Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Gökhan Oflazoğlu
Gökhan Oflazoğlu

İnsan boşuna bir hevestir.

  • senin hesap02.06.2024 - 22:05

    Hesaba gelmeyeni hesaba katmadan hesap görülmez.

  • aşk01.06.2024 - 18:34

    Aşk ölümden doğar, fakat, doğumumuzla birlikte biz bu ölümü terk etmişizdir, bu ölmek ve yeniden doğmaktır,
    - Kadın - der Machado - varlığn öteki yüzüdür - saf şimdi olan varlık çıkar ve kendisini ona sunar, ve ona gömülür ve onda gizlenir, yani aşk aynı zamanda hem varlığın kendini ortaya sermesi de hiçliktir. Edilgen bir kendini ortaya seriş değil, gözümüzün önünde yapılan ve bozulan bir şey. Bizim de katıldığımız, kendimiz için bir şeyler yaptığımız bir tiyatro oyunu gibi, Aşk varlığın yaratılmasıdır, ve o varlık bizim varlığımızdır, biz varlığımızı yaratırken, onu tüketir ve tüketirken onu yaratırız.

    Octavio PAZ, ŞAİR, DAHİ, 1998, ve Nobel Ödülü, 1990

    Çev.. Ömer SARUHANLIOĞLU, - Çeviri de gayet iyi, belirtiyim, teşekkürler emeğine -

    Şimdİ çocuklar Dahi nasıl oluyor, fay kırığına benziyor mu, siz tabii, kırılmayın, ama, aşk o değil, kafanı gözünü
    kırsın diye var, öyle bir yetişme, yetiştirme dönemi o da sınavın bir parçası, ve kallavi, onun çevresinde de
    kendi kozanızı öreceksiniz, ama, her üstünüze gelende, iyisini yapma iradesini göstererek, anlaşıldı mı, o beyazlar giyinmiş Osmanlı Kadını, neden yeni olmüş eşinin üzerine kapanarak hıçkırarak ağlıyordu, işte o Türk Kalitesiydi. Bir de şuna bakalım, İbn Hazm nerdeyse bin yıl önce kayda değer, İslam Filozoflarından, Allahın
    sözlerinden başkasını tanımam diye ilk dile getirenleren, Endülüste, aşk üzerine de döktürüyor, ve herkes gibi
    sizlere ömür eşine haber veriyorlar - onun ölüsünü kitapları kaldırsın - diyor, sen o kadar cambazlık yap, hepsi
    anında çöp. Öyle Aşk deyip geçme, bakmışın içinden geçer, anladın mı Osmanlı Türkü neydi. Geçmiş olsun.

  • günahın rengi01.06.2024 - 14:44

    Aziz Augustinus insanı bir ihtimal olarak görür, yani ilk günah varlığın küçüklüğü ile, aynı şey değil, somut bir hatadır, insanın kendini tercih etmesi ve Tanrıdan yüz çevirmesi, dolayısıyla insanın özgürlüğü lütufa bağlanmıştır, onun varlığının küçüklüğü, gerçek anlam da bir küçüklüktür, bir hafiflik, ve yetersizliktir., özgürlük düşüşten önce nasıl olup da kötülüğü seçmiştir, biz kendisini reddeden ve var olmayı değil, hiçliği seçen özgülük nedir. İnsanın Tanrının tümel varlığı karşısındaki varlığının küçüklüğü nün karşısına din, sonsuz bir hayat yerlleştirir, Bu bizi ölümden kurtarır, fakat dünya hayatını ilk hatanın kefaretine ve uzun bir cezaya dönüştürür, din, ölümü öldürerek hayat verir, sonsuzluk an¹ı boşaltır, çünkü hayat ve ölüm birbirinden ayrılamaz,
    ölüm hayatın içinde mevcuttur, ölmek üzere yaşarız, din, ölümümüzü alarak hayatımızı da elimizden alır. Din,
    ebedi hayat uğruna bu hayatın ölümünü vurgular. Şiirin başlangıç noktası da din gibi, asli insanlık durumudur,
    orada olmak, bize düşman ve yabancı bir dünya olan oraya fırlatılıp atılmış olduğumuzu bilmek, ve bunun herşeyi kararsız kıldığı olgusuk. zamansallık ve fanilik, şair kendi üslubuyla, negatif biçimde bir dilin kıyısına
    gelir. Ve bu kıyıya sessizlik denir, beyaz bir sayfa, göle benzer bir sessizlik, çarşaf gibi, pürüzsüz bir su. Ve
    insan derinlere suyun dibine inip sessizce beklemelidir, kısırlık ilhama dönüşür, boşluk da doluluğa, kuraklığın
    ardından şiirsel söz tomurcuklanır, şiirsel yorum insanlık durumunun ortaya serilişidir. Dünyaya şaşırırız, çünkü
    kendisini bize bir yabancı, tekinsiz, olarak sunar, dünyanın bize karşı ilgisizliği bütünü itibariyle bizim varlık
    ihtimalimizin ona verebileceğinin ötesinde, bir anlamı olmamasından kaynaklanır, bu ihtimal de ölümdür,
    çünkü insan doğduğu anda ölecek kadar yaşlanmış demektir, doğduğumuz andan itibaren hayatın yabancı
    ve tekinsiz bir yerdeki sürekli bir varlıktır., burada huzurumuz yoktur, çünkü kendimizi hiçliğe, yokluğun içine
    atmışızdır, hatamız ve borcumuz çok eskidir.

    Octavio PAZ, Meksikalı ŞAİR, DAHİ, 1998

    Ya bu borç ödenecek ya da o imkan elinden tamamen alınarak, kızgın bir deliğe tıkılacaktır aday.
    çıkış var gücüyle Allaha çalışmaktır.

    Uğruna can verdimiz yerde göründü,

    Mehlika Sultana aşık yedi genç,
    artık dönmeyecekmiş dediler.

    Yahya KEMAL, Evladı Fatiha,

    Artık dönmeye gerek yoktur, üstlerini düşeni yapmışlar ve bu bataklıktan çıkmışlardır dünya sınavında., amaç, hasıl olmuş, herkes bir geçiş noktası olara kodlanmış bu yerden esenliğin kucağındaki aşk iklimin esintilerinde
    yüzlerini yıkamaktadırlar.

    Allahın ipine - sıkı - sarılın. KURAN, KENDİ Konuşuyor.

    Bedavası düşünülmemiş, Hikmetinden sual olmaz Tanrımız. - DAĞLARCA, Dağlar gibi.


  • din01.06.2024 - 08:06

    Şekille şeklini bozar, özüyle, hayat katar.

  • nitelik31.05.2024 - 22:52

    Madem ki zamanda sonu yoktur olaylar,
    Madem ki uğraşmakla iyileşmez dünyalar,
    O halde beyhude gam yeme ki, neden.
    Ömrümüzden de kalmamıştır o kadar.

    Afdal Din KAŞANİ, Farsıl Sufi Şair, Filozof, 1214


    Dünya düzelmez, ama, sen düzelip, yırtabilirsin, hedefin devam etmekse, belki de masaldır, o da olur, hele
    bir ol bakalım, gerçek ne, masal ne, daha net olur.

  • sanatçı30.05.2024 - 19:24

    Sanatçı ya da filozofun çoğu zaman, hassas bir sağlığı, pek iyi oturmamış bir dengesi vardır, Spinoza, Nietzsche, Lawrence, , ama, onları kırıp döken, ölüm değil, gördükleri, hissettikleri, düşündükleri, yaşam fazlalığıdır, yaşam onlar için çok büyüktür, ama ancak onlarla - gösterge yakındadır -Zerdüştün sonu, Ethica nın beşinci kitabı,gelecekteki ve henüz dili olmayan bir halka göre yazılır, yaratmak iletişim kurmak değil, direnmektir. Göstergeler, olay, yaşam, dirimselcilik arasında derin bir bağ vardır, bu bir desen, yazı ya da müzik çizgisinin içinde olabilecek organik olmayan bir yaşamın gücüdür.

    DELEUZE, Fransız Filozof, 1996

    Şimdi dengesiz bir adamla fazla oyalanmayın, sanatçı algısı bunun üzerine kurulu,, halbuki sizin normaliniz farklı, yani paylaşma güçlüğünüz de doğaldır, ama, bu işin doğası budur, duyuların egemenliği olmadan,
    derinlik ölçecek bünye de olamıyor, o zaman, dışında yer alan ögeleri de insanlığın ortak mülkü yapabilmek
    imkansızlaşıyor, bu ince ayar, bir talih veya imkan çerçevesinde damlıyor, neye, bilince,yani mutlak bilginin
    yaklaşması duyular üzerinden olabilecekse ilk hedef gene varlık oluyor, ve ona göre ayarlanmış bir iklim,
    herkese de dağıtılıyor, ama, alabilenler yararlanıyor, sırt dönenler, ya da dünyasında yer almayanlar, dünya
    dışına itilliyor, yani anlamak, gayreti talep ediyor. Kolay gelsin.

  • mutlak29.05.2024 - 22:49

    Mutlak bilgi bir insan düşünümü değil, Mutlakın insanda düşünümüdür.- DELEUZE, Fransız Filozof, 1995

    Mutlak bilgiyi ancak, mutlak verebilir. - HUSSERL, Alman Filozof, 1939

  • şiir29.05.2024 - 17:50

    Ben de sığar iki cihan, ben bu cihana sığamam,
    yersiz yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığamam.

    Can ile cihan benim işte, dünya ile zaman da,
    Ama, gel gör ki, ne dünyaya ne zamana sığamam.
    Yıldızlarla felek benim, vahiy ile melek benim,
    çek dilin dilsiz kesil ben bu lisana sığamam.
    Zerre benim, güneş benim, dört, beş, altı.. sırlar benim,
    her şey açık ve meydanda, ben bu meydana sığamam.
    Sonsuz olan devlet benim.

    NESİMİ, 14.Yüzyıl, Vahdeti Vücud, Kendi.

  • kadim29.05.2024 - 17:18

    Bizim kadim sefaletimize karşı kutsallık, esrarengiz ve haşmet duygusu uyandıracak biçimde varlığın çokluğundan yoğunlaşır, bu duygu iyilik ve ahlak düşüncelerini aşan bir kavram olarak - yüce - dir. Yüce olan
    saygı ister, hürmet ister, itaat ister, her türlü ahlaki düzenlemeden bağımsız olarak din, bilince dayatılan ve bağlayıcı bireysel bir zorunluluktur.

    Octavio PAZ, Mesikatlı ŞAİR, DAHİ,


    Kelama her türlü saygısızlık ve terbiyesizlikte çığır açmışların, ve bunu kanıksamışca seyredenlerin ondan
    bekleyebileceği de bir şey yoktur, hiçbir değerini benimseyip yerine getirmediğin bir yüceliği hizmetçi yapmaya
    kalkmak, hadsizliktir, ve cevabı da ona göre olur. Kuran kulluk buyurur, saygı ve erdem, on sene sonra bile
    hala sende suç arayanlara en güzel cevabı da Allaha çalışanlar verebilir, eğer kendilerini bu yarışta ayrıcılıklı
    yapmak amaçları varsa, yoksa zaten yerleri hazır, hiç çabalamadan daha kağıt mendil veren görmedik, o sana neden ebediyet armağan etsin, hangi özelliğin için, on senedir tek başıma uğraştımı, yaş da ilerlerledi bir anlam
    bulup bu uğraş da, yola devam etmek isteyenin elini göreceğiz, ya da işine, burası yılan, tilki, musibet, mikrop
    tarlası değil, - saflık, iyilik - kavgası verenlerin umut besleyebileceği bir yer. Talebi de bu, diğerleri elensin diye varlar.

    Kaderlerini gayretlerine bıraktık.

    Alllah güzel davranışları sever.

    Benimle mücadele edenleri hiç bakmadığım bir mekana yerleştiririm,

    KURAN, KENDİ Konuşuyor, biraz kızgın bir yer olacak tabii, bütün dinler söylüyor zaten, ipi göğüslemek isteyenler ne de kıymetliyim, armut piş ağzıma düş diyorsa, pişer tabii.

  • akıl29.05.2024 - 07:16

    Akla kim karar verir.

    Kanıt, son kanıt mıdır.