Sana dü?n bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Her akşam arardı Mirza'nın babası ekmek lazım mı diye fakat o akşam aramamıştı. Annesi Mirza'ya seslendi. Ekmek almak için yolcu ederken ne yaptın anne diye sordu Mirza annesi tavuk yaptım deyince ohh dedi. Karnı çok acıkmıştı. Yakındaki markette ekmek bitmiş parkın karşısındakine gitmesi gerekiyordu. Parktan geçerken arkadaşlarıyla şakalaştı sonra gelen arabayı fark edemeden yola attı kendini. Birden yere savruldu. O an ki çığlıkla bütün çevre başına toplanmış ambulansa haber vermişlerdi. Arkadaşları Mirza'nın annesine sesleniyordu Mirzaya araba çarptı diye Annesi parka nasıl geldiğini bilmiyordu. Çocuğunu yerde görünce yığıldı olduğu yere neyse ki nefes alıyor ve konuşuyordu. Babası yetişmişti ambulansa binip hastaneye geldiklerinde kafasında kocaman bir şişlik ve kan vardı.Korkudan tir tir titriyor göğsü inip kalktıkca nefes alması zorlaşıyordu. Annesine sordu -Anne bir daha top oynayabilecek miyim? Annesi ağlıyordu arabadan inememişti bile kaskatı kesilmişti sol kolunu hissetmiyordu. Tekrar sordu Mirza -Anne beni ameliyat ettirmeyin olur mu? -Olur mu dedi annesi iyisin bak şimdi evimize gideriz. Mirza anne babasına döndü yine sordu -Bana birşey olursa beni bırakmayın:( Annesinin artık dayanacak gücü takati kalmamıştı. Ne olacağını bilemiyor sonuç iyi çıksın diye dua ediyordu. Doktorlar mr çekmiş ama sistem olmadığı için ne zaman yükleneceği konusunda bir fikri yoktu.10 dakikada da çıkar 10 saat sürebilir deyince Babası başka hastaneye götürdü. Orada çekilen mr sonucunu beklerken Mirza'yı ilk muayene eden doktor aradı babasını -Çocuğunuz beyin kanaması geçiriyor diyordu Aklı almıyordu babasının hem kendini suçluyor hem de bu halde nasıl bırakılır bu çocuk diye hayıflanıyordu. O hastane de yeterli değildi Mirzayı tedavi etmek için .Ambulansla özel hastaneye getirildi. Kafasında çatlak var ve hava yapmıştı.Mirza hâlâ yoğun bakımda.
Oysa yazdığının altına adını yazmak, fikirlerine sahip çıkmak ve arkasında durmaktır. Yani cesarettir! Eğrisiyle doğrusuyla, “benim” diyebilmektir. Atakızı
Teşekkür ederim paylaşımların için Canı gönülden katılıyorum bu sözlerine. Selâm ve saygılarımla
"Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız."
Bezminde hazân olmayacak neş'e dilersen. Âlemle fenâ bulmayacak câna gönül ver.
Saygılarımla
Bu yol yalnızca senin,
Başkaları seninle yürüyebilir.
Fakat hiç kimse senin için yürüyemez.
Mevlana Celaleddin Rumi
Sana dü?n bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Yahya Kemal Beyatlı
Bana kendi ellerin ile çiçeklerle dolu bir dünya oluşturup sonra o dünyayı başıma yıkışını asla unutmayacağım..
Her akşam arardı Mirza'nın babası ekmek lazım mı diye fakat o akşam aramamıştı. Annesi Mirza'ya seslendi. Ekmek almak için yolcu ederken ne yaptın anne diye sordu Mirza annesi tavuk yaptım deyince ohh dedi. Karnı çok acıkmıştı.
Yakındaki markette ekmek bitmiş parkın karşısındakine gitmesi gerekiyordu. Parktan geçerken arkadaşlarıyla şakalaştı sonra gelen arabayı fark edemeden yola attı kendini. Birden yere savruldu. O an ki çığlıkla bütün çevre başına toplanmış ambulansa haber vermişlerdi. Arkadaşları Mirza'nın annesine sesleniyordu Mirzaya araba çarptı diye Annesi parka nasıl geldiğini bilmiyordu.
Çocuğunu yerde görünce yığıldı olduğu yere neyse ki nefes alıyor ve konuşuyordu.
Babası yetişmişti ambulansa binip hastaneye geldiklerinde kafasında kocaman bir şişlik ve kan vardı.Korkudan tir tir titriyor göğsü inip kalktıkca nefes alması zorlaşıyordu.
Annesine sordu
-Anne bir daha top oynayabilecek miyim?
Annesi ağlıyordu arabadan inememişti bile kaskatı kesilmişti sol kolunu hissetmiyordu.
Tekrar sordu Mirza
-Anne beni ameliyat ettirmeyin olur mu?
-Olur mu dedi annesi iyisin bak şimdi evimize gideriz.
Mirza anne babasına döndü yine sordu
-Bana birşey olursa beni bırakmayın:(
Annesinin artık dayanacak gücü takati kalmamıştı.
Ne olacağını bilemiyor sonuç iyi çıksın diye dua ediyordu.
Doktorlar mr çekmiş ama sistem olmadığı için ne zaman yükleneceği konusunda bir fikri yoktu.10 dakikada da çıkar 10 saat sürebilir deyince Babası başka hastaneye götürdü. Orada çekilen mr sonucunu beklerken Mirza'yı ilk muayene eden doktor aradı babasını
-Çocuğunuz beyin kanaması geçiriyor diyordu
Aklı almıyordu babasının hem kendini suçluyor hem de bu halde nasıl bırakılır bu çocuk diye hayıflanıyordu.
O hastane de yeterli değildi Mirzayı tedavi etmek için .Ambulansla özel hastaneye getirildi.
Kafasında çatlak var ve hava yapmıştı.Mirza hâlâ yoğun bakımda.
Dua ile..
29.08.2024
Gerçek yaşanmıştır
Tüm içten dualara amin sevgili Huri.
Saygılarımla
Oysa yazdığının altına adını yazmak, fikirlerine sahip çıkmak ve arkasında durmaktır. Yani cesarettir! Eğrisiyle doğrusuyla, “benim” diyebilmektir.
Atakızı
Teşekkür ederim paylaşımların için
Canı gönülden katılıyorum bu sözlerine.
Selâm ve saygılarımla
"Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız."
Kemal Sayar
Sevgi; insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu olarak tanımlanır.
Eğer insanların hayatına müzik ve sevgi aşılarsan onları tedavi edebilirsin.
Bob Marley
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse
içimden
Her akşamüstü oyuncakçı
camekanından
çocuk ellerinin
izlerini
siler
Sunay Akın