Büyük Ozan Mahsuni Şerif geçti bu dünyadan... 15 yıl olmuş hemde.. :((
Mevlam gül diyerek iki göz vermiş Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı Dura dura bir sel oldum erenler Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı Yoksulun sırtından doyan doyana Bunu gören yürek nasıl dayana Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana Bilmem söylesem mi söylemesem mi Mahsuni şerifim dindir acını Bazı acılardan al ilacını Pir sultanlar gibi dar ağacını Bilmem boylasam mı boylamasam mı
İbrahim Sadri’nin sesinden dinleyin ‘Siga Sözleri’ şiirini…
Uzak nedir bildin mi, Eritre mi, Patani mi? Eviniz Dar’üs-selam, arabanız Ford Granada De bana cami kapıları niçin açık? Ara sıra tapınmak için mi? Siyah bir cübbeye sığar mı tanrı? Ya buyrukları? Bu yeni dini size kim indirdi? Eviniz Dar’üs-selam, arabanız Ford Granada Enflasyon azdı, dolar dalgalandı, dilen dostum Secde yerin altınlarla kaplandı De bana, müşrikler böyle ödüllendirilmedi mi? Eviniz Dar’üs-selam, arabanız Ford Granada. Alkış çekersin, terazin hassas Secde yerinde gözlerin oynaş, kalbin mutmain Eğildikçe, eğildikçe, eğildikçe Kaydımızı efendiler zimmetine geçirdi! Yükseklerden başlamadı mı her alçalış? Onun indirdiği ile hükmetmeyen kimlerdir, bilmez misin? De bana kime secde edersin? Vatan yine sağ olsun! Ama bu din hangi din? Ekmek aziz, can aziz Peki baki olan ne, rızkı veren kim? Ana saçı süpürge, kadın telli duvaklı Dudaklarında devri kâdim Başköşede sâdabâdı saltanat Fetva ehli İbrahim sanatını susar Peki eceli tayin eden kim?
Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu.. Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede “Küçük Ayasofya Camii”nin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa'yı hoca zannederek namazı kıldırmasını söylerler. "Yok ben hoca değilim" dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat ölüye ne söylediğini merak eder. Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar...” dedim.
Büyük Ozan Mahsuni Şerif geçti bu dünyadan... 15 yıl olmuş hemde.. :((
Mevlam gül diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi
Mahsuni şerifim dindir acını
Bazı acılardan al ilacını
Pir sultanlar gibi dar ağacını
Bilmem boylasam mı boylamasam mı
Ben bir eldim, sen bir eldiven
al içine, koru lütfen beni parmakları kopmuş gerçeğimden!
...
Tarih boyunca barbar kelimesinin yan yana yazılamadığı tek bir kelime var: Kitap. Barbarlar kitap okumaz. Moğollar her gördükleri kütüphaneyi yaktı.
DOST dediğin;
Sevinci çarpıp,
Hüznü bölmeli.
Geçmişi çıkarıp,
Yarını toplamalı.
Yarana merhem olmalı...
İbrahim Sadri’nin sesinden dinleyin ‘Siga Sözleri’ şiirini…
Uzak nedir bildin mi, Eritre mi, Patani mi?
Eviniz Dar’üs-selam, arabanız Ford Granada
De bana cami kapıları niçin açık?
Ara sıra tapınmak için mi?
Siyah bir cübbeye sığar mı tanrı?
Ya buyrukları?
Bu yeni dini size kim indirdi?
Eviniz Dar’üs-selam, arabanız Ford Granada
Enflasyon azdı, dolar dalgalandı, dilen dostum
Secde yerin altınlarla kaplandı
De bana, müşrikler böyle ödüllendirilmedi mi?
Eviniz Dar’üs-selam, arabanız Ford Granada.
Alkış çekersin, terazin hassas
Secde yerinde gözlerin oynaş, kalbin mutmain
Eğildikçe, eğildikçe, eğildikçe
Kaydımızı efendiler zimmetine geçirdi!
Yükseklerden başlamadı mı her alçalış?
Onun indirdiği ile hükmetmeyen kimlerdir, bilmez misin?
De bana kime secde edersin?
Vatan yine sağ olsun!
Ama bu din hangi din?
Ekmek aziz, can aziz
Peki baki olan ne, rızkı veren kim?
Ana saçı süpürge, kadın telli duvaklı
Dudaklarında devri kâdim
Başköşede sâdabâdı saltanat
Fetva ehli İbrahim sanatını susar
Peki eceli tayin eden kim?
Dünya başkalaştı.
Çevre kirlendi.
Fıtrat bozuldu.
Şartlar kötüleşti.
İnsanlık değişti.
Zulüm ağırlaştı.
Ahlak fenalaştı.
Hayat acılaştı...
Dünyada adam çok fakat insan az
Eğer insan bulursan ismini ALTUN ile yaz!
Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu..
Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede “Küçük Ayasofya Camii”nin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa'yı hoca zannederek namazı kıldırmasını söylerler. "Yok ben hoca değilim" dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat ölüye ne söylediğini merak eder.
Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar...” dedim.
aleykümselam..
Hayat silgi kullanmadan yazılan bir hikayedir.
Bugün yazılıyor, yarın okunacak...