Hata insanlar içindi, o hatayı telafi etmek de yine insana aitti. Ayşe'nin babası da hatasını telafi etmeye çalışıyordu. Tabii karşı tarafın da affetmek ya da affetmemek gibi bir hakkı vardı... Birinci dereceden akrabalarınız da olsa kişilere yapılan her iyiliğin ve kötülüğün karşınızdakinde nasıl içselleştiğine siz karar veremezsiniz. Ayşe de kendisine ait olan bu hakkı kullanıyordu.
Köyünde babasının da yardımıyla inşa edilen okul neredeyse bitmek üzereydi. Ayşe geçirmiş olduğu bu kötü süreçte minik kedisi Mestan ona bu zorlu yolculuğunda yarenlik ediyordu. Artık okula başlamış hayata yeniden tutunmayı başarmıştı genç kız. Oldukça zorlu bir eğitim süreciydi, İlk yıllardaki almış olduğu teorik derslerde çok başarılı bir öğrenci olmayı da başarmıştı Ayşe... bu zorlu yolculuğu başarmış sayılırdı ve artık o intörn bir doktor olmuştu.
"Başarı gayrete tabiidir"
ve Ayşe hayallerinden asla vazgeçmedi onu istikrarlı oluşu ve hayata karşı dik duruşuyla kendinden başka kimseden beklentisiz olması başarıya uzanan yolculuğunda en büyük desteği olmuştu. Ama içinde bir yerlerde aşılması gereken hüzün duvarları olduğunu ve hayatı boyunca köklerine bir damla su bekleyen bir çocuk yaşayacaktı derinlerinde.
Özlem ve Hasret vardı baktığı yerlerde bir çocuğun büyürken tek ihtiyacı olan sevgiydi bulamadığı. Gözlerinden iki .inci tanesi düşüverdi avuçlarına o güzel gözlerini sildi ve...
"Beni bekleyen çok iş var" hadi kızım hadi aylaklığı bırak şimdi diyerek hayatını insanlara adadığı görevinin başına döndü.
Birgün gece nöbetinde köyü geldi aklına tüm cesaretini toplayıp...
"gideceğim! Bunu başaracağım gelip sizinle yüzleşeceğim! çocukluğumu sizden almak için geri geleceğim...
Siz hiç karşılık beklemeden bir şeyler yaparsınız ve hiçbir şey beklemeden çünkü o şeyi yapmak o insanın ihtiyacı olduğu için ve bunu gördüğünüz ve kayıtsız kalamadığınız içindir. Zaman geçer sizin yüreğinizle yaptığınız şeyi size metalaştırarak geri ödendiğini görüp üzülürsünüz. Aslında karşılığında yürekten bir gülümseme ya da küçücük düşünülmüş bir geri dönüştür sizin beklediğiniz karşılık. O an anlarsınız ki; yaptığınız kadar varsınız onların dünyalarında… Aslı Birer
Ters olan da ters anlayan da sizsiniz bence. YazMayın da okumayın da çok memnun olurum. Ama önce bir aynayla barışın olur mu? Başkaları hakkında ahkam kesmeyin lütfen.
“Siz tahsilli, kültürlü ve sosyal demokrat bir şahsiyet olarak Cemal Safi'ye methiler dizeceksiniz, ben de aptal-aptal izleyeceğim. Olmaz ve olamaz. Haa şunu anlarım Cemal Safi'nin bir yada birden fazla şiirinden övgü ile bahsedebilirsiniz. Ancak onu yeni neslimize bir deha gibi lansa etmeniz kabul edilir bir tavır değildir,“
Cemal Safiyi sizin gözünden görmek zorundamıyım ben.?
Bu nasıl bir üslup siz kötü görüyorsunuz diye ben de öyle görmek zorunda mıyım?
Ve hiç de sizin lanse ettiğiniz gibi bir şair değil! O muhteşem bir şair bana göre ve doğru olduğunu bildiğim şeyleri yazdım.
Üstat demiş bir vakit…
Şimdi bir kıyı olsam Ege’de, yılların yorgunluğuna vursa serinliği, sonra silip süpürse deniz, ne var ne yoksa.
Aslı Birer
KARDELEN
Hata insanlar içindi, o hatayı telafi etmek de yine insana aitti.
Ayşe'nin babası da hatasını telafi etmeye çalışıyordu. Tabii karşı tarafın da affetmek ya da affetmemek gibi bir hakkı vardı...
Birinci dereceden akrabalarınız da olsa kişilere yapılan her iyiliğin ve kötülüğün karşınızdakinde nasıl içselleştiğine siz karar veremezsiniz.
Ayşe de kendisine ait olan bu hakkı kullanıyordu.
Köyünde babasının da yardımıyla inşa edilen okul neredeyse bitmek üzereydi. Ayşe geçirmiş olduğu bu kötü süreçte minik kedisi Mestan ona bu zorlu yolculuğunda yarenlik ediyordu.
Artık okula başlamış hayata yeniden tutunmayı başarmıştı genç kız. Oldukça zorlu bir eğitim süreciydi, İlk yıllardaki almış olduğu teorik derslerde çok başarılı bir öğrenci olmayı da başarmıştı Ayşe...
bu zorlu yolculuğu başarmış sayılırdı ve artık o intörn bir doktor olmuştu.
"Başarı gayrete tabiidir"
ve Ayşe hayallerinden asla vazgeçmedi onu istikrarlı oluşu ve hayata karşı dik duruşuyla kendinden başka kimseden beklentisiz olması başarıya uzanan yolculuğunda en büyük desteği olmuştu. Ama içinde bir yerlerde aşılması gereken hüzün duvarları olduğunu ve hayatı boyunca köklerine bir damla su bekleyen bir çocuk yaşayacaktı derinlerinde.
Özlem ve Hasret vardı baktığı yerlerde bir çocuğun büyürken tek ihtiyacı olan sevgiydi bulamadığı. Gözlerinden iki .inci tanesi düşüverdi avuçlarına o güzel gözlerini sildi ve...
"Beni bekleyen çok iş var" hadi kızım hadi aylaklığı bırak şimdi diyerek hayatını insanlara adadığı görevinin başına döndü.
Birgün gece nöbetinde köyü geldi aklına tüm cesaretini toplayıp...
"gideceğim! Bunu başaracağım gelip sizinle yüzleşeceğim!
çocukluğumu sizden almak için geri geleceğim...
15. Sayfa
Oysa sadece samimiyette gizliydi sadakat… aradığı papatyadaki fal değil, arıdaki saflığın güzelliğiydi, her göze nasip olmayan.
Aslı Birer
Ben yüreğimle, onlar gözleriyle dokundular…
Aslı Birer
Siz hiç karşılık beklemeden bir şeyler yaparsınız ve hiçbir şey beklemeden çünkü o şeyi yapmak o insanın ihtiyacı olduğu için ve bunu gördüğünüz ve kayıtsız kalamadığınız içindir. Zaman geçer sizin yüreğinizle yaptığınız şeyi size metalaştırarak geri ödendiğini görüp üzülürsünüz. Aslında karşılığında yürekten bir gülümseme ya da küçücük düşünülmüş bir geri dönüştür sizin beklediğiniz karşılık. O an anlarsınız ki; yaptığınız kadar varsınız onların dünyalarında…
Aslı Birer
Garip bir sabah, sanki karmaşık ruhlu insanların aynası gibi.
Bir güneş gülümsüyor bir yağmur toprağa.
Aslı Birer
Ters olan da ters anlayan da sizsiniz bence. YazMayın da okumayın da çok memnun olurum. Ama önce bir aynayla barışın olur mu?
Başkaları hakkında ahkam kesmeyin lütfen.
“Siz tahsilli, kültürlü ve sosyal demokrat bir şahsiyet olarak Cemal
Safi'ye methiler dizeceksiniz, ben de aptal-aptal izleyeceğim. Olmaz ve
olamaz. Haa şunu anlarım Cemal Safi'nin bir yada birden fazla şiirinden
övgü ile bahsedebilirsiniz. Ancak onu yeni neslimize bir deha gibi lansa
etmeniz kabul edilir bir tavır değildir,“
Cemal Safiyi sizin gözünden görmek zorundamıyım ben.?
Bu nasıl bir üslup siz kötü görüyorsunuz diye ben de öyle görmek zorunda mıyım?
Ve hiç de sizin lanse ettiğiniz gibi bir şair değil! O muhteşem bir şair bana göre ve doğru olduğunu bildiğim şeyleri yazdım.
“Yazdıklarınıza müdahil oluyorum, ve olacağımda bu sizi neden rahatsız
ediyor.“
Neden müdahil oluyorsunuz niçin rahatsız ediyorsunuz efendim benim yazdıklarımdan?
Madem bana karşı bu kadar dolusunuz (Menfi olarak) neden sayfama
yazmayıp ta genele yazıyorsunuz. Bu size bir şey kazandırmaz ki????
Siz neden yazmayın dediğim halde kendi sayfanızdan cevap veriyorsunuz?
Size sizin yönteminizle cevap vermek istedim. Bakın hiç de hoş olmadı değil mi?