----Her seçimde olduğu gibi, Cumhuriyet kazanımları biraz daha aşınmaktadır. Okulda, Camide, Sokakta, Çarşı Pazarda her zaman ve her yerde Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatmak bir modaya dönüştü. ----Memlekette Sosyal Demokrat geçinen Aydınlar, Mürşid-i Arifler uyur gezer oldular. Yurdumuza Afgan-i, Süryan-i yerleşti ses yok. Seçmen sayıldı ses yok. Kızılay-Dolunay Depremde-Tufanda Çadır vs. sattılar ses yok. Tarikatlar Mehdi- cilik oynuyorlar yine ses yok. Şıhlar-Müritler Sübyan kızları kuma alırlar, bu lafta Sosyal Demokratlar da yine ses yok...Sessizlik politikasına devam...VESSELAM.
****ZÜLFİKÂR KARDAŞIM**** Hayatın Anlamı, Şahsına Özel Herkesin sevdiği kendine güzel Hazan yeli vurur, dökülür gazel Dikensiz Çiçeği, Dermeyi öğren...
-----KALB asla bir düşünme ve duygu üretme organı değildir. Kan dolaşımı dışında başka bir fonksiyonu yoktur. Kalp atışların hızlanması Beyinde ki duyarlı merkezlerin harekete geçmesidir. Aşk-heyecan ve korku gibi. -----Beyin algılar, düşünür ve eyleme dönüştürür. Bu bir bilimsel tespittir. Beyin haricinde her hangi bir organ düşünemez. duygu üretemez. Çünkü Basiret ve hülasa yalnız beyine aittir. -----Yıllar önce basın-yayın aracılığıyla Din tacirleri bu benzeri olgularla Toplumu Hilafet'e özendirmeye uğraştılar. Mesela bir dönem Televizyon Ekranlarında,**Göz taşı, Cin çarpması, Şeytan taşlaması, Peri büyülemesi yok Cennet hürisi saçmalıklarıyla Toplumun mihenk taşlarıyla oynadılar. Şimdide diplomalı cahiller coştu-çağlıyor. Sosyal medya da yok Kap gözü işaretleri, yok gülücük sembolleri, karşı bireyi küçümseme işaretleri çılgın bir modaya dönüştü. Yaradan sonumuzu hayır eylesin...Saygılarımla.
-----Son zamanlarda herkes Yürekten-Kalpten konuşur oldu. Yok Kalb-i düşünce, yok basiretli yürek. Yok düşünen Kalp. Bunu da en çok Diplomalı cahiller güncel- lemektedir. SÜBHANEKE Duasının anlamını bilmeyen Dinbazlar da Yüreği-kalbi analiz etmeye başladılar... -----KALBİN düşünebilme ve fikir üretebilme özelliği asla yoktur. Kalp kan dolaşımını sağlar. ve natriüretik peptid salgılama gibi işlevleri haricinde başka bir görevi yoktur. Bu yüzden Kalbin kapakları ve ya tam kendisini yapay olarak değiştirmek mümkündür. Kalp naklinden sonra Beyinde her hangi bir değişiklik asla olmaz. Yani bir cahile Ehil Kalbi naklederseniz o, cahil asla bir ehil olamaz. -----Son zamanlarda inanç tüccarları ve kuantumcu sahtekârlar, Kalbin duygulardan sorumlu ve bağımsız düşünebilen organ olduğu yalanını Toplum içerisinde fısıldayıp kişi ve kişileri müspet bilimden soğutmaya çalışıyorlar. Bu tür yalancı Fetbazların nutuklarına asla itibar etmemeliyiz....SAYGILARIMLA -----BİR YORGUN DEMOKRATIN--SOLGUN KALEMİNDEN-----
****ZÜLFİKÂR KARDAŞIM**** Hür Cumhuriyet'te Vücut Bulalım Yaa Muhammed deyip hakka varalım Dört Kitapta Haktır, Himmet alalım Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren...
*******MUHTEREM METAFİZİKÇİ KARDEŞİM****** . -----Metafizik Felsefeyle--Materyalist Felsefenin Anayasal konularda ve Toplumsal Kominal ve bireysel yaşam ortamların da oldukça fazla ortak bileşimler ve kavram- sal eylemler mevcuttur. ------Hak, Hukuk ve Adalet mizanın da Din, Mezhep ve Irk ayrımı yapılmadan eşit haklara sahip olunması ve Kamusal alanlar da kişilerin aynı haklara sahip olmaları. Vatandaşlık haklarının, kişilerin Dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın ve kayıtsız şartsız aynı Kanun hükmünde korunması. Ulusal Devlet Hiyerarşik sistemin bütün Memleket sathın da eşit bir şekilde bilumum hakların korunup-kollanmasında.Siyasi Ekonomik, Sosyal ve kültürel alanlarda Toplumsal Barış ve Huzurun tesisinde. Daha bir çok alanlar da bir bütünlük içinde her iki Felsefenin hem-hal olduğu kaçınılmaz ve inkâr edilemez bir gerçektir Onun içindir ki Dua ve Niyazın yeri ve önemi ayrıdır. Ulusal Devletler de Diplomasi faaliyetlerinin yeri ayrıdır. -----Devran-i Alemin Tarihsel Devinimine bir göz atarsanız, bütün bilinmeyen meçhul denklemleri her iki Felsefenin ortak kudretiyle çözersiniz. Devranın Tarihsel sürecine Metafizikçiler Fıtrat-ı Kader derler... Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler EVRİM Derler. Bütün ayrıntı bir taraf Uhrevi düşünce eylemini, Diğer taraf ise Bilimsel düşünce eylemini destekler....VESSELAM. --------------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN---------------
----Her seçimde olduğu gibi, Cumhuriyet kazanımları biraz daha aşınmaktadır.
Okulda, Camide, Sokakta, Çarşı Pazarda her zaman ve her yerde Mustafa
Kemal Atatürk'e dil uzatmak bir modaya dönüştü.
----Memlekette Sosyal Demokrat geçinen Aydınlar, Mürşid-i Arifler uyur gezer
oldular. Yurdumuza Afgan-i, Süryan-i yerleşti ses yok. Seçmen sayıldı ses yok.
Kızılay-Dolunay Depremde-Tufanda Çadır vs. sattılar ses yok. Tarikatlar Mehdi-
cilik oynuyorlar yine ses yok. Şıhlar-Müritler Sübyan kızları kuma alırlar, bu lafta
Sosyal Demokratlar da yine ses yok...Sessizlik politikasına devam...VESSELAM.
****ZÜLFİKÂR KARDAŞIM****
Hayatın Anlamı, Şahsına Özel
Herkesin sevdiği kendine güzel
Hazan yeli vurur, dökülür gazel
Dikensiz Çiçeği, Dermeyi öğren...
***EYY ZÜLFİKÂR KARDAŞIM***
Yalancı Takvanın, Peşinden Gitme
Şer Horozu Gibi, Zamansız Ötme
Nefret Çayırında, Sürünü Gütme
Hayır-Hasenatın, Vermeyi Öğren...
Nefsine Uyup ta, Kimseye Çatma
Kavim-Kardeşini, Hesaba Tutma
Sözlerim Doğrudur, yabana atma
Mürşid-i Kamil'e Sormayı Öğren...
-----KALB asla bir düşünme ve duygu üretme organı değildir. Kan dolaşımı
dışında başka bir fonksiyonu yoktur. Kalp atışların hızlanması Beyinde ki
duyarlı merkezlerin harekete geçmesidir. Aşk-heyecan ve korku gibi.
-----Beyin algılar, düşünür ve eyleme dönüştürür. Bu bir bilimsel tespittir.
Beyin haricinde her hangi bir organ düşünemez. duygu üretemez. Çünkü
Basiret ve hülasa yalnız beyine aittir.
-----Yıllar önce basın-yayın aracılığıyla Din tacirleri bu benzeri olgularla
Toplumu Hilafet'e özendirmeye uğraştılar. Mesela bir dönem Televizyon
Ekranlarında,**Göz taşı, Cin çarpması, Şeytan taşlaması, Peri büyülemesi
yok Cennet hürisi saçmalıklarıyla Toplumun mihenk taşlarıyla oynadılar.
Şimdide diplomalı cahiller coştu-çağlıyor. Sosyal medya da yok Kap gözü
işaretleri, yok gülücük sembolleri, karşı bireyi küçümseme işaretleri çılgın
bir modaya dönüştü. Yaradan sonumuzu hayır eylesin...Saygılarımla.
-----Son zamanlarda herkes Yürekten-Kalpten konuşur oldu. Yok Kalb-i düşünce,
yok basiretli yürek. Yok düşünen Kalp. Bunu da en çok Diplomalı cahiller güncel-
lemektedir. SÜBHANEKE Duasının anlamını bilmeyen Dinbazlar da Yüreği-kalbi
analiz etmeye başladılar...
-----KALBİN düşünebilme ve fikir üretebilme özelliği asla yoktur. Kalp kan dolaşımını
sağlar. ve natriüretik peptid salgılama gibi işlevleri haricinde başka bir görevi yoktur.
Bu yüzden Kalbin kapakları ve ya tam kendisini yapay olarak değiştirmek mümkündür.
Kalp naklinden sonra Beyinde her hangi bir değişiklik asla olmaz. Yani bir cahile Ehil
Kalbi naklederseniz o, cahil asla bir ehil olamaz.
-----Son zamanlarda inanç tüccarları ve kuantumcu sahtekârlar, Kalbin duygulardan
sorumlu ve bağımsız düşünebilen organ olduğu yalanını Toplum içerisinde fısıldayıp
kişi ve kişileri müspet bilimden soğutmaya çalışıyorlar. Bu tür yalancı Fetbazların
nutuklarına asla itibar etmemeliyiz....SAYGILARIMLA
-----BİR YORGUN DEMOKRATIN--SOLGUN KALEMİNDEN-----
****ZÜLFİKÂR KARDAŞIM****
Bozuldu Toplumun, Lisan-Lehçesi
Kurudu Akmıyor, Barış Çeşmesi
Dolara Yenildi, Türk'ün Akçesi
Gerçeği yakından, görmeyi öğren...
****ZÜLFİKÂR KARDAŞIM****
Hür Cumhuriyet'te Vücut Bulalım
Yaa Muhammed deyip hakka varalım
Dört Kitapta Haktır, Himmet alalım
Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren...
BUNCA MELANETE DEVRAN DEDİLER
.
Medeniyet Çöktü, Vurdu Karaya
Neslimiz Kul Oldu, Pula Paraya
Kıbleyi Çevirdi, Köşke Saraya
Falcıya Danıştım, Devran Dediler.
.
Tabiat Kükredi, Faylar Kırıldı
Şehirler Yıkıldı, Dağlar Yarıldı
Nehirler Çağladı-Coştu Duruldu
Depremde ölene Kurban dediler.
.
Takvalar Şaşırdı, Hakkın Yolunu
Tarikat Kervanı, Aştı Şavulu
Vatandaş Çalıyor Fetret Davulu
Çiftçiye Köylüye, Yaylan Dediler.
.
Demokrasi Kalktı, Yıkıldı Bentler
Üsküdar-ı Aştı Küheylan Atlar
Metropol Şehirde Uluyor Kurtlar
İnsana Benzettim, Hayvan Dediler.
.
Sırtında Cübbesi, Başında Fesi
Üfrükle Beslenir, Önünde Tası
Hakka-Hakikata, Doğuştan Asi
İblise Benzettim, İnsan Dediler.
.
Çakıroğlu Yazdı, Dokundu Saza
Vergiler Konuldu, Bahara-Yaza
Cehalet Mürşid-i Getirdi Dize
Doğru konuşana, Zindan dediler...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
*******MUHTEREM METAFİZİKÇİ KARDEŞİM******
.
-----Metafizik Felsefeyle--Materyalist Felsefenin Anayasal konularda ve Toplumsal
Kominal ve bireysel yaşam ortamların da oldukça fazla ortak bileşimler ve kavram-
sal eylemler mevcuttur.
------Hak, Hukuk ve Adalet mizanın da Din, Mezhep ve Irk ayrımı yapılmadan eşit
haklara sahip olunması ve Kamusal alanlar da kişilerin aynı haklara sahip olmaları.
Vatandaşlık haklarının, kişilerin Dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın ve kayıtsız
şartsız aynı Kanun hükmünde korunması. Ulusal Devlet Hiyerarşik sistemin bütün
Memleket sathın da eşit bir şekilde bilumum hakların korunup-kollanmasında.Siyasi
Ekonomik, Sosyal ve kültürel alanlarda Toplumsal Barış ve Huzurun tesisinde. Daha
bir çok alanlar da bir bütünlük içinde her iki Felsefenin hem-hal olduğu kaçınılmaz
ve inkâr edilemez bir gerçektir Onun içindir ki Dua ve Niyazın yeri ve önemi ayrıdır.
Ulusal Devletler de Diplomasi faaliyetlerinin yeri ayrıdır.
-----Devran-i Alemin Tarihsel Devinimine bir göz atarsanız, bütün bilinmeyen meçhul
denklemleri her iki Felsefenin ortak kudretiyle çözersiniz. Devranın Tarihsel sürecine
Metafizikçiler Fıtrat-ı Kader derler... Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler
EVRİM Derler. Bütün ayrıntı bir taraf Uhrevi düşünce eylemini, Diğer taraf ise Bilimsel
düşünce eylemini destekler....VESSELAM.
--------------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN---------------