Aşık Veysel'in her bestesinde ayrı bir derinlik, ayrı bir mana vardır. Bütün Şiirlerinde yalın ve anlaşılır bir dil kullanmış. Son 100 yılın en iyi ve oldukça donanımlı Halk Ozanlarından biriydi. Yattığı yer hurişan olsun... Güler Duman da güzel yorumlamış. Bahtı açık, ömrü uzun olsun....
AŞK, Depresif ve tedavisi olmayan bir hastalık türüdür? AŞIK olanlar da üzüntü, uykusuzluk, umutsuzluk, bitkinlik ve karamsarlık eylemleri hiç eksik olmaz... -------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** RUBAİYAT ***** Ülküm bağımsız bir ulusal devlet İsterim toplum da olmasın zillet Ağaya-paşaya eylemem minnet Bağnazın üstünü çizer giderim, Aymazı-yobazı üzer giderim... ------OZAN ÇAKIROĞLU------
*** DİJİTAL DEVRAN *** --1980 öncesi Anadolu Köylerinin % 90 ın da elektrik yoktu. Dolayısıyla köylü yurttaşlar bir çok medeniyetten yoksun yaşıyorlardı. Bizim köyümüze elektrik 1984 sonbaharı geldi. 1984 öncesi köylerde yaşayan Yurttaşların % 70 i televizyon nedir bilmezlerdi... --Ancak 1984 öncesi köylerde yaşayan bilumum vatandaş Cumhuriyete gönülden bağlıydı. Yasalara kayıtsız-şartsız itaat ederlerdi. Devlet ve Milletine asla ihanet etmezlerdi. Köylerimizde karşılıklı yardımlaşma vardı. Komşu-komşunun bütün haklarına saygı duyardı. İyi ve kötü günlerinde birbirlerine yardımcı olurlardı. Köyün ortak sorunlarını imeci usülüyle hallederlerdi. Köyümüzde örfü gelenekler bizim anayasamızdı. Yaşlı insanlara saygı-hürmet ve yardım bir kanun gibi zorunluydu. Köylü vatandaşların tamamına yakını allem-kullem, denk dubara nedir bilmezlerdi. Alevere-dalavere ve hiç bir cambazlık yapmazlardı. Bütün Yurttaşlık görevlerini eksiksiz-kusursuz yerine getirirlerdi... --Ne zaman ki, dijital sistemle müşşeref oldular. Televizyonlarda kelli-felli programlar izlediler, Film ve reklam kuşağına maruz kaldılar, Siyasilerin palavra ve martavallarını yakinen görüp ve izlediler, politik oyunlarına bire-bir şahit oldular, haa işte o zaman dijital evrimleşme başladı. Bu evrimleşme 5.vites son sürat dört nal gidiyor, önüne Ağrı dağını da koysanız durduramazsınız... VESSELAM
Aşık Veysel'in her bestesinde ayrı bir derinlik, ayrı bir mana vardır. Bütün
Şiirlerinde yalın ve anlaşılır bir dil kullanmış. Son 100 yılın en iyi ve oldukça
donanımlı Halk Ozanlarından biriydi. Yattığı yer hurişan olsun...
Güler Duman da güzel yorumlamış. Bahtı açık, ömrü uzun olsun....
**Sesini gereğinden fazla yükselten donjuan kılıklı
zırtapozlar, vicdanlarının sesini asla duyamazlar...
----------OZAN ÇAKIROĞLU----------
AŞK, tüm psikiyatrik hastalıklara ait kriterleri bünyesinde
barındıran coşkunluk halidir...
--------OZAN ÇAKIROĞLU---------
AŞK, Depresif ve tedavisi olmayan bir hastalık türüdür?
AŞIK olanlar da üzüntü, uykusuzluk, umutsuzluk, bitkinlik
ve karamsarlık eylemleri hiç eksik olmaz...
-------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** RUBAİYAT *****
Ülküm bağımsız bir ulusal devlet
İsterim toplum da olmasın zillet
Ağaya-paşaya eylemem minnet
Bağnazın üstünü çizer giderim,
Aymazı-yobazı üzer giderim...
------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** RUBAİYAT *****
Memleketim Şavşat, Yoncalı köyüm
Pehlivan oğludur Atadan soyum
Yaş altmışı geçti kalmadı hay-ım
Beyitler nakış eden yazarım ben,
Padişahı olmayan Vezirim ben...
-------OZAN ÇAKIROĞLU-------
*** TÜRKÂN SAYLAN ***
İlmi bir deryaydı, irfan -i umman
Hürriyet feneri yakar giderdi
Ulusal halkına irşad-i summan
Her kese sevgiyle bakar giderdi.
.
Özgürlük uğruna ömrünü verdi
Nice engellere göğsünü gerdi
Öksüze eğildi, bağnazı yerdi
Gönülden-gönül-e akar giderdi.
.
Hür medeniyetin sağlam direği
Vatan sevgisiyle çarptı yüreği
Bir kalem defterdi külüng-küreği
Karanlığa işık çakar giderdi.
.
Çok sancılar gördü ardı-ardına
Bütün acıları gömdü bağrına
Yine de umutla baktı yarına
Barış bahçesini eker giderdi.
.
Bilim yuvasında koştu yoruldu
Zemzem suyu gibi aktı duruldu
Ecel kuşu geldi, adres soruldu
Derdini Mevlaya döker giderdi...
------OZAN ÇAKIROĞLU--------
.
Yüce Yaradan Saylan Hocamıza Rahmet eylesin,
Mekânı Cennet, Ruhu şad olsun...
AŞK Tedavisi olmayan ruhsal bir hastalıktır.
Toplumsal erozyona neden olur...
Ya-hu kardaşım bu nasıl bir görüntü? Vallahi midem bulandı...
*** DİJİTAL DEVRAN ***
--1980 öncesi Anadolu Köylerinin % 90 ın da elektrik yoktu. Dolayısıyla köylü yurttaşlar bir çok medeniyetten yoksun yaşıyorlardı. Bizim köyümüze elektrik 1984 sonbaharı geldi. 1984 öncesi köylerde yaşayan Yurttaşların % 70 i televizyon nedir bilmezlerdi...
--Ancak 1984 öncesi köylerde yaşayan bilumum vatandaş Cumhuriyete gönülden bağlıydı. Yasalara kayıtsız-şartsız itaat ederlerdi. Devlet ve Milletine asla ihanet etmezlerdi. Köylerimizde karşılıklı yardımlaşma vardı. Komşu-komşunun bütün haklarına saygı duyardı. İyi ve kötü günlerinde birbirlerine yardımcı olurlardı. Köyün ortak sorunlarını imeci usülüyle hallederlerdi. Köyümüzde örfü gelenekler bizim anayasamızdı. Yaşlı insanlara saygı-hürmet ve yardım bir kanun gibi zorunluydu. Köylü vatandaşların tamamına yakını allem-kullem, denk dubara nedir bilmezlerdi. Alevere-dalavere ve hiç bir cambazlık yapmazlardı. Bütün Yurttaşlık görevlerini eksiksiz-kusursuz yerine getirirlerdi...
--Ne zaman ki, dijital sistemle müşşeref oldular. Televizyonlarda kelli-felli programlar izlediler, Film ve reklam kuşağına maruz kaldılar, Siyasilerin palavra ve martavallarını yakinen görüp ve izlediler, politik oyunlarına bire-bir şahit oldular, haa işte o zaman dijital evrimleşme başladı. Bu evrimleşme 5.vites son sürat dört nal gidiyor, önüne Ağrı dağını da koysanız durduramazsınız... VESSELAM