Sus payı kalmadı çocukların İntifada taş yağmuru Kılıç tutan elin El olduğunu biliyorlar Göğüslerinde özgürlük haritası taşınan bir şarapnel Mezar taşlarına yazılmıştır kader Çocuk, silah ve zaman Kınında durmaz zulüm Anne bağrındaki taşlar susuzdur Emeklemek yok çocuk Her mevsim kan sofrası Kuş seslerinin uyuttuğu sabah Toprak, susan kalem Ağlayan nar çiçeği Ve beşik beşik ölüm Tırpan vurdular merhametine Adını Filistin koydular Çocuk, silah ve zaman Çocuklar Ölüyor akşam olmadan...
Söylediklerinin haklı payı vardır. Beden fanidir fakat ruh sonsuzdur. Beden çürür bazen kül olur denize karışır, bazen toprağa karışır. Ruh yolculuğuna devam eder. İnsanlar bir zamana ihtiyaç duydular. Her ne kadar birgün 24 saat olsa da güneşin ve ayın hareketlilikleri değiştikçe, gün nasıl kısalıp, uzuyorsa zaman kavramı da insan için hali hazırda bilinmez bir durum. Biz insanlar olarak bize ancak bildirildiği kadarını biliyoruz. Bilgi ise bizim çabamız ve yeteneğimiz doğrultusunda lütfediliyor. Başlangıçta "besmele" ile başlıyoruz sonra diyoruz " bu gidiş nereye" ve sonra kapanış "ondan geldik ve yine ona dönüyoruz...
Baktığım heryer Sen. İmkansız olan sevdam Sen. Rüyalarım hayallerim Sen. Tarifi olmayan duygularım Sen. Asla unutulmayan anılarım Sen. Ne zaman adını ansam dolan gözlerim Sen. Ecelimi beklerken yüreğimdeki sızım Sen. Muradım, dualarım, umutlarım hep Sen..
Eskiden medreselerin girişinde şu yazı vardı: Dünya dört direk üzerine kuruludur: 1) Fazilet sahibi insanların ilmi 2) Devlet erkanının adaleti 3) Sâlihlerin duası 4) Cesurların heybeti
Kalp bir gencinedir, cismim anın vîranesi Feyz bir bahr-i keramettir, sözüm dür dânesi, Nutk bir tuti-i hoş-gûdur, derunum lânesi, Eşk bir sahba-yı ateşdir gözüm peymânesi, Ye's bir mihmân-ı gamdır, hâtırım kâşânesi, Dağ bir murg-ı semenderdir, ten ateşhanesi, Aşk bir şem'i ilahidir, benim pervânesi, Şevk bir zencirdir, gönlüm anın divânesi.
Şeyh Galip
"Aşk bir ateştir gözüm peymanesi"derken şeyh Galip hazretleri gözlerden kalbe aks eden ve yine kalbinde gözlere tesir ettiğini vurgulayan bir dize yazmıştır. "Gönül yanmazsa göz yaşarmaz" denir.
Sus payı kalmadı çocukların
İntifada taş yağmuru
Kılıç tutan elin
El olduğunu biliyorlar
Göğüslerinde özgürlük haritası
taşınan bir şarapnel
Mezar taşlarına yazılmıştır kader
Çocuk, silah ve zaman
Kınında durmaz zulüm
Anne bağrındaki taşlar susuzdur
Emeklemek yok çocuk
Her mevsim kan sofrası
Kuş seslerinin uyuttuğu sabah
Toprak, susan kalem
Ağlayan nar çiçeği
Ve beşik beşik ölüm
Tırpan vurdular merhametine
Adını Filistin koydular
Çocuk, silah ve zaman
Çocuklar Ölüyor akşam olmadan...
Alıntı
Teşekkür ederim Suphi bey saygı bizden..
Zerreden kürreye, çiçekten böceğe, topraktan suya, buluttan rüzgara, ateşten havaya, karbondioksitten oksijene her şeyde müthiş bir mana, müthiş bir ahenk var.
Kainat bütünüyle devasa bir anlamlar manzumesidir...
Teşekkür ederim sevgili Atakızı.
Günaydın
Söylediklerinin haklı payı vardır. Beden fanidir fakat ruh sonsuzdur. Beden çürür bazen kül olur denize karışır, bazen toprağa karışır. Ruh yolculuğuna devam eder.
İnsanlar bir zamana ihtiyaç duydular. Her ne kadar birgün 24 saat olsa da güneşin ve ayın hareketlilikleri değiştikçe, gün nasıl kısalıp, uzuyorsa zaman kavramı da insan için hali hazırda bilinmez bir durum.
Biz insanlar olarak bize ancak bildirildiği kadarını biliyoruz. Bilgi ise bizim çabamız ve yeteneğimiz doğrultusunda lütfediliyor.
Başlangıçta "besmele" ile başlıyoruz sonra diyoruz " bu gidiş nereye" ve sonra kapanış "ondan geldik ve yine ona dönüyoruz...
Saygılarımla
İyi ki masmavi gökyüzü var gönlümün sığınağı..
Baktığım heryer Sen.
İmkansız olan sevdam Sen.
Rüyalarım hayallerim Sen.
Tarifi olmayan duygularım Sen.
Asla unutulmayan anılarım Sen.
Ne zaman adını ansam dolan gözlerim Sen.
Ecelimi beklerken yüreğimdeki sızım Sen.
Muradım, dualarım, umutlarım hep Sen..
Saygılarımla
Eskiden medreselerin girişinde şu yazı vardı:
Dünya dört direk üzerine kuruludur:
1) Fazilet sahibi insanların ilmi
2) Devlet erkanının adaleti
3) Sâlihlerin duası
4) Cesurların heybeti
Şu an kaçı kaldı?
Günaydın hayırlı sabahlar sevgili Atakızı
Yüreklerde kök bağlayıp yaşayan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Ezelden ebede müjde taşıyan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Abdurrahim Karakoç
Ferşten arşa, ezelden Ebed'e kadar en geniş dairelerde insanın vazifesi, yalnız duadır.
Hayat uzun bir yoldur Ezelden Ebed'e uzanan..
Kalp bir gencinedir, cismim anın vîranesi
Feyz bir bahr-i keramettir, sözüm dür dânesi,
Nutk bir tuti-i hoş-gûdur, derunum lânesi,
Eşk bir sahba-yı ateşdir gözüm peymânesi,
Ye's bir mihmân-ı gamdır, hâtırım kâşânesi,
Dağ bir murg-ı semenderdir, ten ateşhanesi,
Aşk bir şem'i ilahidir, benim pervânesi,
Şevk bir zencirdir, gönlüm anın divânesi.
Şeyh Galip
"Aşk bir ateştir gözüm peymanesi"derken şeyh Galip hazretleri gözlerden kalbe aks eden ve yine kalbinde gözlere tesir ettiğini vurgulayan bir dize yazmıştır.
"Gönül yanmazsa göz yaşarmaz" denir.