Devlet nizamında totaliter rejimin hakim olduğu ve baskıcı, tek taraflı adaletin hüküm sürdüğü ve düzen diye nitelendirilip halkın gerçek bir kaosun içinde yaşatılması sonucunda o topluluğun isyan çıkarması düzeni bozmak değil, bilakis düzen oluşturmak için gerekli olan ilk adımdır. Birlik olabilmek ve adaletsizliğe karşı mücadele etmek ile ancak düzenli bir “toplum”oluşturmak mümkündür. “Emeklenmeden yürünmez” kendi ayakları üzerinde yürümenin verdiği haz insanda olumlu yönde etkili olur. İçselleşmesi bu minvalde kendiliğinden oluşur.
Kaotik bir ortam her zaman kötü sonuçlar doğurmaz. Bir ülke; “birkaç iyi kaotik güç tarafından” sözde yönetiliyorken, o ülkede halk bunun farkına varıp kökten bir düzen kurmak istiyorsa bu ortamı yaratması isabetli olur. “Savaşmadan barış olmaz” şimdi gücüm yetse, suriye hazır karışmışken kurulacak yeni yönetimin cumhuriyetle demokratik bir düzen olması için tüm kulaklara bağırırdım.
#cumhuriyeteherülkelayıktır
Çünkü; “gerçek cumhuriyet” ile yönetim şekli, tüm dünya için barış demektir.
Gökkubbede, sessiz bir tebessümle, Bulutlar valste adeta, İnceden bir hüzün sezdim rüzgârda Toprak kokusu işliyor ruhumu derinden, yağmurdan tazelenmiş ben gibi, Sonbahar son sözünü fısıldıyor kışa Selam verilmiş çoktan minik deniz yıldızına.
Çok değil birkaç yıl önceydi, ilk defa yazmaya başlamıştım burada, sözler, şiir, hikaye kitaplarından alıntılar. Tabii bu arada hiç unutmayacağım anılar da oluştu. Bir gün oldukça yaşını başını almış yıllardır da şiirler yazan adları şair bana göre asla yazar olamayacak kadar sığ düşünceli insanlar. Her neyse gelelim bana ettiği söze. Deli gibi kendi kendine konuşuyor… gerisi de var tabii, yazmıyorum. Çok şaşırmıştım o zaman, düşünüyorum bura bir sayfa ve ben yazıyorum, ee kimle konuşmam gerekiyor? Ya da kitaplar sayfalara yazılırken birileriyle mi konuşmak gerekiyor? Şiirleri yazarken münazara mı etmek gerekiyordu? Aslında bu örneği vermemin sebebi bu düşüncenin altında yatan anafikri. “Bize ne derler?” Bu düşünceden dolayı, nice bilgi sahibi insanlar bilgilerini paylaşamadan toprak olup gittiler. Sosyal ortamlarda konuşamadılar, yazamadılar, kitaplar yazamadılar, şiirler yazamadılar. Bana dediler ki? “Ne işin var sosyal medyada? Bunun cevabını da burada vermeyeceğim. Sadece şunu söylemek istiyorum;”çok işim var!” Son yıllarda gözlemliyorum yüzümü güldüren çok güzel ilerlemeler var ve devam edecek. Önceki yıllarda sadece geçmişte yaşayan ün yapmış kişilerin yazıları, sözleri paylaşılırken bugün bakıyorum kendi özlerini, akıllarını çekinmeden yazabilen insanlar var. Hepsi de mantıklı ve kayda değer demiyorum. Fakat düşünmeye ve akıl yürütmeye çalışmak insan için çok önemli bir gelişmedir. Ve bu yolun bağlandığı mükemmel bahçe hayattaki yaşam koşullarının adaletlin sağlanmasıdır. Düşünen insanları yönetmek zordur. Bu yüzden de tüm birimler adalet ile yönetilmeye mecbur olur.
“Kendiniz için kimseyi taklit etmeyin, çünkü her kişilik kendine özeldir” Aslı Birer
İnsanca yaşamayı çağrıştırıyor bana. Beş yıllık dönemsel yönetimlere gelen bir takım yöneticilerin yaptığı yanlış politikaları öne sürüp yıpratmaya çalışılan ama en çok da kadınları koruyan bu ilkenin tüm dünya için mavi aydınlık olduğunu düşünüyorum.
Devlet nizamında totaliter rejimin hakim olduğu ve baskıcı, tek taraflı adaletin hüküm sürdüğü ve düzen diye nitelendirilip halkın gerçek bir kaosun içinde yaşatılması sonucunda o topluluğun isyan çıkarması düzeni bozmak değil, bilakis düzen oluşturmak için gerekli olan ilk adımdır. Birlik olabilmek ve adaletsizliğe karşı mücadele etmek ile ancak düzenli bir “toplum”oluşturmak mümkündür. “Emeklenmeden yürünmez” kendi ayakları üzerinde yürümenin verdiği haz insanda olumlu yönde etkili olur. İçselleşmesi bu minvalde kendiliğinden oluşur.
Aslı Birer
Kaotik bir ortam her zaman kötü sonuçlar doğurmaz.
Bir ülke; “birkaç iyi kaotik güç tarafından” sözde yönetiliyorken, o ülkede halk bunun farkına varıp kökten bir düzen kurmak istiyorsa bu ortamı yaratması isabetli olur. “Savaşmadan barış olmaz” şimdi gücüm yetse, suriye hazır karışmışken kurulacak yeni yönetimin cumhuriyetle demokratik bir düzen olması için tüm kulaklara bağırırdım.
#cumhuriyeteherülkelayıktır
Çünkü; “gerçek cumhuriyet” ile yönetim şekli, tüm dünya için barış demektir.
Aslı Birer
Denizler suyunu çekse, gökyüzü küsse, dağlar boşlukta uçsaydı?
Hayaller ölseydi mesela..?
İnsan da bir dünyadır dedik ya işte hayaller ölünce insanın da dağları, denizleri, gökyüzü ölür.
Aslı Birer
Usulca çıktım gönül evimden, kanatları saklı, rahvan binekli, sağlamca tutundu yola, ağır bilekli, varsın güç olmasın deryanın hazzı, razıyım geç olsun göçüm.
Aslı Birer
Gökkubbede, sessiz bir tebessümle,
Bulutlar valste adeta,
İnceden bir hüzün sezdim rüzgârda
Toprak kokusu işliyor ruhumu derinden, yağmurdan tazelenmiş ben gibi,
Sonbahar son sözünü fısıldıyor kışa
Selam verilmiş çoktan minik deniz yıldızına.
Aslı Birer
SÖYLESEM, YAZSSAM ALAY EDERLER Mİ? GÜLERLER Mİ BANA?
Çok değil birkaç yıl önceydi, ilk defa yazmaya başlamıştım burada, sözler, şiir, hikaye kitaplarından alıntılar. Tabii bu arada hiç unutmayacağım anılar da oluştu. Bir gün oldukça yaşını başını almış yıllardır da şiirler yazan adları şair bana göre asla yazar olamayacak kadar sığ düşünceli insanlar. Her neyse gelelim bana ettiği söze. Deli gibi kendi kendine konuşuyor… gerisi de var tabii, yazmıyorum. Çok şaşırmıştım o zaman, düşünüyorum bura bir sayfa ve ben yazıyorum, ee kimle konuşmam gerekiyor? Ya da kitaplar sayfalara yazılırken birileriyle mi konuşmak gerekiyor? Şiirleri yazarken münazara mı etmek gerekiyordu?
Aslında bu örneği vermemin sebebi bu düşüncenin altında yatan anafikri. “Bize ne derler?”
Bu düşünceden dolayı, nice bilgi sahibi insanlar bilgilerini paylaşamadan toprak olup gittiler.
Sosyal ortamlarda konuşamadılar, yazamadılar, kitaplar yazamadılar, şiirler yazamadılar. Bana dediler ki? “Ne işin var sosyal medyada?
Bunun cevabını da burada vermeyeceğim. Sadece şunu söylemek istiyorum;”çok işim var!” Son yıllarda gözlemliyorum yüzümü güldüren çok güzel ilerlemeler var ve devam edecek. Önceki yıllarda sadece geçmişte yaşayan ün yapmış kişilerin yazıları, sözleri paylaşılırken bugün bakıyorum kendi özlerini, akıllarını çekinmeden yazabilen insanlar var. Hepsi de mantıklı ve kayda değer demiyorum. Fakat düşünmeye ve akıl yürütmeye çalışmak insan için çok önemli bir gelişmedir. Ve bu yolun bağlandığı mükemmel bahçe hayattaki yaşam koşullarının adaletlin sağlanmasıdır. Düşünen insanları yönetmek zordur. Bu yüzden de tüm birimler adalet ile yönetilmeye mecbur olur.
“Kendiniz için kimseyi taklit etmeyin, çünkü her kişilik kendine özeldir”
Aslı Birer
Küstüm çiçeklerini kimsecikler göremezmiş, çünkü onlar sadece yürek topraklarında açarmış.
Aslı Birer
?si=Hp8bd0LljPzIzxpg
İnsanca yaşamayı çağrıştırıyor bana. Beş yıllık dönemsel yönetimlere gelen bir takım yöneticilerin yaptığı yanlış politikaları öne sürüp yıpratmaya çalışılan ama en çok da kadınları koruyan bu ilkenin tüm dünya için mavi aydınlık olduğunu düşünüyorum.
Taşmalı bir akşam üstü süslü sürahinden, karışmalı, hemen yanıbaşında akan suya… vefalıdır, bulur bir deniz götürür seni.
Aslı Birer
Cumhuriyet dişidir, dedim, daha ne olsun..?
Her daim yenilenir, çünkü doğasında var.