------Vicdansız Akıl, Frensiz Vasıtaya benzer... Vicdansız Akıl Beşeri hadsizliğe, çaresizliğe ve zalimliğe götürür. Akıl sız İnsan da vidan duyguları gelişemez. Vicdansız Akil'de Merhamet ve hatta medeniyet eylemleri asla bulunmaz...
BARIŞLA DAĞLARI AŞAR GİDERİZ . Adem Babamız'dır, Havva Anamız Kardeşçe Yaşamak, Bizim Davamız Mustafa Kemal'dır, Gönül Sevdamız Özgürlük Yolun da, Koşar Gideriz. . Kürdü, Türk'ü Lazı Hep bir Kardeşiz Kötü Günde Aynı Handa Yoldaşız Vatan Bizim Bütün Millet Yurttaşız Mutluluk İçinde, Yaşar Gideriz. . Toplum da kin-kibir nefret olmasın Yeşeren Umutlar, Kısır Kalmasın Bülbüller ötüşsün, Güller solmasın Beti Bereketle, Taşar Gideriz. . Toplumun Kalmasın, Derdi Çilesi Yoksulun Pazar da, dolsun Filesi Olmasın Esnafın, Kantar Hilesi Sulh ile Dağları, Aşar Gideriz. . Mürşid-e Danışta, Cahilden Alma Oku da Araştır, Hazırcı Olma Müspet Fen-bilimden geriye kalma Hakikat Yolun da, Koşar Gideriz. . Çakıroğlu Der ki, Aklım Başımda Haram lokma yoktur, ekmek aşımda Çaresiz Yaşarım, Ha-bu Yaşımda Gün Gelir Gözeri, Asar Gideriz... . -----OZAN ÇAKIROĞLU-----
-------BİZİM ALİ CABBAR------ -------Bu yaz boyu gençlerin telefonlarında bir Ali Cabbar Türküsü her yerde Cadde-sokakta, Bedestan Pazarda, ve her ortam da avaz-avaz kulakları çınlattı durdu. Dedim bir de ben dinleyeyim. Açtım dinledim. Lakin pek bir şey anlamadım. Notalarına baktım, Bağlamam denedim da pek güzel çıkmadı. Başımı kaldırınca baktım Bizim Hatun, bana bakıp kıs-kıs gülüyor. Dedim ne gülersin öyle gevrek-gevrek. Dedi hani sen başkalarının yazdığını söylemezdin. --------Oturup biraz düşündüm, ve birden aklıma bizim Köylü Ali Amcanın oğlu Kumarcı Cabbar geldi. Ben de Ali Amcanın Ali-siyle Cabbar'ı birleştirip ve Altı dörtlükten oluşan bir koşma yazdım. Ali Cabbar'ı tanıyanlara, Köyüme ve cümle okuyanlara hediyem olsun. Bakalım Ozan Çakıroğlu ne yazmış ve ne söylemiş... . -------BİZİM ALİ CABBAR----- Mahlukat Evrildi, Devran Karıştı Tanınmıyor Üvey-Öz Ali Cabbar, Tabiat Kükredi, Mevsim Değişti Hazana Dönüştü, Yaz Ali Cabbar. . Kurtlar Çoban oldu, Koyun Güdüyor Melanet Çağladı, Nefret Kaynıyor Cehalet Sefa da, Mürşit Yanıyor Nursuz da utanmaz, Yüz Ali Cabbar. . Bahçeler Kurudu, Çiçekler Soldu Yurduma Afgani-Süryani Doldu Yobazlar Kâmil'den, hesabı sordu Mizan da bozuldu, Göz Ali Cabbar. . Faylar Parçalandı, Toz-duman oldu Memleket Kavruldu, Ocaklar Söndü Virane Bağlara, Baykuşlar Kondu Bağrım da yanıyor, Köz Ali Cabbar. . Böylemi Yurdumun, Fıtrat-Kaderi Gariban Çekiyor, Derdi-Kederi Al Eline Kardaş, Kalem-Defteri Sözümü kenara Yaz Ali Cabbar. . Çakıroğlu Söyler, Okur Yazana Gariban-Yoksulu, Ezen-Ezene Zalime Övgüler, Dizen-Dizene Sen Arif'sin bunları çöz Ali Cabbar... . -------OZAN ÇAKIROĞLU-------
----------ÇAĞIN MANASIZ ATA SÖZÜ------- --------Zaman en doğru Yargıçtır: Sözü, Statik ve devinimsiz bireylere uygun bir deyim???? --------Bu gün gölgelasyonlu, badanasyonlu, simülasyonlu, halisinasyonlu ve imitasyolu Ehtibarsız gönüllere öğütlü bir AŞK Şiiri düşeceğim...VESSELAM. . HER GÜZELDEN YAR OLMAZ Ayva Çiçeğiyle, Yaz-Bahar Gelmez Arılar Neylesin, Bal Olmayınca, İrem Bahçesin, Gül-Diken Olmaz Bülbüller Neylesin, Gül Olmayınca. . Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni Tuba'yla Mest Etti, Havva Ademi Kerem'le Aslı'nın, Yandı Bedeni Gönülden çağlayan Sel olmayınca. . Bir Manası Yoktur, Batıl inancın Bereketi Olmaz, Haram kazancın Sevgisiz durulmaz Yürekte sancın Ağaç Meyve vermez, Dal olmayınca. . Fırtına Kumu'yla, Kurma Binayı Kâmil Meclisin de, Bekle Sırayı Sevgisiz çağlamaz, Aşkın sarayı Gönülden-Gönüle Yol Olmayınca. . Maşuk'lar-Aşığa Yürek Dağlatır Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır Hicran Biberi'yle, her gün ağlatır Hayır Hasenatlı, El Olmayınca. . Der Vezir Sahipsiz, Bağa Girilmez Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz Eril Şehvetiyle, Murat Alınmaz Gayri Hakikatlı, Kul Olmayınca... . ------OZAN ÇAKIROĞLU------ . Anlayana Sivri Sinek Sazdır Anlamayana benim Davul azdır....
---NEDİR BU KİN-KİBİR NEFRET--- Cennette Havva'ya, Tuzak Kuruldu Bir kaç Meyve için, Neden kovuldu Firavun Rahmet Suyun da boğuldu Amel nedir, Melek kimdir, Cin nedir. ---------------------------------------------- Hesapsız Asırlar, Sayısız Yıllar Gizlenmiş İçinde, Kervansız yollar Yakın da kıyamet kopacak derler Tufan nedir, Afat nedir, Sel nedir. --------------------------------------------- Hiç Eline almaz Cüz-ü Kuranı Hadis diye söyler, bunca yalanı Kul ne bilir, Cehennemlik olanı Alim kimdir, zülüm nedir, Fel nedir. -------------------------------------------- İsmail-e Koç Gökten, indi dediler Çıkıp Kürsülerden Fetva verdiler Dini ve Mezhebi, Kırk-a böldüler Takva nedir, fetva nedir zül nedir. ------------------------------------------- Çakıroğlu İnme Fazla Derine Dikkat Buyur Kalemine, Diline Gün Gelir Çekerler, Seni Serine Kumpas nedir, nefret nedir kin nedir. ----------------------------------------- -----OZAN ÇAKIROĞLU-----
-----------GEÇTİ YAZ BAHAR, GELDİ SONBAHAR---------- --------Kasım'ın son günleri oldukça soğuk ve yağmurlu geçti. Bu gün erkenden kalktım ve perdeyi açınca Havanın açtığını gördüm. Otağımızın Muhtarı Mutfakta ocağa Çay suyunu koymuş, kahvaltı hazırlıyordu. Ben de bir Sigara yaktım. daha ilk dumanın da, Muhtarımız hadi-hadi doğru balkona, git orda ziftlen dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. Sigara dumanından pencere perdeleri sararıyormuş, yok şu oluyormuş derken ben Balkona çıktım. Muhtarımız arkamdan kendi-kendine söylenmeye devam etmekteydi... --------Hava berrak, Gök yüzü mas-mavi, bahçede kuşlar cıvıldıyor. Bir Kedi de Garajın çatısına çıkmış miyavlıyor. Sanırsın Banu Alkan cıyaklıyor. Dedim ulan miyav-miyav sen aylarımı şaşırdın, daha Aralık ayındayız. Senin gününe daha üç ay var. Konuştuğumu anladı mı bilemem, cıyaklamayı kesti... -------Bir ay öncesinde evin bahçesin de Kumru, Sumru ve benzeri kuşlar cirit atardı. Şimdi Ala Karga ve tarla kuşları cıvıldıyor. Artık o, misafir göçmen kuşlar Mağribe doğru çoktan yol almışlardır diye düşündüm. İçimi bir hüzün kapladı, gözlerim doldu. Biz alışmıştık onların melodilerine. Bazen Balkon da onların melodilerini Bağlamam da icra etmeye uğraşırdım, benim yoldaş bana kıs-kıs gülerdi. Yüreğim kabardı, Nefesim daraldı, gözlerim yaşardı,, derinden bir nefes aldım ve bir sigara daha yaktım...Eh Ozan Çakıroğlu durur mu, aldım sazı elime içimden geleni hem çaldım, hem söyledim. Hanım da feryat ediyor, Herif-herif Kahvaltı buz oldu, Çay da soğudu.....Ve aşağıdaki Sonbahar Destanı hasıl oldu.... . --------SONBAHAR------- Yaz-Bahar ardından, mevsim evrildi Yapraklar Dalından, Uçtu savruldu Bülbüller Aşkından, Yandı-kavruldu Sonunda Kapıyı, Çaldı Sonbahar. --------------------------------------------- Savruldu harmanlar, bozuldu bağlar Beyaza Büründü Sahralar-Dağlar Köylüsü Üzülür, Yoksulu Ağlar Çiftçiden hesabı, sordu Sonbahar. ---------------------------------------------- Hazan Yeli vurdu, Kış boran oldu Bülbülün Gülleri, Dalında Soldu Deprem Zedeler, Saçını Yoldu Yurtsuzu derinden, vurdu Sonbahar. ---------------------------------------------- Mağribe Göçtüler, Gezgin Kuşları Sahrada Kalmadı, Ekmek-Aşları Garipler Neylesin, Soğuk Kışları Kimlerin yüzüne, güldü Sonbahar. ---------------------------------------------- Der Vezir Köyümüz Karlıdır şimdi Şavşat'ın Yolları, Zorludur Şimdi Arsiyan Dağları, Zırhlıdır Şimdi Bu yıl da ömürden, aldın Sonbahar... ------------------------------------------ --------OZAN ÇAKIROĞLU-------
-------Osmanlı da Yavuz Sultan Selim bütün Payitaht dönemin de Dini Siyasete alet etmiştir. Hem sonuçları çok ağır olmuştur, hem de İslamiyet yıpranmıştır. Cumhuriyet tarihin de ise 1955-den sonra Demokrat Partinin iyice güçlenmesi sonucunda Din istismar edilmiştir. Hatta Merhum Menderes Dini Mitinglerde bir eyleme dönüştürmüştür. Günümüz de ise Memleket genelinde Okullar, Camiler ve hatta Diyanet Siyasete alet edilmektedir. -------Bir önceki yazımda. Cumhuriyet tarihinde 1923-ile 1955 arası Din ve Mezhep ayrımları yapılmadan şekline uygun ve suhuletle uygulanmıştır demiştim. Ve doru- dur. Buda Laiklik ilkesiyle mümkün olmuştur. Günumüz de Dincilikten beslenen bazı Siyasiler Laiklik ilkesini hiç benimsemezler. Yaradan Ulusal Devletimizi bu zihniyetten korusun...VESSELAM.
-------Türkiye'de Din hiç aslına uygun yaşanmadı olur mu? İslam Dini, Barış yoludur. İçin de iyilik, güzellik, doğruluk, Hak-hukuk ve Adalet barındırır. Mustafa Kemal ATATÜRK Yurtta sulh-Cihan'da Sulh demek süretiyle İslamiyeti ön plana çıkarmıştır. Yurdumuz da en güzel ve usulüne uygun İslamiyet 1923 ile 1955 arası yaşanmış ve yaşatılmıştır....
-------Ben, bir Cumhuriyet Çocuğuyum. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir Vatandaşım------Ve bilgi dağarcığımı müspet Fen, Bilim ile doldurmayan çalışan, Atam Mustafa Kemal'in bir gönüllü neferiyim... . MENZİLE VARMANIN YOLUDUR BİLİM Demokrasi Yoksa Olmaz Hürriyet Bu yüzden kuruldu, Hür Cumhuriyet Vatanı Sarsın, Çağdaş Medeniyet Hakkın-Adaletin Adıdır Bilim. ---------------------------------------- İlim-İrfan Atatürk'ün Yoludur Tevhid-i Tedrisat, Halkın Varıdır Asil Türk Gençliği umut doludur Ufkun-Ferasetin Adıdır Bilim. ---------------------------------------- Milletçe Şahlanıp, Coşalım Diye Geçilmez Dağları, Aşalım Diye Uygarlık Yolunda, Koşalım Diye Vuslata Ermenin, Tadıdır Bilim. ---------------------------------------- Okullar Olsun ilim -irfan Yuvası Sübuta Ersin Din-Mezhep Davası Geçmedi Yobazın, Batıl Hevesi Bakıp da görmenin, Adıdır Bilim. ------------------------------------------ Müfredat Birliği, Fetrete Gelmez Kültürsüz Toplumun, yüzleri gülmez Huzur Çeşmesinin, Suları Akmaz Barış Ağacının, Dalıdır Bilim. ----------------------------------------- Der Vezir Kurulsun, ilim Bankası Hürriyet olsun her Türk'ün sevdası Mustafa Kemal'dir Halkın Atası Biz de Alfabenin, Adıdır Bilim... ------------------------------------------ ------OZAN ÇAKIROĞLU------ . Ben daha ne söyleyem de, ne diyem Anlayana sözüm , olsun hediyem...
------Vicdansız Akıl, Frensiz Vasıtaya benzer...
Vicdansız Akıl Beşeri hadsizliğe, çaresizliğe ve zalimliğe götürür.
Akıl sız İnsan da vidan duyguları gelişemez. Vicdansız Akil'de
Merhamet ve hatta medeniyet eylemleri asla bulunmaz...
Vicdansız Akıl, frensiz vasıtaya benzer.???
BARIŞLA DAĞLARI AŞAR GİDERİZ
.
Adem Babamız'dır, Havva Anamız
Kardeşçe Yaşamak, Bizim Davamız
Mustafa Kemal'dır, Gönül Sevdamız
Özgürlük Yolun da, Koşar Gideriz.
.
Kürdü, Türk'ü Lazı Hep bir Kardeşiz
Kötü Günde Aynı Handa Yoldaşız
Vatan Bizim Bütün Millet Yurttaşız
Mutluluk İçinde, Yaşar Gideriz.
.
Toplum da kin-kibir nefret olmasın
Yeşeren Umutlar, Kısır Kalmasın
Bülbüller ötüşsün, Güller solmasın
Beti Bereketle, Taşar Gideriz.
.
Toplumun Kalmasın, Derdi Çilesi
Yoksulun Pazar da, dolsun Filesi
Olmasın Esnafın, Kantar Hilesi
Sulh ile Dağları, Aşar Gideriz.
.
Mürşid-e Danışta, Cahilden Alma
Oku da Araştır, Hazırcı Olma
Müspet Fen-bilimden geriye kalma
Hakikat Yolun da, Koşar Gideriz.
.
Çakıroğlu Der ki, Aklım Başımda
Haram lokma yoktur, ekmek aşımda
Çaresiz Yaşarım, Ha-bu Yaşımda
Gün Gelir Gözeri, Asar Gideriz...
.
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
-------BİZİM ALİ CABBAR------
-------Bu yaz boyu gençlerin telefonlarında bir Ali Cabbar Türküsü her yerde
Cadde-sokakta, Bedestan Pazarda, ve her ortam da avaz-avaz kulakları
çınlattı durdu. Dedim bir de ben dinleyeyim. Açtım dinledim. Lakin pek bir şey
anlamadım. Notalarına baktım, Bağlamam denedim da pek güzel çıkmadı.
Başımı kaldırınca baktım Bizim Hatun, bana bakıp kıs-kıs gülüyor. Dedim ne
gülersin öyle gevrek-gevrek. Dedi hani sen başkalarının yazdığını söylemezdin.
--------Oturup biraz düşündüm, ve birden aklıma bizim Köylü Ali Amcanın oğlu
Kumarcı Cabbar geldi. Ben de Ali Amcanın Ali-siyle Cabbar'ı birleştirip ve Altı
dörtlükten oluşan bir koşma yazdım. Ali Cabbar'ı tanıyanlara, Köyüme ve cümle
okuyanlara hediyem olsun. Bakalım Ozan Çakıroğlu ne yazmış ve ne söylemiş...
.
-------BİZİM ALİ CABBAR-----
Mahlukat Evrildi, Devran Karıştı
Tanınmıyor Üvey-Öz Ali Cabbar,
Tabiat Kükredi, Mevsim Değişti
Hazana Dönüştü, Yaz Ali Cabbar.
.
Kurtlar Çoban oldu, Koyun Güdüyor
Melanet Çağladı, Nefret Kaynıyor
Cehalet Sefa da, Mürşit Yanıyor
Nursuz da utanmaz, Yüz Ali Cabbar.
.
Bahçeler Kurudu, Çiçekler Soldu
Yurduma Afgani-Süryani Doldu
Yobazlar Kâmil'den, hesabı sordu
Mizan da bozuldu, Göz Ali Cabbar.
.
Faylar Parçalandı, Toz-duman oldu
Memleket Kavruldu, Ocaklar Söndü
Virane Bağlara, Baykuşlar Kondu
Bağrım da yanıyor, Köz Ali Cabbar.
.
Böylemi Yurdumun, Fıtrat-Kaderi
Gariban Çekiyor, Derdi-Kederi
Al Eline Kardaş, Kalem-Defteri
Sözümü kenara Yaz Ali Cabbar.
.
Çakıroğlu Söyler, Okur Yazana
Gariban-Yoksulu, Ezen-Ezene
Zalime Övgüler, Dizen-Dizene
Sen Arif'sin bunları çöz Ali Cabbar...
.
-------OZAN ÇAKIROĞLU-------
----------ÇAĞIN MANASIZ ATA SÖZÜ-------
--------Zaman en doğru Yargıçtır: Sözü, Statik ve devinimsiz bireylere uygun bir deyim????
--------Bu gün gölgelasyonlu, badanasyonlu, simülasyonlu, halisinasyonlu ve imitasyolu
Ehtibarsız gönüllere öğütlü bir AŞK Şiiri düşeceğim...VESSELAM.
.
HER GÜZELDEN YAR OLMAZ
Ayva Çiçeğiyle, Yaz-Bahar Gelmez
Arılar Neylesin, Bal Olmayınca,
İrem Bahçesin, Gül-Diken Olmaz
Bülbüller Neylesin, Gül Olmayınca.
.
Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni
Tuba'yla Mest Etti, Havva Ademi
Kerem'le Aslı'nın, Yandı Bedeni
Gönülden çağlayan Sel olmayınca.
.
Bir Manası Yoktur, Batıl inancın
Bereketi Olmaz, Haram kazancın
Sevgisiz durulmaz Yürekte sancın
Ağaç Meyve vermez, Dal olmayınca.
.
Fırtına Kumu'yla, Kurma Binayı
Kâmil Meclisin de, Bekle Sırayı
Sevgisiz çağlamaz, Aşkın sarayı
Gönülden-Gönüle Yol Olmayınca.
.
Maşuk'lar-Aşığa Yürek Dağlatır
Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır
Hicran Biberi'yle, her gün ağlatır
Hayır Hasenatlı, El Olmayınca.
.
Der Vezir Sahipsiz, Bağa Girilmez
Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz
Eril Şehvetiyle, Murat Alınmaz
Gayri Hakikatlı, Kul Olmayınca...
.
------OZAN ÇAKIROĞLU------
.
Anlayana Sivri Sinek Sazdır
Anlamayana benim Davul azdır....
---NEDİR BU KİN-KİBİR NEFRET---
Cennette Havva'ya, Tuzak Kuruldu
Bir kaç Meyve için, Neden kovuldu
Firavun Rahmet Suyun da boğuldu
Amel nedir, Melek kimdir, Cin nedir.
----------------------------------------------
Hesapsız Asırlar, Sayısız Yıllar
Gizlenmiş İçinde, Kervansız yollar
Yakın da kıyamet kopacak derler
Tufan nedir, Afat nedir, Sel nedir.
---------------------------------------------
Hiç Eline almaz Cüz-ü Kuranı
Hadis diye söyler, bunca yalanı
Kul ne bilir, Cehennemlik olanı
Alim kimdir, zülüm nedir, Fel nedir.
--------------------------------------------
İsmail-e Koç Gökten, indi dediler
Çıkıp Kürsülerden Fetva verdiler
Dini ve Mezhebi, Kırk-a böldüler
Takva nedir, fetva nedir zül nedir.
-------------------------------------------
Çakıroğlu İnme Fazla Derine
Dikkat Buyur Kalemine, Diline
Gün Gelir Çekerler, Seni Serine
Kumpas nedir, nefret nedir kin nedir.
-----------------------------------------
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
-----------GEÇTİ YAZ BAHAR, GELDİ SONBAHAR----------
--------Kasım'ın son günleri oldukça soğuk ve yağmurlu geçti. Bu gün erkenden
kalktım ve perdeyi açınca Havanın açtığını gördüm. Otağımızın Muhtarı Mutfakta
ocağa Çay suyunu koymuş, kahvaltı hazırlıyordu. Ben de bir Sigara yaktım. daha
ilk dumanın da, Muhtarımız hadi-hadi doğru balkona, git orda ziftlen dedi. Neye
uğradığımı şaşırdım. Sigara dumanından pencere perdeleri sararıyormuş, yok
şu oluyormuş derken ben Balkona çıktım. Muhtarımız arkamdan kendi-kendine
söylenmeye devam etmekteydi...
--------Hava berrak, Gök yüzü mas-mavi, bahçede kuşlar cıvıldıyor. Bir Kedi de
Garajın çatısına çıkmış miyavlıyor. Sanırsın Banu Alkan cıyaklıyor. Dedim ulan
miyav-miyav sen aylarımı şaşırdın, daha Aralık ayındayız. Senin gününe daha
üç ay var. Konuştuğumu anladı mı bilemem, cıyaklamayı kesti...
-------Bir ay öncesinde evin bahçesin de Kumru, Sumru ve benzeri kuşlar cirit
atardı. Şimdi Ala Karga ve tarla kuşları cıvıldıyor. Artık o, misafir göçmen kuşlar
Mağribe doğru çoktan yol almışlardır diye düşündüm. İçimi bir hüzün kapladı,
gözlerim doldu. Biz alışmıştık onların melodilerine. Bazen Balkon da onların
melodilerini Bağlamam da icra etmeye uğraşırdım, benim yoldaş bana kıs-kıs
gülerdi. Yüreğim kabardı, Nefesim daraldı, gözlerim yaşardı,, derinden bir nefes
aldım ve bir sigara daha yaktım...Eh Ozan Çakıroğlu durur mu, aldım sazı elime
içimden geleni hem çaldım, hem söyledim. Hanım da feryat ediyor, Herif-herif
Kahvaltı buz oldu, Çay da soğudu.....Ve aşağıdaki Sonbahar Destanı hasıl oldu....
.
--------SONBAHAR-------
Yaz-Bahar ardından, mevsim evrildi
Yapraklar Dalından, Uçtu savruldu
Bülbüller Aşkından, Yandı-kavruldu
Sonunda Kapıyı, Çaldı Sonbahar.
---------------------------------------------
Savruldu harmanlar, bozuldu bağlar
Beyaza Büründü Sahralar-Dağlar
Köylüsü Üzülür, Yoksulu Ağlar
Çiftçiden hesabı, sordu Sonbahar.
----------------------------------------------
Hazan Yeli vurdu, Kış boran oldu
Bülbülün Gülleri, Dalında Soldu
Deprem Zedeler, Saçını Yoldu
Yurtsuzu derinden, vurdu Sonbahar.
----------------------------------------------
Mağribe Göçtüler, Gezgin Kuşları
Sahrada Kalmadı, Ekmek-Aşları
Garipler Neylesin, Soğuk Kışları
Kimlerin yüzüne, güldü Sonbahar.
----------------------------------------------
Der Vezir Köyümüz Karlıdır şimdi
Şavşat'ın Yolları, Zorludur Şimdi
Arsiyan Dağları, Zırhlıdır Şimdi
Bu yıl da ömürden, aldın Sonbahar...
------------------------------------------
--------OZAN ÇAKIROĞLU-------
-------Osmanlı da Yavuz Sultan Selim bütün Payitaht dönemin de Dini Siyasete
alet etmiştir. Hem sonuçları çok ağır olmuştur, hem de İslamiyet yıpranmıştır.
Cumhuriyet tarihin de ise 1955-den sonra Demokrat Partinin iyice güçlenmesi
sonucunda Din istismar edilmiştir. Hatta Merhum Menderes Dini Mitinglerde bir
eyleme dönüştürmüştür. Günümüz de ise Memleket genelinde Okullar, Camiler
ve hatta Diyanet Siyasete alet edilmektedir.
-------Bir önceki yazımda. Cumhuriyet tarihinde 1923-ile 1955 arası Din ve Mezhep
ayrımları yapılmadan şekline uygun ve suhuletle uygulanmıştır demiştim. Ve doru-
dur. Buda Laiklik ilkesiyle mümkün olmuştur. Günumüz de Dincilikten beslenen
bazı Siyasiler Laiklik ilkesini hiç benimsemezler. Yaradan Ulusal Devletimizi bu
zihniyetten korusun...VESSELAM.
-------Türkiye'de Din hiç aslına uygun yaşanmadı olur mu?
İslam Dini, Barış yoludur. İçin de iyilik, güzellik, doğruluk, Hak-hukuk ve Adalet
barındırır. Mustafa Kemal ATATÜRK Yurtta sulh-Cihan'da Sulh demek süretiyle
İslamiyeti ön plana çıkarmıştır. Yurdumuz da en güzel ve usulüne uygun İslamiyet
1923 ile 1955 arası yaşanmış ve yaşatılmıştır....
-------Ben, bir Cumhuriyet Çocuğuyum. Atatürk ilke ve inkılaplarına
bağlı bir Vatandaşım------Ve bilgi dağarcığımı müspet Fen, Bilim ile
doldurmayan çalışan, Atam Mustafa Kemal'in bir gönüllü neferiyim...
.
MENZİLE VARMANIN YOLUDUR BİLİM
Demokrasi Yoksa Olmaz Hürriyet
Bu yüzden kuruldu, Hür Cumhuriyet
Vatanı Sarsın, Çağdaş Medeniyet
Hakkın-Adaletin Adıdır Bilim.
----------------------------------------
İlim-İrfan Atatürk'ün Yoludur
Tevhid-i Tedrisat, Halkın Varıdır
Asil Türk Gençliği umut doludur
Ufkun-Ferasetin Adıdır Bilim.
----------------------------------------
Milletçe Şahlanıp, Coşalım Diye
Geçilmez Dağları, Aşalım Diye
Uygarlık Yolunda, Koşalım Diye
Vuslata Ermenin, Tadıdır Bilim.
----------------------------------------
Okullar Olsun ilim -irfan Yuvası
Sübuta Ersin Din-Mezhep Davası
Geçmedi Yobazın, Batıl Hevesi
Bakıp da görmenin, Adıdır Bilim.
------------------------------------------
Müfredat Birliği, Fetrete Gelmez
Kültürsüz Toplumun, yüzleri gülmez
Huzur Çeşmesinin, Suları Akmaz
Barış Ağacının, Dalıdır Bilim.
-----------------------------------------
Der Vezir Kurulsun, ilim Bankası
Hürriyet olsun her Türk'ün sevdası
Mustafa Kemal'dir Halkın Atası
Biz de Alfabenin, Adıdır Bilim...
------------------------------------------
------OZAN ÇAKIROĞLU------
.
Ben daha ne söyleyem de, ne diyem
Anlayana sözüm , olsun hediyem...