler ve siyasi çekişmeler Memleket sathın da Kaos
    ve kargaşaya dönüşür. Nerden-------nereye. Bütün bu olumsuzluklar Müspet
    Bilimle önlenebilinir.
    -------Ön yargının Tarihsel gelişimine baktığımız da tedavisi oldukça zor
    Psikolojik bir rahatsızlıktır... Doğru okuyup ve doğru anlayanlara sevgi
    ve selamlarımı sunarım...VESSELAM.---------OZAN ÇAKIROĞLU.

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ----------GÜNÜN ANLAM ve ÖNEMİ--------
    --------Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğün de
    Ulusal Türk Kadınlarına seçme ve seçilme hakkının verildiği
    89. Yıl dönümü başta saygı değer Kadınlarımız olmak üzere
    bütün Türk Ulusuna kutlu olsun...
    -------OZAN ÇAKIROĞLU-------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    Vicdansız Akıl, frensiz vasıtaya benzer.???

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    -------BİZİM ALİ CABBAR------
    -------Bu yaz boyu gençlerin telefonlarında bir Ali Cabbar Türküsü her yerde
    Cadde-sokakta, Bedestan Pazarda, ve her ortam da avaz-avaz kulakları
    çınlattı durdu. Dedim bir de ben dinleyeyim. Açtım dinledim. Lakin pek bir şey
    anlamadım. Notalarına baktım, Bağlamam denedim da pek güzel çıkmadı.
    Başımı kaldırınca baktım Bizim Hatun, bana bakıp kıs-kıs gülüyor. Dedim ne
    gülersin öyle gevrek-gevrek. Dedi hani sen başkalarının yazdığını söylemezdin.
    --------Oturup biraz düşündüm, ve birden aklıma bizim Köylü Ali Amcanın oğlu
    Kumarcı Cabbar geldi. Ben de Ali Amcanın Ali-siyle Cabbar'ı birleştirip ve Altı
    dörtlükten oluşan bir koşma yazdım. Ali Cabbar'ı tanıyanlara, Köyüme ve cümle
    okuyanlara hediyem olsun. Bakalım Ozan Çakıroğlu ne yazmış ve ne söylemiş...
    .
    -------BİZİM ALİ CABBAR-----
    Mahlukat Evrildi, Devran Karıştı
    Tanınmıyor Üvey-Öz Ali Cabbar,
    Tabiat Kükredi, Mevsim Değişti
    Hazana Dönüştü, Yaz Ali Cabbar.
    .
    Kurtlar Çoban oldu, Koyun Güdüyor
    Melanet Çağladı, Nefret Kaynıyor
    Cehalet Sefa da, Mürşit Yanıyor
    Nursuz da utanmaz, Yüz Ali Cabbar.
    .
    Bahçeler Kurudu, Çiçekler Soldu
    Yurduma Afgani-Süryani Doldu
    Yobazlar Kâmil'den, hesabı sordu
    Mizan da bozuldu, Göz Ali Cabbar.
    .
    Faylar Parçalandı, Toz-duman oldu
    Memleket Kavruldu, Ocaklar Söndü
    Virane Bağlara, Baykuşlar Kondu
    Bağrım da yanıyor, Köz Ali Cabbar.
    .
    Böylemi Yurdumun, Fıtrat-Kaderi
    Gariban Çekiyor, Derdi-Kederi
    Al Eline Kardaş, Kalem-Defteri
    Sözümü kenara Yaz Ali Cabbar.
    .
    Çakıroğlu Söyler, Okur Yazana
    Gariban-Yoksulu, Ezen-Ezene
    Zalime Övgüler, Dizen-Dizene
    Sen Arif'sin bunları çöz Ali Cabbar...
    .
    -------OZAN ÇAKIROĞLU-------



  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ----------ÇAĞIN MANASIZ ATA SÖZÜ-------
    --------Zaman en doğru Yargıçtır: Sözü, Statik ve devinimsiz bireylere uygun bir deyim????
    --------Bu gün gölgelasyonlu, badanasyonlu, simülasyonlu, halisinasyonlu ve imitasyolu
    Ehtibarsız gönüllere öğütlü bir AŞK Şiiri düşeceğim...VESSELAM.
    .
    HER GÜZELDEN YAR OLMAZ
    Ayva Çiçeğiyle, Yaz-Bahar Gelmez
    Arılar Neylesin, Bal Olmayınca,
    İrem Bahçesin, Gül-Diken Olmaz
    Bülbüller Neylesin, Gül Olmayınca.
    .
    Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni
    Tuba'yla Mest Etti, Havva Ademi
    Kerem'le Aslı'nın, Yandı Bedeni
    Gönülden çağlayan Sel olmayınca.
    .
    Bir Manası Yoktur, Batıl inancın
    Bereketi Olmaz, Haram kazancın
    Sevgisiz durulmaz Yürekte sancın
    Ağaç Meyve vermez, Dal olmayınca.
    .
    Fırtına Kumu'yla, Kurma Binayı
    Kâmil Meclisin de, Bekle Sırayı
    Sevgisiz çağlamaz, Aşkın sarayı
    Gönülden-Gönüle Yol Olmayınca.
    .
    Maşuk'lar-Aşığa Yürek Dağlatır
    Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır
    Hicran Biberi'yle, her gün ağlatır
    Hayır Hasenatlı, El Olmayınca.
    .
    Der Vezir Sahipsiz, Bağa Girilmez
    Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz
    Eril Şehvetiyle, Murat Alınmaz
    Gayri Hakikatlı, Kul Olmayınca...
    .
    ------OZAN ÇAKIROĞLU------
    .
    Anlayana Sivri Sinek Sazdır
    Anlamayana benim Davul azdır....

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ZAMAN EN ADİL YARGIÇTIR DERLER, VE BAZI STATİK, DEVİNİMSİZ
    ---------------BEYİNLER DE BU DEYİMİ YERLER---------------
    Bu gün Gölgelasyonlu, Badanasyonlu, Simülasyonlu, Halüsinasyonlu ve
    aynalasyonlu Hak-hakikattan uzak Şehveti aşk sanan nefisleri peşinden
    koşan şaşkınlara tafsilatlı ve tavsiyeli bir AŞK-SEVDA Şiiri düşeceğim.
    Doğru okuyup ve doğru anlayanlara hediyen olsun...VESSELAM.
    .
    HER GÜZELDEN YAR OLMAZ
    Ayva Çiçeğiyle Yaz-Bahar Gelmez
    Arılar Neylesin, Bal Olmayınca,
    İrem Bahçesin de Gül-diken olmaz
    Bülbüller Neylesin, Gül Olmayınca.
    --------------------------------------------
    Aşk ile Sevdanın Olmaz Nedeni
    Tuba'yla Mest Etti Havva Ademi
    Kerem'le-Aslının, Yandı Bedeni
    Gönülden çağlayan Sel olmayınca.
    --------------------------------------------
    Bir Manası Yoktur, Batıl inancın
    Bereketi Olmaz, Haram Kazancın
    Sevgisiz durulmaz, yürekte sancın
    Ağaç Meyve vermez Dal olmayınca.
    -------------------------------------------
    Fırtına Kumu'yla, Kurma Binayı
    Kâmil Meclisin de, Bekle Sırayı
    Sevgisiz çağlamaz Aşkın sarayı
    Gönülden-gönüle Yol olmayınca.
    -------------------------------------------
    Maşuklar-Aşığa, Yürek Dağlatır
    Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır
    Hicran Biberiyle, Her gün ağlatır
    Hayır-Hasenatlı, El Olmayınca.
    -----------------------------------------
    Der Vezir sahipsiz, Bağa girilmez
    Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz
    Aşkın Şehvetiyle, Murat Alınmaz
    Gayrı Hakikatlı, Kul Olmayınca...
    --------------------------------------------
    ------OZAN ÇAKIROĞLU-----
    .
    Anlayana Sivri Sinek Saz
    Anlamayana beni öğüt az...

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    -----------GEÇTİ YAZ BAHAR, GELDİ SONBAHAR----------
    --------Kasım'ın son günleri oldukça soğuk ve yağmurlu geçti. Bu gün erkenden
    kalktım ve perdeyi açınca Havanın açtığını gördüm. Otağımızın Muhtarı Mutfakta
    ocağa Çay suyunu koymuş, kahvaltı hazırlıyordu. Ben de bir Sigara yaktım. daha
    ilk dumanın da, Muhtarımız hadi-hadi doğru balkona, git orda ziftlen dedi. Neye
    uğradığımı şaşırdım. Sigara dumanından pencere perdeleri sararıyormuş, yok
    şu oluyormuş derken ben Balkona çıktım. Muhtarımız arkamdan kendi-kendine
    söylenmeye devam etmekteydi...
    --------Hava berrak, Gök yüzü mas-mavi, bahçede kuşlar cıvıldıyor. Bir Kedi de
    Garajın çatısına çıkmış miyavlıyor. Sanırsın Banu Alkan cıyaklıyor. Dedim ulan
    miyav-miyav sen aylarımı şaşırdın, daha Aralık ayındayız. Senin gününe daha
    üç ay var. Konuştuğumu anladı mı bilemem, cıyaklamayı kesti...
    -------Bir ay öncesinde evin bahçesin de Kumru, Sumru ve benzeri kuşlar cirit
    atardı. Şimdi Ala Karga ve tarla kuşları cıvıldıyor. Artık o, misafir göçmen kuşlar
    Mağribe doğru çoktan yol almışlardır diye düşündüm. İçimi bir hüzün kapladı,
    gözlerim doldu. Biz alışmıştık onların melodilerine. Bazen Balkon da onların
    melodilerini Bağlamam da icra etmeye uğraşırdım, benim yoldaş bana kıs-kıs
    gülerdi. Yüreğim kabardı, Nefesim daraldı, gözlerim yaşardı,, derinden bir nefes
    aldım ve bir sigara daha yaktım...Eh Ozan Çakıroğlu durur mu, aldım sazı elime
    içimden geleni hem çaldım, hem söyledim. Hanım da feryat ediyor, Herif-herif
    Kahvaltı buz oldu, Çay da soğudu.....Ve aşağıdaki Sonbahar Destanı hasıl oldu....
    .
    --------SONBAHAR-------
    Yaz-Bahar ardından, mevsim evrildi
    Yapraklar Dalından, Uçtu savruldu
    Bülbüller Aşkından, Yandı-kavruldu
    Sonunda Kapıyı, Çaldı Sonbahar.
    ---------------------------------------------
    Savruldu harmanlar, bozuldu bağlar
    Beyaza Büründü Sahralar-Dağlar
    Köylüsü Üzülür, Yoksulu Ağlar
    Çiftçiden hesabı, sordu Sonbahar.
    ----------------------------------------------
    Hazan Yeli vurdu, Kış boran oldu
    Bülbülün Gülleri, Dalında Soldu
    Deprem Zedeler, Saçını Yoldu
    Yurtsuzu derinden, vurdu Sonbahar.
    ----------------------------------------------
    Mağribe Göçtüler, Gezgin Kuşları
    Sahrada Kalmadı, Ekmek-Aşları
    Garipler Neylesin, Soğuk Kışları
    Kimlerin yüzüne, güldü Sonbahar.
    ----------------------------------------------
    Der Vezir Köyümüz Karlıdır şimdi
    Şavşat'ın Yolları, Zorludur Şimdi
    Arsiyan Dağları, Zırhlıdır Şimdi
    Bu yıl da ömürden, aldın Sonbahar...
    ------------------------------------------
    --------OZAN ÇAKIROĞLU-------




  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    -----------GEÇTİ YAZ BAHAR, GELDİ SONBAHAR----------
    --------Kasım'ın son günleri oldukça soğuk ve yağmurlu geçti. Bu gün erkenden
    kalktım ve perdeyi açınca Havanın açtığını gördüm. Otağımızın Muhtarı Mutfakta
    ocağa Çay suyunu koymuş, kahvaltı hazırlıyordu. Ben de bir Sigara yaktım. daha
    ilk dumanın da, Muhtarımız hadi-hadi doğru balkona, git orda ziftlen dedi. Neye
    uğradığımı şaşırdım. Sigara dumanından pencere perdeleri sararıyormuş, yok
    şu oluyormuş derken ben Balkona çıktım. Muhtarımız arkamdan kendi-kendine
    söylenmeye devam etmekteydi...
    --------Hava berrak, Gök yüzü mas-mavi, bahçede kuşlar cıvıldıyor. Bir Kedi de
    Garajın çatısına çıkmış miyavlıyor. Sanırsın Banu Alkan cıyaklıyor. Dedim ulan
    miyav-miyav sen aylarımı şaşırdın, daha Aralık ayındayız. Senin gününe daha
    üç ay var. Konuştuğumu anladı mı bilemem, cıyaklamayı kesti...
    -------Bir ay öncesinde evin bahçesin de Kumru, Sumru ve benzeri kuşlar cirit
    atardı. Şimdi Ala Karga ve tarla kuşları cıvıldıyor. Artık o, misafir göçmen kuşlar
    Mağribe doğru çoktan yol almışlardır diye düşündüm. İçimi bir hüzün kapladı,
    gözlerim doldu. Biz alışmıştık onların melodilerine. Bazen Balkon da onların
    melodilerini Bağlamam da icra etmeye uğraşırdım, benim yoldaş bana kıs-kıs
    gülerdi. Yüreğim kabardı, Nefesim daraldı, gözlerim yaşardı,, derinden bir nefes
    aldım ve bir sigara daha yaktım...Eh Ozan Çakıroğlu durur mu, aldım sazı elime
    içimden geleni hem çaldım, hem söyledim. Hanım da feryat ediyor, Herif-herif
    Kahvaltı buz oldu, Çay da soğudu.....Ve aşağıdaki Sonbahar Destanı hasıl oldu....
    .
    --------SONBAHAR-------
    Yaz-Bahar ardından, mevsim evrildi
    Yapraklar Dalından, Uçtu savruldu
    Bülbüller Aşkından, Yandı-kavruldu
    Sonunda Kapıyı, Çaldı Sonbahar.
    ---------------------------------------------
    Savruldu harmanlar, bozuldu bağlar
    Beyaza Büründü Sahralar-Dağlar
    Köylüsü Üzülür, Yoksulu Ağlar
    Çiftçiden hesabı, sordu Sonbahar.
    ----------------------------------------------
    Hazan Yeli vurdu, Kış boran oldu
    Bülbülün Gülleri, Dalında Soldu
    Deprem Zedeler, Saçını Yoldu
    Yurtsuzu derinden, vurdu Sonbahar.
    ----------------------------------------------
    Mağribe Göçtüler, Gezgin Kuşları
    Sahrada Kalmadı, Ekmek-Aşları
    Garipler Neylesin, Soğuk Kışları
    Kimlerin yüzüne, güldü Sonbahar.
    ----------------------------------------------
    Der Vezir Köyümüz Karlıdır şimdi
    Şavşat'ın Yolları, Zorludur Şimdi
    Arsiyan Dağları, Zırhlıdır Şimdi
    Bu yıl da ömürden, aldın Sonbahar...
    ------------------------------------------
    --------OZAN ÇAKIROĞLU-------




  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    MEDENİYET ÇÖKTÜ HUY BOZULDU
    Bu Cumhuriyet Kurdu Atamız
    Gitmedik izinden oldu hatamız
    Ne Hürriyet kaldı, ne de ilkemiz
    Demokrasi Kalktı haller bozuldu.
    -----------------------------------------
    Medeniyet Çöktü, Fodula Döndük
    Kendi Ülkemiz de, Modüle döndük
    Kurumlar Satıldı, Kudula döndük
    Devlet-ü Erkân da huylar bozuldu.
    ------------------------------------------
    Barış Çeşmesinin, Kalmadı Adı
    Kantarı bozdular Hünkâr'la Kadı
    Işıklar söndürdü, Mahlukat Kedi
    Yobaz baş kaldırdı, Sollar bozuldu.
    ------------------------------------------
    Her Devir de Yezid olup Çıktılar
    Sivas'ta Diri-diri İnsan Yaktılar
    Tekbir alıp bir kenardan baktılar
    Medeniyet çöktü, Kullar bozuldu.
    ------------------------------------------
    Dört Tarafı Sardı, Fitne Ateşi
    Siyaset Ayırdı, Kavim-kardeşi
    Babayı saymıyor Evladı-Eşi
    İlçesi, Beldesi Köyler bozuldu.
    ----------------------------------------
    Der Vezir Mağrip'te boşa gezildi
    Göç Kervanı Katar oldu dizildi
    Afgan-i,Süryani Seçmen yazıldı
    Misak-ı Millide Surlar Bozuldu...
    -----------------------------------------
    ----OZAN ÇAKIROĞLU-----

    Anlayana Sivri Sinek Saz
    Anlamayana Bizim Davul Az....

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ---------EMPATİ YETENEĞİ--------
    -------Bugün sitelere göz gezdirirken, Zat-ı muhteremin biri dünkü yazısın da
    Empati yeteneğinden yoksun kişi diye cümle kurmuş. Zira kendileri ne empati
    biliyorlar, ne de yetenek biliyorlar?
    -------Şahısların Empati yeteneği, ilk önce Aile kültürüyle başlar ve çevresel
    faktörlerle gelişir, almış olduğu eğitimle şekillenir, iş hayatıyla genişler ve Dünya
    görüşüyle harmanlanır. Vatandaşı olduğu Devletin yönetim tarzıyla sübuta erer.
    -------Ancak Bilim Adamlarının Empati yeteneği fikir ve düşünce sistemiyle asla
    paralel olamaz. Çünkü Bilim Felsefi olarak bir bütünlük arz etmez. Edemez...
    Bilimsel Materyalizm Felsefesi-Metafizik Felsefeyi içinde barındırmaz. Metafizik
    Felsefe de Materyalist Felsefeyi reddeder. Bu yüzdendir ki Din ve Mezhepler
    Sosyal Toplumları ve bir çok Medeniyeti fasifler.
    --------Dinler arası çatışmanın tek nedeni, inandıkları Kitap ve Peygamberlerdir.
    Dinler arası geçişkenlik kültürel baz da sağlanır. Bütün Dinler Evrimsel devinimi
    kabul etmezler. Ancak Materyalist Fesefeciler Dünya'da bütün Mahlukatların
    Tarihsel devinim için de Evrimleştiğini savunurlar.
    --------Her ayrı iklim ve Toplumlar da İnsanların empati yeteneği ayrı-ayrı biçim-
    lenir. Bütün ideolojik ayrımcılığı bir araya toplayıp harmanlayan sadece Sosyal
    yönetim tarzıdır. Bunu da Dünya'da tek beceren Devlet Adamı Mustafa Kemal
    ATATÜRK'tür. Ulusal Türkiye Cumhuriyetini ilan edip ve yönetim şeklini
    Demokrasiyle taçlandırmıştır... Google'da aramayın bulamazsınız...VESSELAM.
    ---------OZAN ÇAKIROĞLU--------

    NOT: Eleştiriye açıktır...

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    -------Az önce mesaj sayfama hiç tanımadığım, Şair beyefendi bir not düşmüş.
    Aynen yazıyorum. (Yorum sitelerine renk kattınız. Yazılarınızı sizi hiç sevmeyenler
    reklamlıyorlar.) demiş zat-ı muhterem...
    -------Gerçekten doğru söylemiş. Geriye dönük bütün yazdıkları mı inceledim.
    Gördüm ki yazılarımı güncelleyen yazmanların hepsi de mevcudiyetimden
    rahatsız olan şahıslar....Düşündürücü ve ilginç?
    --------Fizik'te etkime-tepkime olayları vardır. Buhar, Bulut, Rüzgâr Yağmur, Toprak
    ve bereket gibi-gibi...
    --------Başka siteler de Toplumsal, Bilimsel, Siyasal, Sosyal ve kültürel boyutta bir
    cümle dahi yazılmazken, ancak Kadınları bir duygusal şehvet gibi sergileyen Aşkı-
    Meşki dillendiren şiir ve deyimler silsilesi güncellenmektedir. Bırakın tepki göster-
    meyi beni de küfür bataklığına çekmeye uğraşıyorlar. Gerçekten yazık....

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    İTİBARIN KALMAZ ZORA DÜŞERSİN
    Güvenme Ağyarın, Varı Tahtına
    Sakın kötü deme, kara bahtına
    Hile düzen katma, mizan katına
    Bağlanır kısmetin, Dara düşersin.
    ------------------------------------------
    Ders çıkar Tarih'ten, kolla özünü
    Takip Et Bilimin, Müspet izini
    Fikrin olmadan söyleme sözünü
    Meclis-i Alem de, zora düşersin.
    ------------------------------------------
    Baki Olan Hak'tır Bunu Unutma
    Şeytana uyup ta, Mürşide çatma
    Kendini Cehalet, Safına Katma
    Şaşırıp yolunu, Zara düşersin.
    ----------------------------------------
    Çakıroğlu, Hak-hakikatten şaşma
    Nefsine hakim ol, Edepten düşme
    Yalancı Fetbazıni peşinden koşma
    Bozulur Kafesin, Nara Düşersin...
    ------------------------------------------
    ------OZAN ÇAKIROĞLU------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    -------Son zamanlara da bir orta çağ hastalığı aldı başını gidiyor.
    Her eli kalem tutan Milletin başına Felsefeci kesildi. Daha kendi
    Ana-Atasını tanımayan, Mensubu olduğu Dini tanımayan, Cahiliye
    devrinde bilgelik kavramlarıyla ön plana çıkan, meditasyon saçma-
    lığını millete Din diye yutturan Budizm ve Hinduzim-i besleyen
    ZEN Felsefesini yeniden hortlatmaya uğraşıyorlar. Bunu da en
    çok Atatürk ilke ve inkılaplarına ters düşen Hilafet düşkünleri
    Haşhaşi sülbüne selam duran yobazlar güncellemektedirler.
    -------Ulusal Millet olarak, bu Hak-hakikat yoksunlarına fırsat
    vermemeliyiz. Bu zavallılar korkarım 15 Temmuz da Meclis-i
    Ayan'a top-tüfekle saldıran hainlerin devamı ve türemesidir.
    Yaradan Ulusal Devletimize güç-kudret versin...
    -------OZAN ÇAKIROĞLU------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    --------KISIR DÖNGÜ-------
    -----Kısır döngü, sinirsel zafiyeti olan kişilerde aşağılık kompleksi olarak baş
    göstermektedir. Kendilerini çaresiz, aciz ve yetersiz oldukları anlaşılmasın
    diye kendilerine bir gölgelasyon icat ederler. Devamlı başkalarından ROL
    çalarlar. Mürşid-i Arif kimliğine bürünürler. Başkalarına ait olan özlü sözleri
    telaffuz etmeyi bir marifet sayarlar.
    -----Kısır döngü, genellikle çocukluğun da Periferik rahatsızlığı geçirmiş
    kişilerde baş göstermektedir. Kendisinin sergilediği edep ve terbiye dışı
    davranışları başkalarına ithafen bühtani Lehçe-i dil ile eyleme dönüştü-
    rürler. Bu tarz mevcudiyetler Karga'dan başka kuş, kendisinden başka da
    Baş tanımazlar. Toplumsal, Siyasal, Sosyal ve kültürel meselelere karşı
    duyarsız ve yetersizlerdir.
    ------Kısır Döngü içerisinde kalan bireyler asla kominal yaşayamazlar.
    Kendisine dost-arkadaş seçerken zayıf karakterli bireyleri tercih ederler.
    Yani ergenler gibi KANKA-cılık oynamaya devam ederler. Kuyruklarına
    basıldığında basiret-i hülyaları bir Medcezire dönüşür. Bu ümitsiz vaka-
    larla medeni bir insan gibi konuşup-tartışamasın. Ancak ve ancak bu
    zat-ı muhteremlere peki-peki değince adeta bir Kuzuya dönüşürler...
    --------OZAN ÇAKIROĞLU--------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ----------KISIR DÖNGÜ---------
    -----Kısır döngü, sinirsel zafiyeti olan kişilerde, haksız, kuralsız, mizansız
    ve hırçın davranışlar biçimidir. Genellikle çocukluğunda Periferik rahat-
    sızlığı geçirmiş bireylerde zaman-zaman basiret-i hülasalar ve gel-gitler
    halinde cereyan etmektedir. Adeta kişi bir medcezire dönüşür.
    ------Kendisinin sergilemiş olduğu edep ve terbiye dışı davranışları başka
    bireylere ithafen fevri bir şekil de ve bühtani Lehçe-i dil ile eyleme dönüş-
    türürler. Daha sonra da Zeytin yağı gibi üste çıkarlar. Bu bir psikolojik
    rahatsızlıktır. Bu hastalığın Lokmanı ve tedavisi de yoktur.
    ------Okur yazar olmayan, Merhum Dedem derdi ki, bu tarz kişilere her
    daim ve her yer de peki-peki diyeceksin.? Başka çaresi yoktur. VESSELAM.

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    ------Ben, Ozan Çakıroğlu, her zaman ve yerde kendi yağımda kavruldum.
    Örnek aldığım veya etkilendiğim Devlet Adamları, Parti Liderleri. Liseli
    yıllarımda bazı Öğretmenlerim, Emekli Olduğum kurumda bazı Amirler,
    Özellikle yazar ve Ozanlar Camiasında, Başta Romancı Yaşar KEMAL ve
    Fakir BAYKURT olmak üzere bir çok yazardan Fikir bazında elbette ki
    esinlenmişimdir. Ozanlardan başta Pir Sultan ABDAL olmak üzere, Aşık
    Şenlik, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Arif Sağ ve Merhum öz ağabeyim olan
    Halk Ozanı Aşık Remzi COŞARI dan feyzler almışım. Zaten 14 yaşımdan
    beri Şiir Yazmama Ağabeyim vesile olmuştur.
    -------Tekaüt oluncaya kadar Antolojide yazmıyordum. Roman bazında Şiirle
    harmanlı bir kaç Kitap deneyimlerim oldu. Ancak Siyasi kargaşadan dolayı
    yol arkadaşım sevgili Eşim yayınlanmasına izin vermedi. İyi de yapmış...
    Antoloji Com da çok kelli-felli İnsanlar tanıdım. Anladım ki Ülkemizde
    Anadolu örfü kültürümüzden ve Ulusal değer yargılarımızdan eser kalmamış.
    Memleket Toplumu Siyasal, Bilimsel, Kültürel ve sosyal alanda oldukça
    erozyona uğramış ve kuralsız-mizansız nesil töremiş.
    -------Şimdi bazı Şairlerce örnek gösterilen ve Yazdığı Kitaplar Memleket
    Sathında kabul görmüş Anadolu'nun bağrından kopmuş Zat-ı muhterem
    Şükrü Erbaş'ın Şiirinden alıntılar düşeceğim.

    Kocaman bir Çocuğu Öpüyorsun
    Uzanıp dudağımda ki tıtremeyi öpüyosun
    Sen ben de neleri öpüyorsun bir bilsen.
    .
    Bir Çocuğun düşlerine inen tokat-ı öpüyorsun
    Uzun gecelerin solgun, gövdesini öpüyorsun
    Yıldızlarla yedi renk Gökyüzünü öpüyorsun... Diye Şiir mısraları devam ediyor.
    .
    Eğer ki eğitim seviyeleri yüksek kişilerce bu ve buna benzer Şiirler kabul
    görüyorsa, ben ve benim gibi düşünen, gören ve algılayan Şairlerin çırpı-
    nışları beyhudedir. VESSELAM-----ÇAKIROĞLU.

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    ------Ben, Ozan Çakıroğlu, her zaman ve yerde kendi yağımda kavruldum.
    Örnek aldığım veya etkilendiğim Devlet Adamları, Parti Liderleri. Liseli
    yıllarımda bazı Öğretmenlerim, Emekli Olduğum kurumda bazı Amirler,
    Özellikle yazar ve Ozanlar Camiasında, Başta Romancı Yaşar KEMAL ve
    Fakir BAYKURT olmak üzere bir çok yazardan Fikir bazında elbette ki
    esinlenmişimdir. Ozanlardan başta Pir Sultan ABDAL olmak üzere, Aşık
    Şenlik, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Arif Sağ ve Merhum öz ağabeyim olan
    Halk Ozanı Aşık Remzi COŞARI dan feyzler almışım. Zaten 14 yaşımdan
    beri Şiir Yazmama Ağabeyim vesile olmuştur.
    -------Tekaüt oluncaya kadar Antolojide yazmıyordum. Roman bazında Şiirle
    harmanlı bir kaç Kitap deneyimlerim oldu. Ancak Siyasi kargaşadan dolayı
    yol arkadaşım sevgili Eşim yayınlanmasına izin vermedi. İyi de yapmış...
    Antoloji Com da çok kelli-felli İnsanlar tanıdım. Anladım ki Ülkemizde
    Anadolu örfü kültürümüzden ve Ulusal değer yargılarımızdan eser kalmamış.
    Memleket Toplumu Siyasal, Bilimsel, Kültürel ve sosyal alanda oldukça
    erozyona uğramış ve kuralsız-mizansız nesil töremiş.
    -------Şimdi bazı Şairlerce örnek gösterilen ve Yazdığı Kitaplar Memleket
    Sathında kabul görmüş Anadolu'nun bağrından kopmuş Zat-ı muhterem
    Şükrü Erbaş'ın Şiirinden alıntılar düşeceğim.

    Kocaman bir Çocuğu Öpüyorsun
    Uzanıp dudağımda ki tıtremeyi öpüyosun
    Sen ben de neleri öpüyorsun bir bilsen.
    .
    Bir Çocuğun düşlerine inen tokat-ı öpüyorsun
    Uzun gecelerin solgun, gövdesini öpüyorsun
    Yıldızlarla yedi renk Gökyüzünü öpüyorsun... Diye Şiir mısraları devam ediyor.
    .
    Eğer ki eğitim seviyeleri yüksek kişilerce bu ve buna benzer Şiirler kabul
    görüyorsa, ben ve benim gibi düşünen, gören ve algılayan Şairlerin çırpı-
    nışları beyhudedir. VESSELAM-----ÇAKIROĞLU.




  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan

    ------Ben, Ozan Çakıroğlu, her zaman ve yerde kendi yağımda kavruldum.
    Örnek aldığım veya etkilendiğim Devlet Adamları, Parti Liderleri. Liseli
    yıllarımda bazı Öğretmenlerim, Emekli Olduğum kurumda bazı Amirler,
    Özellikle yazar ve Ozanlar Camiasında, Başta Romancı Yaşar KEMAL ve
    Fakir BAYKURT olmak üzere bir çok yazardan Fikir bazında elbette ki
    esinlenmişimdir. Ozanlardan başta Pir Sultan ABDAL olmak üzere, Aşık
    Şenlik, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Arif Sağ ve Merhum öz ağabeyim olan
    Halk Ozanı Aşık Remzi COŞARI dan feyzler almışım. Zaten 14 yaşımdan
    beri Şiir Yazmama Ağabeyim vesile olmuştur.
    -------Tekaüt oluncaya kadar Antolojide yazmıyordum. Roman bazında Şiirle
    harmanlı bir kaç Kitap deneyimlerim oldu. Ancak Siyasi kargaşadan dolayı
    yol arkadaşım sevgili Eşim yayınlanmasına izin vermedi. İyi de yapmış...
    Antoloji Com da çok kelli-felli İnsanlar tanıdım. Anladım ki Ülkemizde
    Anadolu örfü kültürümüzden ve Ulusal değer yargılarımızdan eser kalmamış.
    Memleket Toplumu Siyasal, Bilimsel, Kültürel ve sosyal alanda oldukça
    erozyona uğramış ve kuralsız-mizansız nesil töremiş.
    -------Şimdi bazı Şairlerce örnek gösterilen ve Yazdığı Kitaplar Memleket
    Sathında kabul görmüş Anadolu'nun bağrından kopmuş Zat-ı muhterem
    Şükrü Erbaş'ın Şiirinden alıntılar düşeceğim.

    Kocaman bir Çocuğu Öpüyorsun
    Uzanıp dudağımda ki tıtremeyi öpüyosun
    Sen ben de neleri öpüyorsun bir bilsen.
    .
    Bir Çocuğun düşlerine inen tokat-ı öpüyorsun
    Uzun gecelerin solgun, gövdesini öpüyorsun
    Yıldızlarla yedi renk Gökyüzünü öpüyorsun... Diye Şiir mısraları devam ediyor.
    .
    Eğer ki eğitim seviyeleri yüksek kişilerce bu ve buna benzer Şiirler kabul
    görüyorsa, ben ve benim gibi düşünen, gören ve algılayan Şairlerin çırpı-
    nışları beyhudedir. VESSELAM-----ÇAKIROĞLU.