Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Erinç Türk
Erinç Türk

Yaşam , yaşamak içindir yaşlanmak için değil.

  • serbest kürsü22.11.2016 - 02:04

    yollar mor menekşe kokusuyla kaplıydı
    yıldızlar cansız aysa yarımdı
    deniz melteme kanmış sessiz çağıldar
    dilim lal olmuş soru ve sorgulamadan
    anlaşılmaz bir serserilik var gecenin
    ıssız zifiri karanlıklarının sindiği yerde
    bir kukuman sesi geliryor uzaklardan
    ürkütüyor içimi titretiyor tenimi bedenimi
    bir sızı duyuyorum çok derinlerde
    arttıkça artıyor düşsel his algılarında
    bir sual, bir sual daha ve daha da
    üstüme göçen binanın sütunları
    altında inleyen bir kara kaba çocuk
    gözlerimi diktim cansız körpe bedene
    yarım bir sözcükle sessizce demokrasi
    diyerek geceye aşıp gökten düşene
    olanca şiddetiyle beynimin sövdüm
    hem de ağız dolusu... uzun uzun
    eridi ter olup bedenim sütun altında
    ah ıh bile diymedim körpeye saygıdan
    bir gümbürtü bir daha bir daha
    aha da patladı AB ve ABD demokrasisi
    yer demir gök bakır sarsıldıkça topraklar
    bir roket 17 lik delikanli fırlatışı hedefe
    umutların söndüğü andı İsa neslinde
    bir füze hemde balistik tehdit sörf yapan
    insan hakları soytarılığı ve saçmalığı
    kara propagandası eşliğinde medyada
    akan ve akacak kanları kutsadılar
    okyanus ötesinden Fetoşça haplarla
    artık nederse desin şovmenler karşısında
    aptal toplumlar ve cematçi kazmalar indikçe
    akıl üstüne kara toprak sererek zamana.
    efes//35...22 Kasım 2016

  • şu an ne dinliyorum19.11.2016 - 23:47

    Akustik bir mezar
    gök kubbe altında
    bir salyangoz kayganlığı hisler
    antik Fasalis in sokaklarında..

    etkin ve derin bir aşk
    akdeniz mavliğine esir
    taş lahitlere saklanmış bir giz
    korsan fenerine içten bakışla.

    avaz avaz çığlıklar
    ışıl ışıl deniz ve ay
    kıskanç yıldızlar..
    ölümsüz sevdalar.

    tutsak elim elinde
    lal olmuş dilim ilinde
    apollon figürü agorada
    taş bedenler arasında.

    kızgın tanrılar ve tanrıçalar
    atak üstüne atak düzenliyorlar
    dip dalgası ile vurgun yaparak
    antik tiyatroda ömür çalıyorlar.
    efes//35...20 Kasım 2016

  • serbest kürsü19.11.2016 - 11:24

    Anlatsaydın ya..
    Ruhuma dokunuşunu
    çiçeklerin, böceklerin
    ve dahi tuzlu bir akdenizin
    maviliğini, ruh okşayan ışıltılarını.

    yelken açarak ıssız koylarına
    masallar diyarına taş çıkartan
    sezgi ve hissedişle..

    Kızılkule nin burçlarından
    uçmalı düşler
    hissedişlerin erişebilirliğine.

    Ahmedek te salaş bir cafede
    üşüyen teni ısıtmak
    sıcacık bir çay içerek.

    Çığlıkları duymalı
    Kleopatra dan binbir
    renk ve sesli..

    Anlatsaydın ya..
    nasıl da bir histen düşe
    mekik dokuduğunu
    ruha kalem kelam olduğunu
    görmek yaşamak ve aşmak
    duvarlar ötesine
    senli sensizlikte.
    efes//35...19 Kasım 2016

  • serbest kürsü18.11.2016 - 10:58

    Günaydın can

    düşmana bile tebessüm eder ruhum
    saldırgan olmadıkça..
    dosta karşı hep ve daimdir
    sevimiz sevdamız can pazarında.
    sen ki.. ey nadide çiçek
    ruhumu ateşe düşürsende
    yinede vazgeçilmezimsin benliğimde.
    efes//35

  • serbest kürsü12.11.2016 - 11:08

    romansı bir düzlüğün
    masalsı bir gezgini his
    çiçekler çiğdemler boyu nefes
    gezegenler arası facebooklar


    yırtılan bir çarşafın
    solgun rengi zaman
    tepkiler tepinmeler
    ömürdeki sistemler

    ' maziye dönde bakıver '
    diyor ozan dilli şaheser..
    gözlerinin yeşil mavisi
    dolunaylı gecede akdeniz

    ey derinliğinde yüzdüğüm
    delişmen ruhum..
    hisleri aydınlatmanın gereği
    prometeye muhtaçlık değildir

    ey bir buseye değiştiğim ömür
    susamışlığı bir sen biliyordun
    bir de yaratan..
    kim zamana serdi yağmurla bir
    bitimsiz akışların asi ırmağında
    kim bağladı dilsiz elsiz gençliği

    ahh etmemi beklersin haa..
    nah alırsın üçün birini..!
    can yücel ustamız kavlince..
    biz acıya acı biber katar yeriz.
    efes//35...12 kasım 2016

  • serbest kürsü02.11.2016 - 23:54

    karanlıktı
    çok yoğun sis vardı
    yapış yapıştı herşey
    inliyordu dereler
    çıt dediğin geri geliyordu
    ilkelliğin yansımalarıyla..

    ani bir yıldız yağmuru başladı
    dereden tepeden
    namluların ucunda şimşekler çakıyordu
    cayır cayır ötüyordu en uzağı en yakında
    dost ıslıkları gibi yalıyordu bedenleri
    yakıyordu canları canım diyemeden

    şafak yıldızı habersizdi herşeyden
    yine doğdu içtenliği ve tazeliği ile
    zifiri karanlığı dağıtmıştı..
    şimdi korkuyu yenmeye başlamıştı
    iç direncimiz artıyordu..

    sanki dün gece yaşanmamıştı
    karanlıklar aydınlanmamıştı
    kukla parmakların marifetiyle
    yanmamıştı anaların yürekleri
    sönmemişti körpe can ocakları
    efes//35....2 kasım 2016

  • serbest kürsü20.10.2016 - 15:09

    Şafak yolculuğu
    gözlerim mor açmış çiçek
    doğaya hayran
    yusufcuğa selam
    derken sararıp solan can
    akşamdan kalma
    aşk sarhoşu
    geçiverdi birden
    düştü kurşun yemişçe
    çaresiz
    teslim olmuştu azraile
    insafına kalmıştı artık herşey
    zaman bilinmez andı
    gözler flu bakışlarla
    tarıyordu ya
    cennete yada cehenneme
    benzer bir şey yoktu ortada
    usulca bir ses
    sanki ürkütmemek derdiyle
    geçmiş olsun deyiverdi..
    anlamıştı
    azrail yoktu çevrede
    umutla açıldı gözler
    izleyişler
    diklenişler
    ve zaman çok hızlı
    yumuşacık bir ses ve el
    hoş geldin
    çağımıza ve aramıza
    sanki gezegen değişikliği
    ile geçmişe yada geleceğe
    gidilmişti..
    hemşirem o sade yalın duruşlu
    sevecen bakışlı
    okşayan ela gözlü
    şafak yolculuğu nasıl geçti..dedi.
    yeniden doğmuş
    sessiz bir sabi..işte ben
    efes//35....20 ekim 2016

  • serbest kürsü12.10.2016 - 12:14

    Çok şey ummuştu ya..
    Bu ruh..
    Misafir misali umduğunu değil
    Bulduğunu yaşadı..
    Bu içi kof dünyada.
    Cennet Adem için neydi
    Bir elma için gidene karşı.
    Ruh mutsuzsa.
    efes//35

  • serbest kürsü17.09.2016 - 23:36

    İspinoz un gözleri
    dolunay parlaklığı
    billur sis ıslaklığı
    ruh denizi hisleri

    kaynayıp yiten bir sevi
    alev alev yağışların sızısı
    ilkeli duruşların..
    yorgun savşçısı.

    onmaz illetin pençesinde
    çığlıksız direnişçi.
    devrimlerin savunucusu
    adam gibi adam can.

    seni dostların kadar
    düşmanların da tanır
    insana saygısızlıktır
    amansız düşmanın.

    şimdi sineye sardığımız acı
    ruhtan yüreğe düşen sızı
    yolundan yürüyeceğimiz can
    yerine şarkılar düzüp
    sanatlar yapıp
    hayat bulacak
    ülke ve vatan.
    efes//35... O nun ardından

  • serbest kürsü15.09.2016 - 01:28

    bir yıldız kaydı
    gözlerim ıslak kalbim sıkkın
    ruhum dargın
    yazgıya kahreden bir inat..

    bir yıldız kaydı
    maviliğin en tatlısı
    nilüferler açtığında
    hasret koydu
    ruhumu ruhuna
    yazgıya kahreden bir anla..
    efes//35... 15 eylül 2016